NKP’DEN KİTLESEL MÜCADELE ÇAĞRISI


 

Mersin’de NKP bileşenleri 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde başta Akkuyu Nükleer santrali olmak üzere çevreye ekosistem bozucu girişimlere karşı kitlesel ve bütüncül mücadele çağrısı yapılarak siyasi yapılar ve yerel yönetimler net ve etkili tavır almaya davet edildi.

Hasan Küçük

 

Mersin’de Nükleer Karşıtı Platform bileşenleri 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Atatürk Parkı Saat Kulesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Nükleer santral ölüm demektir”,”Nükleer santralleri durdurun”, “Doğayı ve yaşamı yağmalayan projeleri durdurun” pankartları ile yaşanan çevre felaketlerinin fotoğrafları açıldı.  Açıklamada kalabalık “Akkuyu Çernobil Fukuşima olmayacak”, “Nükleer yaşatmaz öldürür”, “Nükleere inat yaşasın hayat” sloganları attı.

NKP Dönem Sözcüsü Osman Koçak burada yaptığı açıklamada, Dünya Çevre Günü kavramının çevre koruma mücadelesini ifade ettiğini belirterek ancak insanlığın doğada yarattığı yıkımın geldiği düzeyde bu kavram yetersiz olduğunu söyledi.

 

“ATIKLAR BİZİM ESERİMİZ”

Çevre mücadelesinin artık bir katı atık yönetimi kapsamını kat be kat aştığını anlatan Koçak, “Bugün doğayı korumaya ve kurtarmaya yönelik mücadele artık ekolojik mücadele kavramı olarak çok daha geniş kapsamda ele alınmaktadır. Artık hedef insanın doğada mümkün olan en az değişime yol açarak, doğa içinde varlığını sürdürmesidir. Olay sadece atıklar meselesi değildir. O atıkları üretimimiz ve tüketimimiz ile biz yaratmaktayız. Sorun, üretim ve tüketimin en az zararlı atığa yol açacak şekilde yönetilmesi sorunudur” dedi.

 

“ATATÜRK PARKI MÜCADELESİNDE DESTEK VERMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Bütün sektörlerin hacimlerini doğaya, canlılığa ve insana zararlı etkilerini en alt düzeye indirecek şekilde planlaması gerektiğini vurgulayan Koçak, “Mersin Limanının Atatürk Parkı’na yönelik genişlemesi, doğada, canlılarda ve insanlarda, gerçekleşmesi ihtimallere bağlı ekonomik getirisini kat kat aşan kayıplara yol açacaktır.  Biliyoruz ki ekonomik faaliyetler ve üretim insan ihtiyaçlarını karşılamak içindir. Yoksa yanlış mı biliyoruz?  Evet, sanki biraz yanlış biliyor ve düşünüyoruz. Gerçekten de yaşadığımız toplumsal ve ekonomik sistemde ekonomik faaliyetler, üretim ve tüketim süreçleri içimizden çok küçük bir kesimin yaptığı fayda maliyet analizi ile maksimum karı elde etmelerini sağlamak üzere düzenlenmektedir. Doğaya ve insana zarar veren bir üretim nasıl yararlı sayılabilir? Biz Mersin NKP olarak Mersin Limanının Atatürk Parkına genişlemesine karşı mücadeleye desteğimizi, olabildiğince katkımızı sürdüreceğiz” İfadelerini kullandı.

 

“ETKİN BİR ÇIKIŞ ORTAYA KONMALI”

Kentte son yıllarda artan kirli yatırımlara dikkat çeken Koçak, “İlimizde taş, mermer ve maden ocakları, çimento fabrikaları, sahilllerin yağması ve yapılaşması, ormanlık alanların yapılaşmaya, madenlere açılması, akarsulara yersiz, gereksiz müdahaleler, kent ve sanayi atıkları, hava kirliliği gibi sayısız ekosistemi bozucu girişime karşı daha bütüncül ve daha kitlesel, etkin bir karşı çıkışın ortaya konulması gerektiği açıktır” diye konuştu.

 

“YEREL YÖNETİMLER AÇIK VE NET TAVIR ALMALI”

Gerek Mersin gerek Türkiye gerekse Doğu Akdeniz Bölgesi açısından en büyük ekolojik risklerden birini oluşturan Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaatının bugünkü durumunu herkesin bildiğini vurgulayan Koçak, “1976’da Aslan Eyce’nin Silifke’de başlattığı direniş 46 yıldır sürmektedir. Sinop ve İğneada Nükleer Santral projeleri ile de Türkiye coğrafyasına yayılmış bulunmaktadır. 40 yılı aşan yapımının önlenmesi mücadelesi bugün yapımın durdurulması hedefi ile sürmektedir. Yapımı biterse çalıştırılmaması, çalıştırılırsa kapatılması hedefleri ile bu mücadele sürdürülecektir. Bütün ekolojik sistem tahribatlarında olduğu gibi nükleer santral mücadelesinde de hedef, karar alıcıların üzerinde kamuoyu baskısı yaratmaktır. Karar alıcı olarak merkezde dönemin siyasi iktidarları olmakla birlikte yapıma katılan ve ödemelerden pay alan, yerlilik ve millilik iddiasında bulunan sermaye firmaları da kamuoyu baskısının hedefi olmalıdır. Siyasi yapıları ve yerel yönetimleri açık, net, etkili tavır almaya davet ediyoruz” dedi.

 

“SANTRAL ALANI RUSYA’NIN İNSİYATİFİNE TERKEDİLDİ”

Nükleer santrallerin ve özelinde Akkuyu NGS’nin denize, karaya, havaya, tüm canlılara ve de insana verdikleri ve verecekleri sayısız zararın yıllardır kamuoyuna çeşitli yollardan iletildiğini anlatan Koçak şunları söyledi: “Santralin faaliyeti süresince birikime yol açacak radyasyon yayımı, deniz suyu ısısının yükseltilmesi, kimyasallarla zehirlenmesi, deniz ve kara ekosistemine zararları, Three Miles İsland, Çernobil ve Fukuşima benzeri felaketlerin yaşanması olasılığı, deprem, zemin sorunları, radyoaktif atıkların bertaraf ve  izole imkansızlığı, 50 - 60 yıllık çalışma süresi sonunda radyoaktif santral yapısının bertaraf imkansızlığı ve maliyeti, yakıt temin güvenliği, yapım, iletim, ve elektrik üretim maliyetlerinin yüksekliği. Aynı yatırım maliyeti ile yenilenebilir kaynaklardan daha büyük kapasitede daha düşük maliyette elektrik üretim imkanı. Pik tüketim anlarında bile tüketimin en az % 30 üstünde üretim kapasitesi varken yeni elektrik üretim yatırımlarına ihtiyaç olmaması.  Aynı yatırım maliyeti ile insan ihtiyaçları açısından öncelikli sektörlerde daha yüksek istihdam sağlama imkanı. Santral alanının Rusya’nın tasarrufuna terk edilmiş olması, Türkiye’nin denetimi dışında tutulması, enerji üretim girdilerinde Rusya’ya bağımlılığın arttırılması.

 

“İNŞAATIN DURDURULMASI HEDEFİNDE YOĞUNLAŞILMALI”

 Toplumun farklı kesimlerinde farklı nedenlerle nükleer santral yapımına karşı çıkılmaktadır. Bütün karşı çıkışların inşaatın durdurulması hedefinde yoğunlaştırılması sonuç alıcı olacaktır. Akkuyu NGS’nin sadece inşaat sürecinde dahi yaşanan sorunlar, patlamalarla yaratılan sayısız yer sarsıntıları, kazalar, iş cinayetleri, işçilerin insan onuruna aykırı iş ve yaşam koşulları, inşaatın kendisinin doğaya ve canlılara zararları, Çalıştırıldığında yaratacağı zararların somut kanıtlarını bugünden ortaya koymaktadır. Bu denli zararlı bir yatırım neden yapılmaktadır? İnşaat maliyetinin yarısını oluşturan 10 – 11 milyar $’ı Rusya başta İçtaş öncesinde Cengiz Holding ve MEFA olmak üzere taş, toprak, hafriyat, beton taşeronu 400 “yerli ve milli” firmaya ödemiştir, ödemektedir. Bu kredi kat kat faiziyle elektrik faturalarımızla bizlerden tahsil edilecek, Rusya’ya ödenecektir. “Yerli ve milli” sermayedarlarımız da karlarına kar katacaklardır. Mersin NKP Akkuyu’da, Türkiye’de, Bölgemizde ya da Dünyanın herhangi bir yerinde nükleer santrallere karşıdır. Ve Akkuyu NGS’ye karşı mücadelesini inşaat durdurulana kadar, sökülene kadar sürdürecektir.”


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA