Hediye Eroğlu
HDP Mersin İl Örgütü tarafından ceza evlerinde gerçekleşen ölümler, hak ihlalleri ve Kobani kumpas davası ile ilgili Özgür Çocuk Parkı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
“Saldırılar, tehditler bizi yıldıramaz” şeklinde pankartın açıldığı basın açıklamasını HDP İl Eş Başkanı Hoşyar Sarıyıldız okudu. Sarıyıldız, Coğrafyada ve dünyada estirdiği terör saldırıları sebebiyle lanetlenen DAİŞ çetelerinin amansız zulmüne karşı Kürt halkının destansı direnişine tahammül edemeyen AKP-MHP faşist iktidarının yargı eliyle Kürtlerden intikam almak ve siyaseten alt edemediği HDP’yi seçim hileleriyle saf dışı bırakmak için Kapatma Davasına gerekçe haline getirmek istediği kamuoyunda Kobane Kumpas Davası olarak bilinen, asılsız iddialar ve hukuksuz gerekçelerle parti yöneticilerimizin yoldaşlarımızın rehin tutulduğu siyasi tasfiye girişimi halen devam etmekte” dedi.
“KUMPASLARLA İNTİKAM ALINMAYA ÇALIŞILIYOR”
DAİŞ çetelerinin Musul, Şengal başta olmak üzere bölgede estirdiği terörün Kobane sınırlarına dayandığında, dönemin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın televizyon ekranlarında ‘Kobane düştü düşecek’ diyerek kendi anlayışlarına göre DAİŞ’in zaferini müjdelediği iddia eden Sarıyıldız, “Ancak tüm Kürdistan’da sokağa çıkan milyonlar ve Kobane’de ortaya konan direniş, bu ‘müjdeyi’ kursaklarında bırakmaya yetmişti. DAİŞ terör örgütünün Kobane’de yaşadığı tarihi hezimet ve sonrasında Rojava’dan süpürülmesinin intikamı bugün yaşatılan Kumpaslarla alınmak istenmiş, çözüm süreci sonlandırılmış, Kürdistan’ın şehirlerinde hayata geçirilmek istenen ‘Çöktürme Planı’ ile adeta bölge yıkımdan geçirilmiştir. Bu dönemde HDP’nin seçilmişleri esir alınmış, belediyelerine kayyum atanmış ve Türkiye’de demokrasi kendi tabirlerine göre ‘buzdolabına kaldırılmıştır” ifadelerini kullandı.
“HDP DİZAYN EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
‘Kobane olayları’ ‘Gezi eylemleri’ gibi kavramların özellikle havuz medyasında sıkça dile getirilerek, Türkiye halklarının barışçıl en küçük eylemlerinin dahi terörize edileceğinin ilan edildiğini anlatan Sarıyıldız, “Kobane Kumpas Davası adı altında esir alınan arkadaşlarımız üzerinden HDP dizayn edilmeye çalışılmış, Kürt halkının özgürlüğüne ipotek konulmak istenmiş ve Türkiye’de demokrasi mücadelesi veren kesimler tehdit edilmiştir.
Fezleke ve iddianamenin içeriğine bakıldığında bu davanın aynı zamanda çözüm sürecini yargılamak ve Türkiye halklarının özlemini duyduğu barışı mahkum etmek isteyen bir anlayışın elinden çıktığı da görülecektir. Davanın bugüne kadar ki sürecinde yaşanan hukuksuzlukları bulunduğumuz her yerde teşhir ettik ve etmeye devam ediyoruz. Bugüne kadar dosya için özel olarak görevlendirilen 8 savcı görevden alınmış, hakimler değişmiş ve devletin resmi kurumları katılan olarak davaya kabul edilmiştir. Yargılamaya konu olayların üzerinden 6 yıl 3 ay geçtikten sonra davanın açılmış olması, “gizli tanık”ların çelişkili beyanları, müştekilerin şikâyetçi olmadıklarını belitmeleri ve mahkeme başkanının suç örgütleriyle olan ilişkisinin ortaya çıkması bu davanın bir kumpas davası olduğunu açıkça ortaya çıkarmıştır” şeklinde konuştu.
“BU DAVA ÇÖKMÜŞTÜR”
HDP fikriyatının sadece bir siyasi parti programı olmadığının , Türkiye halklarının ortak mücadele zemini, kadınların direniş alanı ve sosyalistlerin dayanışma noktası olduğu gerçekliği göz önünde bulundurulduğunda Kobane Kumpas Davası’nın ne gibi değerleri hedef aldığının ortaya çıkacağını belirten Sarıyıldız şunları söyledi:
“Kumpas davasıyla ortadan kaldırılmak istenen HDP şahsında Türkiye’deki tüm demokratik kesimlerdir. Bu dava, AKP-MHP Faşizminin coğrafyamızın geleceğine karşı yürüttüğü bir saldırı ve umudu kırma girişimidir. Dava sürecinde yargılanan yoldaşlarımıza baktığımızda yargılananların kişiler değil bir fikriyat olduğu net olarak ortaya çıkmaktadır. Kürt özgürlük mücadelesi ve sol sosyalist mücadelenin kadrolarının aynı davadan yargılanması ve bu siyasal mühendislik anlayışının şu ana kadar yaşattığı pratikler bizlere bunu açıkça göstermektedir.
Halklarımızca bilinmelidir ki; hazırlanan bu kumpas davası görülmeye başlandığı ilk andan itibaren çökmüştür. Hazırlanan deliller, sipariş tanıklar, gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan iddiaların tamamı AKP-MHP faşizminin mutfağından çıkmış hukuken yok hükmünde safsatalardır. Sahte delillerin yaratıldığı ve sahte tanıkların ifadeye zorlandığı mahkeme salonu, arkadaşlarımızın mahkeme şahsında AKP-MHP faşizmini yargıladığı bir mücadele alanına dönüşmüştür.
“KOBANE KUMPAS DAVASININ HUKUKİ TARAFI KALMADI”
Siyasi hesaplarla hazırlanan, savcısı Bahçeli, hakimi Erdoğan olan Kobane Kumpas Davasının hukuki herhangi bir tarafı kalmamış ve heyetin vereceği beraat dahil hiçbir karar adil olmayacaktır. Bizler bu davaları tarih sahnelerinde Dreyfus davası, Nünberg yargılamaları olarak daha önce de görmüştük. Biliyoruz ki, tarih yine tekerrür edecek, halkların ortak direnişi ve demokrasi mücadelesi kazanacaktır. 2.yüzyılına giren Cumhuriyeti Demokratikleştirme ve onurlu bir barışı temin etme HDP olarak boynumuzun borcudur. Bizim, Türkiye ve Kürdistan halklarına bu borcumuzu ödeyene kadar bu onurlu mücadelemizden vazgeçmeyeceğimiz ve her türlü zorluğun üstesinden başarıyla geleceğimizden de kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. Kumpaslar çökecek, barış ve özgürlük kazanacak.”
HDP’liler oturma eyleminin ardından basın açıklamasını sonlandırdı.