GİZEM EKİCİ
Alanya’nın Gazipaşa ilçesi Yakacık Mahallesi ile Mersin’in Anamur ilçesi Anıtlı mahallelerini içine alan Kaledran’da yaklaşık 100 hektarlık orman arazisinde, MAPEG tarafından AYTAP adlı firmaya verilen mermer ocağına karşı yürütülen çevre mücadelesinde önemli bir kazanım elde edildi.
Mermer ocağı projesi için verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı açılan iptal davasını usule uygun yapılmadığı gerekçesiyle reddeden Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin kararını Danıştay bozdu. Yöre halkının mermer ocağına karşı yargı mücadelesinin yeniden başladı.
OCAK SAHASI İÇİNDE 1. DERECE ARKEOLOJİK SİT ALANI BULUNDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Tarım ve orman alanları ile yeraltı su kaynaklarını tehdit eden mermer ocağı projesi için 100 hektarlık orman arazisinde mermer ocağı ruhsatı verildi.
Mersin Valiliği tarafından Ekim 2018’de ÇED Gerekli Değildir kararı verilen ocak için ilk etapta 23 hektarlık kısımda çalışma başlatıldı.
Ancak Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED), Anamur Ziraat Odası, S.S Anıtlı Köyü Toprak Sulama Kooperatifi ve S.S Çamlıpınar Köyü ve Çevresi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile bölgede yaşayan ve her iki köyde taşınmazı bulunan vatandaşlar projeye karşı dava açtı.
Mersin 1. İdare Mahkemesi’ne açılan davada, tarım alanlarına ve su kaynaklarına zarar vereceği öne sürülen mermer ocağı projesi için verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararının hukuka aykırı olduğu kaydedilerek iptali istendi.
Bu arada, ruhsat sahasının yaklaşık 23 hektarlık kısmı olan ÇED sahasının içinde 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı bulunduğu da ortaya çıktı.
Söz konusu mermer ocağının Anıtlı kadar Yakacık’ı da etkileyeceği, mermer ocağı faaliyetinin zararlı etkilerinden Yakacık halkının da zarar göreceğini belirterek Mersin 2. İdare Mahkemesi’ne dava açıldı.
MAHKEME ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR KARARININ İPTALİ İSTEMİNİ REDDETMİŞTİ
Mersin 2. İdare Mahkemesi, Yakacıklı vatandaşlar tarafından “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali için açılan davayı, 2 Haziran 2022 tarihinde, süresi içinde usule uygun açılmadığı gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine harekete geçen davacılar, söz konusu mahkeme kararına karşı temyiz yoluna başvurdu.
DAVACILAR KARARIN İLAN EDİLMEDİĞİNİ İLERİ SÜRDÜ
Bölgede mermer ocağı açılmasını istemeyen davacı Yakacıklı vatandaşlar, Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin aksine söz konusu kararın köylerinde ilan edilmediğini, olayı duyduktan sonra yasal süresi içinde dava açıldığını ileri sürerek Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararın bozulması için temyiz başvurusunda bulundu.
“DANIŞTAY VATANDAŞLARIN “HAK İHLALİ” YAŞADIĞINA HÜKMETTİ”
Yakacıklı davacıların temyiz başvurusu, Danıştay 6. Dairesince kabul edildi. 2577 sayılı kanunun 49’uncu maddesine göre davacıların haklı olduğuna dikkat çeken Danıştay 6. Daire, vatandaşlar tarafından açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin kararını bozarak, “ÇED Gerekli Değildir” kararının bölge halkına duyurulmadığına, halka gerekli bilgilendirme yapılmadığına ve vatandaşların “hak ihlali” yaşadığına hükmetti.
HALK YENİ KEŞİF GÜNÜNÜN NETLEŞMESİNİ BEKLİYOR
Öte yandan, Anıtlı ve Çamlıpınar köyünde yaşayan vatandaşlarca açılan davada, Mersin 1. İdare Mahkemesi esasa girerek keşif kararı almıştı. Ancak 14 Aralık 2022 tarihinde yapılması planlanan keşif hava muhalefeti nedeniyle ertelenmişti.
Aytap Madencilik firması tarafından ormanlık alanda yaratılan tahribat nedeniyle endişe içinde olan yöre halkı, acilen yeni keşif gününün belirlenmesini ve yürütmenin durdurulmasını istiyor.
YAMAÇ ARAZİDE YILDA 120 BİN METREKÜP ATIK MALZEME ÇIKACAK
Alanya merkezli Aytap Madencilik İnşaat Enerji Tic. Ve San. A.Ş. tarafından açılmak istenen mermer ocağı işletmesinde 99,94 hektarlık ruhsat sahasının ilk etapta 23,89 hektarlık (238 dekar) kısmında yılda 200 bin metreküp üretim yapılması planlanıyor. Projeyle ilgili ÇED raporunda yer verilen bilgilere göre gerçekleştirilmesi planlanan üretimin yüzde 15’i blok mermer, yüzde 25’i parça mermer, geriye kalan yüzde 60’lık kısmının ise (yılda 120 bin metreküp) pasa (moloz) olarak ayrılacağı belirtiliyor. Dik yamaçta yer alan proje alanında yılda 540 bin ton kazı yapılması planlanırken, alandaki çalışmanın 10’ar yıllık izin sürelerinin uzatılarak toplamda 34 yılı bulması öngörülüyor.