Haber Merkezi
Avrupa Birliği, haziranda onayladığı 6. yaptırım paketi kapsamında Rusya'dan deniz yoluyla ham petrol ithalatını yıl sonuna kadar, petrol ürünleri ithalatını ise 2023'ün ilk 2 ayı itibarıyla sonlandırma kararı aldı. Bu karar, AB'nin Rusya'dan mevcut petrol ithalatının yüzde 90'ını kapsıyor.
Geçen yıl Rusya'dan 48 milyar avro değerinde ham petrol ve 23 milyar avroluk rafine petrol ürünleri ithal eden AB'de, boru hattıyla ithalat yapan ülkeler için ambargo kararında geçici süreyle istisna uygulanacak. Bu ülkeler, aldıkları petrolü diğer üye ülkelere veya üçüncü taraflara satamayacak.
Coğrafi konumundan kaynaklı zorluk sebebiyle Bulgaristan 2024'ün sonuna kadar Rusya'dan ham petrol ve petrol ürünlerini deniz yoluyla ithal edebilecek. Hırvatistan ise rafinerisinin çalışması için gerekli olan vakum gazı ithalatına 2023'ün sonuna kadar izin verecek.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasının ardından Rusya'dan fosil yakıt ithalatını azaltmaya çalışan AB'nin, ham petrol ithalatını ambargo kapsamında yıl sonuna kadar sonlandırmasının daha kolay olduğu düşünülüyor. Uzmanlar, AB'nin asıl zorluğu Rusya'dan dizel ithalatını bitirme konusunda yaşayacağını öngörüyor.
“AMBARGO SADECE RUSYA’YI CEZALANDIMIYOR”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, katıldığı bir televizyon kanalında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
İlk olarak Rusya - Ukrayna savaşının Türkiye’ye etkisini ele alan Kızıltan, bu noktada Mersin’in önemine dikkat çekti.
“Burada deniz yolu taşımacılığı çok önemli yer almaktadır. Mersin Limanı şu anda Doğu Akdeniz’in en büyük limanıdır” diyen Ayhan Kızıltan, yük trafiğinin çok yüksek olduğunu işaret etti. Ancak ambargodan dolayı yaşanan sıkıntının arttığını söyleyen Kızıltan, “Ticarette bu ambargo sadece Rusları kısıtlamıyor, Avrupa firmalarını da Türk firmalarını da kısıtlıyor. Rusya ile iş yapıp oradan temin ettiği malzemeyi Avrupa’ya satanları da kısıtlıyor.
Rusya’dan gelen konteynerlerde gerçekten bir artış var. Yüzde 20-25 civarı Mersin Limanı’nda bir artış var. Dökme Yükte de var. Rusya’dan bakliyat hububat gibi Türkiye’de işlenip katma değer sağlanan ürünler geliyor. Dolayısıyla bizde bir artış var ama burada şunu ortaya koymalıyız. Bu ambargo sadece Rusya’yı cezalandırmıyor. Birçok Avrupa firmasını ve bizim gibi Rusya bağlantılı, oradan hammadde alıp dünyanın birçok yerine işleyip katma değer ortaya koyarak ürettiği ürünleri satan firmalar var.
Ne yapmalıyız bu firmalar batmalı mı? Buna çözüm bulmalıyız. Tabi siyaset gibi olacak ama biz ticaret insanları olarak şunu düşünüyoruz arkadaş iki ülke arasındaki olay, benim firmamı batıramaz. Bunun ceremesini ben çekmeyeyim. Bu ambargoyu koyanlar o zaman gelip firmalarımızın sıkıntısını karşılasınlar” dedi.
“BOŞ KONTEYNERLERİN ORANI GİDEREK LİMANDA ARTIYOR”
Ambargonun etkisiyle zora düşen firma olabileceğini söyleyen Başkan Kızıltan, “Yine konteynerlere baktım ihracatta düşüş var. Boş konteynerlerin oranı giderek limanda artıyor. Yani bize diyelim Rusya’dan konteyner geliyor boşaltılıyor, ihracat düştüğü için Avrupa’nın da resesyona girme durumu var bizim Avrupa’ya ihracatımız da düşüyor. Böyle devam ederse tabi ki birçok firmamız zora girecek. Bu ambargoyu koyanlar ticaretin dönmesi için hem Avrupa hem Türk firmaları büyük bir olumsuzluğa sürükleniyorlar.
“BU SAVAŞ SANKİ TÜRKİYE’YE BİR KITLIK YAŞAYACAK”
Hammaddede fiyatlarındaki yükselişi de değerlendiren Kızıltan, “Öyle bir duruma geldik ki bu savaş sanki Türkiye’ye bir kıtlık yaşayacak. İç pazarda gıda tedariki yapılamayacağı düşünülerek bazı ihracat yasakları geliyor. Bu ihracat yasakları bizim Rusya’dan yada başka ülkelerden Afrika, Türk Cumhuriyetlerinden getirdikleri ürünleri burada işleyip ihraç etmeleri gerekiyor. Bu ihracat yasakları özellikle nohut, mercimekte bizim sanayicimize oldukça olumsuz bir yük getiriyor. Bir de ambargodan dolayı Avrupa’daki firmaların da zora düşmesi, ticaretlerinin azalıp gelirlerinin düşmesi onların yeni sipariş vermesinin önünü kesiyor. Burada tamamen şu gündeme gelmeli: Hem AB hem Türkiye hem ABD oturup düşünmeli. Biz bu bölgedeki ticareti nasıl etkiliyoruz? Ambargo koymuşlar. Ambargo Rusya için konulmuş ama Avrupa ve Türk firmalarını da vuruyor. Buna bir çözüm bulunmalı. En önemli sorun bu. Yoksa hammadde tedarikinde sorun yok. Biz burada üretiriz ama Avrupalı firmalara satamazsak tedarik ettiğimiz hammaddeyi ne yapacağız?” diye konuştu.
ENFLASYON, HESAPLARI ŞAŞIRTTI
İç piyasadaki en büyük sorun olan enflasyon muhasebesinin firmaları zorladığını da dile getire Kızıltan şöyle devam etti: “Dolar – Avro paritesinin bozulması sıkıntı. Avrupa’ya avro ile ihraç ediyor ama hammaddeyi dolarla alıyor. Bu durumda büyük bir kayıp elde ediyor. Diğer türlü döviz kurlarının ne olacağının belirsizliği ihracatçımıza fiyat belirlemede zorluk çıkarıyor. Eskiden aylık fiyatlardı şimdi günlük belirlenmek zorunda. Sattığımız mal için kullandığımız hammaddeyi diyelim 10 Avro’dan sattıysak 15 dolara aldığımız hammaddeyi kaça alacağımızı hesaplayamıyoruz.
Bir de bilançolarda kur farkları var. İhracatçının belli bir döviz stoğu olmalı ki anında hareket edebilsin. Uygun hammadde bulduysa almalı. Hesaplarında döviz görünüyor ve kur artışı olunca kazanç gibi kaydediyor. Enflasyon değerlendirmesinin tekrar devreye girmesi lazım”.