Hasan Küçük
Mersin’in Mezitli ilçesi Yeni Mahalle'deki Güçlendirilmiş Göçmen Sağlığı Merkezi'nde görevli doktor Hasan Çayır ile aralarında husumet bulunan meslektaşı Ahmet Dikmen arasında, geçen yıl 20 Ekim’de tartışma çıkmış sağlık çalışanlarının müdahalesiyle taraflar ayrılırken, aracından aldığı tüfekle tekrar aile sağlığı merkezine gelen Çayır, tartıştığı meslektaşı Dikmen'e ateş açmıştı.
Yaralanan Dikmen, meslektaşlarının ve personelin müdahalesinin ardından ambulansla Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılmış ancak bütün çabalara rağmen kurtarılamamıştı.
'Tasarlayarak bir kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmek’ suçundan iddianame hazırlanan Çayır için ağırlaştırılmış ağır müebbet talebiyle dava açılmıştı. Haziran ayında görülen davanın ilk duruşmasının ardından 2. duruşma Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. SEGBİS yöntemi ile duruşmaya katılması beklenen tutuklu doktor Hasan Çayır, Covid 19 testi pozitif çıktığı için katılamadı.
COVİD TESTİ POZİTİF ÇIKTI DURUŞMAYA KATILAMADI
Duruşmada öldürülen doktor Ahmet Dikmen’in kardeşi Adnan Dikmen, ağabeyi Durmuş Dikmen ve taraf avukatları hazır bulundu.
Sanık avukatı Asena Azgın, müvekkilinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istendiğini hatırlattı. Raporun dosyaya konmasının zaman alacağını anlatan Azgın, “Müvekkilimin cezaevinde kalması sağlığını olumsuz etkiyecektir. Bu nedenle tahliye edilerek tutuksuz yargılanmalı” dedi.
Öldürülen doktor Ahmet Dikmen’in kardeşi Adnan Dikmen ise sanığın geçmişe dönük cep telefonu kayıtlarının incelenmesini talep etti.
“HAK ETTİĞİ CEZA ALSIN”
Dikmen ailesinin avukatı Erşan Sarı sanığın işine gelen konularla ilgili tıkık tıkık konuşup bilgi verdiğini, işine gelmeyen konularda ise hatırlamadığını söyleyerek suçtan kurtulmaya çalıştığını ifade ederek, “Akıl hastalığı olduğuna dair bir delil yok. Kendine göre bir kurtuluş arıyor. Sanık daha önce de başka suç işlemiş. Yine aynı oyunu oynamış. Geçmişte işlediği suç sonrası rapor almış. Bu rapora göre görev almaması gerekirken özel hastanelerde çalışmış daha sonra devlet memurluğu yapmış. Bu şahsın demek ki Sağlık Bakanlığı’nda korunuyor. Sapasağlam birisidir. Şizofreni hastasıyım diyor ama Türkiye’de deliye akıllı akıllıya deli denildiğini çok gördük. Tutukluluğu devam etsin. Hak ettiği cezayı alsın” dedi.
“ŞİZOFREN BİRİSİNE NASIL DOKTORLUK YAPTIRILIYOR”
Dikmen ailesinin diğer Avukatı Hasan Canacankatan ise “İşlediği bir suç sonrası 2006 yılında şizofren raporu alan bir kişi ondan sonra doktorluk yapıyor. Böyle bir kişiye nasıl doktorluk yaptırılıyor. Bu konuda il ve ilçe sağlık müdürlüğünün ihmali var. Onlarla ilgili daha önce suç duyurusunda bulunmuştuk. Biz sanığın olaydan 1 ay önce kimlerle irtibat kurduğunun belirlenmesi için telefon kayıtlarının incelenmesini istiyoruz. Tutukluluğunun devamını istiyoruz.
İddia makamı da tutukluluğunun devamını isterken duruşma Adli Tıp Kurumu’ndan istenen sanığın şizofreni hastası olup olmadığı ile ilgili raporun beklenmesi için duruşma 1 Kasım 2022 tarihine ertelendi.