Haber Merkezi
Mersin Tabip Odası Başkanı Nasır Nesanır, 25 Ağustos’ta yürürlüğe giden Yeni Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği ile ilgili bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı’nın günlerdir “Aile hekimlerine müjdemiz var” diye anons ettiği yeni Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin çalışanlar arasında bir kez daha hayal kırıklığı yarattığını ifade eden Nesanır, “Yeni yönetmelikle koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetleri öncelenmiştir. Sağlıkta dönüşüm ile birlikte birinci basamak ve koruyucu sağlık hizmetlerinde yaşatılan tahribat, yönetmelikteki hasta muayene sayısına bağlı ek ödeme tercihiyle gittikçe büyüyecektir” dedi.
“SECİM ÖNCESİ HASTA MEMNUNİYETİNİ ARTIRMAYA YÖNELİK”
Hasta başı ek ödeme tercihinin, ikinci ve üçüncü basamakta yaşanan tıkanıklığın birinci basamak üzerinden giderilerek, yaklaşan seçimlerde hasta “memnuniyetini” artırmaya yönelik olduğunu anlatan Nesanır, “Koruyucu sağlık hizmetlerinin daha büyük yara alacağını, toplum sağlığına daha büyük zarar verileceğini bildiriyoruz” şeklinde konuştu.
“Sağlık hizmeti, daha çok poliklinik sayısı, daha çok tetkik, daha çok ilaç değildir” diyen Nesanır,
“Çıkartılan ek ödeme yönetmeliği bizi daha çok ilaç yazma, daha çok hasta görme baskısı altına itmektedir. Yönetmelikte sadece sesini çıkarmadan, çok hasta bakma şartı ile hekime ve birazcık da aile sağlığı merkezi (ASM) çalışanlarına ek ödeme yapılması önerilmiştir. Aile hekimini bir hastasına ortalama 6 dakika vakit ayırmak zorunda bırakan, sağlık emekçileri arasındaki çalışma barışını bozan ceza yönetmeliği eki mahiyetindeki bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Hastalarımıza yeterli zaman ayıracağımız koruyucu hekimliği önceleyen bir sağlık sistemini savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
“SUS YOKSA MAAŞINI KESERİM DENİLİYOR”
Yeni ödeme yönetmeliğinde, aile hekimlerine ek ödeme yapılması ceza puanı koşuluna bağlandığını vurgulayan Nesanır şunları söyledi: “Son bir yıl içinde enflasyon karşısında yarı yarıya eriyen ücretlerinin artırılması ve hak kayıplarının giderilmesi için mücadele eden aile hekimleri ve diğer ASM çalışanlarına yapılacak ek ödemlerin Anayasa Mahkemesi tarafından hukuksuz bulunan, açık/şeffaf olmayan keyfi ceza puanına bağlı kılınması kabul edilemez. Ek ödeme, Anayasa’ya aykırı olduğu mahkeme tarafından bildirilmiş olan, ceza puanı olmaması şartına bağlı kılınması sağlık çalışanlarının hakları için yürüttükleri mücadeleyi zayıflatmak, sağlık politikaları üzerinde düşünce açıklamayı engellemek, adeta “Sus, yoksa maaşını keserim!” denilerek ek ücret sopa dayatması olarak görüyoruz.
“EMEK YOK SAYILMIŞTIR”
Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerinden aşılamalar, gebe izlemleri, takip işlemleri, kanser taramaları, otizm taramaları, eğitimler yok sayılmıştır. Ebe, hemşire, sağlık memuru ve acil tıp teknisyenlerinin emeği yok sayılmıştır. Aynı ASM’de hekimler başta olmak üzere tüm sağlık çalışanları arası dayanışmayı da kırmayı hedeflemişler. Ücret rejiminin gelir getirip getirmemeye, performansa, teşvike, katsayılara bağlanması, meslek gruplarının kendileri arasında ve diğer meslekler arasında gelir farkı yaratılması sağlık sisteminin sorunlarını çözmek yerine daha ciddi sorunlara yol açmaktadır ki son zamanda yapılan düzenlemeler kısa sürede sahada yarattığı sorunlar nedeniyle yeniden revize edilmektedir. Oysa biz sağlık emekçilerinin revizyona değil sağlığın finansman, organizasyon ve yönetim açısından koruyucu sağlık hizmetlerine odaklanarak yeniden inşa edilmesine ihtiyacımız olduğunu düşünmekteyiz.
“ASM ÇALIŞANLARININ SORUNLARI YÖNETMELİK İÇİNDE YOK”
ASM çalışanlarının sorunları yönetmelik içinde yoktur. Yine ekibin bir parçası olan ASM’de çalışan işçileri ise bu ek ödemeden hiçbir şekilde yararlanamayacaktır. Bu ayrımcılığı kabullenmek mümkün değildir. ASM yönetimi, kira sorunları, sağlıkta şiddet, güvensiz çalışma ortamları gibi sorunlarımızın ismi dahi anılmamıştır. Bu ek yönetmelik, bir tüketim yönetmeliğidir. Çalışanı tüketen, sağlığı tüketen, yurttaşlarımızı tüketen sağlıkta dönüşüm zihniyetinin bir yansımasıdır ve Anayasa’ya aykırıdır.
Yoksulluk sınırı altında performansa dayalı olarak çalışmak; Emekliliğimize yansımayan ödeme; sağlığı ve emeğimizi tüketen düzenlemeler istemiyoruz; baskı, tehdit, ceza istemiyoruz!
Performansa dayalı, koşullara bağlı ek ödeme değil; emeğimizin karşılığı olan ve emekliliğe yansıyan tek ödeme istiyoruz!”