HEDİYE EROĞLU
Alevi Kültür Dernekleri Mersin Şube Başkanlığı tarafından her yıl Muharrem ayında düzenlenen ‘Aşure Lokması’ Etkinliği’ bu yıl da geniş katılımla gerçekleştirildi.
22. Aşure Lokması programına Vali Ali Hamza Pehlivan, Alevi Kültür Dernekleri Mersin Şube Başkanı Hasan Kılavuz, Cumhuriyet Başsavcısı Tolgahan Öztoprak, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Ahmet Çamsarı, İl Jandarma Komutanı Necip Çarıkçıoğlu, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Mersin İl Müftülüğü adına Toroslar İlçe Müftüsü Bayram Danacı, Yenişehir İlçe Müftüsü Seyfullah Aruk, Rum Ortdoks Klisesi Pederi Coşkun Teymur, İtalyan Katolik Kilisesi Pederi Roshan Corderiro, İYİ Parti GİK Üyesi Burhanettin Kocamaz, Alevi kurumları temsilcileri, Mersin Cemevi Danışma Kurulu Üyeleri, sivil toplum örgütleri temsilcileri, sendika temsilcileri Yöre dernek başkanları ve binlerce insan katıldı.
Etkinlikte Mersin Cemevi İnanç Kurulu Başkanı Erdoğan Sevin Dede tarafından okunan gülbengin ardından Zakir Rıza Aydın canımızın söylediği deyişle gençlerimiz semah dönüldüler.
“KERBELA OLAYI HAKSIZLIĞA VE ZULME KARŞI BİR DURUŞ”
Programda konuşan Vali Pehlivan, İslam inancında Muharrem ayının müstesna bir yere sahip olduğunu ve tarih boyunca birçok hadisenin bu ay içerisinde meydana geldiğini belirtti.
Konuşmasının devamında Vali Pehlivan; “Peygamberler tarihine baktığımızda da Hz. Adem'in duasının kabul edilmesi, Nuh Peygamberin gemisinin tufan'dan kurtulup Cudi dağına oturması, Hz. Musa’nın firavun zulmünden kurtulması gibi dönüm noktası niteliğindeki birçok hadisenin Muharrem ayı içerisinde gerçekleşmiş olduğu bilinir. Bununla birlikte Muharrem ayı her bir Müslüman’ın, her insanın içini acıtan,yüreğini sızlatan Kerbela gibi hüzünlü bir hadisenin de ayıdır. Kerbela'da Sevgili Peygamberimizin göz bebeği Hz. Hüseyin efendimizin ve beraberinde 70'i aşkın arkadaşının şehit edildiği günü de kapsar. Kerbela olayı haksızlığa ve zulme karşı bir duruş, boyun eğmeyiştir. Sadakatten ve birlikten yana olmanın da bir simgesidir, asırlara sarih mesajıdır.
Haksızlığın ve zulmün karşısında duran; hakkın, adaletin, vefanın, sadakatin ve erdemin yoluna baş koyan Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının bu elim hadisedeki asil duruşu ve haksızlıklar karşısındaki onurlu mücadelesi bütün Müslümanların gönlünde taht kurmalarını sağlamıştır.
Bu menfur hadiseyi gerçekleştirenler, O’na ve yakınlarına bu zulmü reva görenler ise bütün Müslümanların,bütün insanların vicdanında mahkûm olmuştur.
Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetlerinde, İçişleri Bakanlığımızın genel koordinasyonunda, illerde Valilikler olarak Cemevleri ile yakın iş birliği ve koordinasyon içerisinde çalışmalar, istişareler yapıyoruz.
Tarih boyunca olduğu gibi birliğimizi beraberliğimizi pekiştirerek, varsa sorunların üstesinden hep beraber geleceğiz.
Son dönemde ulusal ve uluslararası arenada devletimizin, milletimizin elde ettiği başarıları çok somut bir şekilde hep birlikte görüyoruz ve özgüvenimiz daha da artıyor. Biz milli ve manevi değerlerinden,birlik ve beraberliğinden güç alan bir milleti ve medeniyeti temsil ediyoruz. Bu güç her alana yansımaktadır.”dedi
AŞURE, KARDEŞLİĞİN SEMBOLÜ
Aşure’nin binlerce yıl içerisinde birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin bir sembolü haline geldiğini belirten Vali Pehlivan, Biz “Ne olursan ol gel” deyip Mevlana gibi dünyayı dolaşır yine birbirimizi buluruz, biz “sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz” diyen Yunus Emre gibi dolaşır ve yine sevgide buluşuruz, biz “İncisen de incitme” diyen Hacı Bektaşi Veli gibi hoşgörü paydasında bir araya gelir, sarılır, kenetlenir ve geleceğe emin adımlarla yürürüz. Aşurenin tadı gibi ağzımızın tadı da hiçbir zaman bozulmasın. Mersin olarak da ülke olarak da bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birlik ve beraberliğimiz daim olsun inşallah.” ifadelerini kullandı.
“GÖZÜN VE GÖNLÜNÜN HAKİKATLERE AÇILMASI LAZIM”
ABF İnanç Kurulu ve AKD Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz ise yaptığı konuşmada “Aşure hep birleştirici ve paylaşımın simgesi olmuştur” diyerek, Kerbela olayının tarihsel ve toplumsal haklılığa yaslanmış bir kıyım olduğunu söyledi.
“Kerbela olayından sonra Yezid, zulüm ve zalimliğin adı olmuştur. Hz Hüseyin ise, mazlumiyet ve dik duruşun simgesi olmuştur” diyen Kılavuz, “Aleviler olarak Kerbela olayına akılla yaklaştığımızda, onu ağlama duvarı olarak öne çıkarmanın günümüze doğru olmadığını görüyoruz. Muharrem ayında ağlayıp gözyaşı dökmek, sinesini dökmek değil, gözün ve gönlünün hakikatlere açılması lazımdır” dedi.
ALEVİLER İKTİDARI MERAKLA BEKLİYOR
Kılavuz, 2016 yılında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in, “Cemevileri kırmızı çizgimizdir” sözünü anımsatarak, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın da 21 Eylül 2019 yılında Mersin Valisi Ali İhsan Su ile Mersin Cemevini ziyaret ettiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın da Hüseyin Gazi Cemevini ziyaret ettiğini söyleyen Kılavuz, “Bu önemli adımlardan sonraki açıklamaları merakla bekliyoruz. Cemevleri yasal statüsüne kavuşturulmasını istiyoruz, Ulusal ve uluslararası mahkemelerde elde etiğimiz haklarımızın verilmesini istiyoruz. Nevşehir’de Hacıbektaş İstanbul’da Şah Kulu, Karaca Ahmet, Eskişehirde’Hüseyin Gazi, Tokat’ta Hubyar Baba, Antalya’da Abdal Musa Dergahlarının Alevi Kurumlarına verilmesini istiyoruz.
“ALEVİ KÖYLERİNE CAMİ YAPILMAKTAN VAZGEÇİLMELİ. MADIMAK OTELİ UTANÇ MÜZESİ OLMALI”
Okullarda okutulan din ve ahlak bilgisi derslerinin müfredat programlarını hazırlayan komisyonlara Alevi kurum temsilcileri ve kanaat önderleri çağrılmalıdır. Alevi köylerine cami yapılmaktan vazgeçilmelidir. Madımak Oteli utanç müzesi olmalıdır.
Orhan Gazi döneminde, dergahın girişine yazılan ‘Burası aşıkların kabesidir. Eksik gelen tamam olur’ diye yazılı olan kitabe 44 yıl önce söküldü. Sökülen kitabenin geri takılmasını istiyoruz.
Bu kutsal ayda, mübarek aşure gününde dileğimizdir. Dünyamızda bir daha Kerbelalar yaşanmasın. Ülkemizde, halkımız arasında kuşku ve güvensizlik son bulmasını, kin öfke ve nefretin sevgiye dönüşmesini, bu topraklarda yaşayan bütün kimliklerin kardeşçe el ele barış içinde birlikte olmalarını yüce Hak’tan niyaz ederim cümlenize saygılarımı sunarım” diye konuşmasını sonlandırdı.
Etkinlik semah gösterisi yapılmasının ardından aşure lokması dağıtımı ve sonrasında Ender Balkır konseri ile sona erdi.