HEDİYE EROĞLU
Mersin’in Silifke ilçesindeki Göksu Nehri, Mut ilçesindeki zeytinyağı fabrikalarının geçtiğimiz aylarda başlayan hasadın tamamlanması ile ürünlerin işleme safhasına geçilmesiyle oluşan atıklar sonucu karardı.
Seyhan ve Ceyhan Nehirleri’nden sonra Akdeniz’e dökülen akarsuların en önemlisi Göksu Nehri bölgenin yaşam kaynağı olurken tarım, balıkçılık ve hayvancılığın can damarı.
Akdeniz Bölgesinde doğal yapısını koruyabilmiş ender alanlardan biri olan Göksu Deltası, uygun iklim koşulları yanında farklı habitatları iç içe barındırması nedeniyle çok sayıdaki su kuşuna üreme, beslenme, kışlama ve konaklama olanağı sağlamakta. Özellikle kış aylarında İç Anadolu Bölgesindeki sulak alanların donması sonucu pek çok su kuşu kışı geçirmek için deltaya gelmekte.
“Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilen Göksu Deltası, Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan olması nedeniyle Ramsar sözleşmesi kapsamında olmasına rağmen deltadan geçen Gökus Nehri’ndeki kirlilik suyun renk değiştirmesine nede oldu.
Son zamanlarda üzerinde yapılan HES ve barajlarla suyun akışının hızının ve miktarının düştüğü nehir bir yandan da sanayi ve evsel atıklarının, tarım ilaçlarının, kömür ocaklarının, taşocaklarının etkisiyle, yok olma tehdidiyle karşı karşıya.
GÖKSU KARARDI
Türkiye’nin zeytin ve yağı üretim merkezlerinden biri olan Mersin’in Mut ilçesinde bulunan zeytinyağı fabrikaları, ilçenin zeytininin tescil alması ile ürünlerini Fransa, Japonya ve Birleşik Arap Emirliklerine göndererek kararına kar eklerken, yarattıkları kirlilik Göksu Nehri’ni vurdu.
Mut ilçesindeki 10 zeytin salamura işleme tesisi ile 20 zeytinyağı fabrikasının atıklarının yıllardır atıklarını Göksu Nehri’ne bırakması nedeniyle yaşanan kirlilik bu yıl da suyun renginin kararması ile yine gündem oldu. Son 15 gündür rengi daha da koyulaşan sudan yayılan kötü koku tedirgin etti. Nehir kenarında yoğunlaşan kirli su, balçık görünümü oluşturdu.
Silifke halkı yaşananlara tepki göstererek gerek yaşamı tehdit eden ve ekolojik dengeyi bozan kirliliğe karşı yetkilileri göreve çağırdı.
ZEYTİNYAĞINDAN KAZANDIĞINIZ PARAYLA SİLİFKE’Yİ YOK ETMEYİN
Silifke’de yaşayan çevre aktivisti Musa Türkmen, yıllardır bu kirliliğe karşı mücadele ettiklerini ancak sonuç alamadıklarını söyleyerek, yetkilileri görev çağırdı. Mut’taki zeytinyağı fabrikalarına “Kirletmeden kazanın” çağrısı yapan Türkmen, “Biryandan ekonomik kalkınma sağlayabilir diğer yandan doğayı koruyabilirsiniz. İkisi bir arada olmaz ise kaybeden hepimiz olacağız. İhraç ettiğiniz zeytinyağından elde edilen gelir ile Silifke’yi yok etmeyin” dedi.
“SEYİRCİ KALMAYIN”
İlgilileri, yetkilileri ve siyasileri de, “Bu yok oluşa sessiz ve seyirci kalmayın” diyerek göreve çağıran Türkmen, “Yıllardır mücadele ediyoruz ancak sonuç alamıyoruz. Çünkü ilgililerin, yetkililerin işin içine girmesi, elini taşın altına koyarak yaşananlara müdahale etmesi gerekiyor. Zeytinyağı fabrikalarına karşı değiliz ancak bu tesislerin çağın gereklerine uygun olarak doğaya zarar vermeden faaliyet göstermesi sağlanmalı” diye konuştu.
MUT TÜRKİYE’NİN ZEYTİNYAĞI BAŞKENTİ
Dünyada zeytin hasadının ilk yapıldığı bölge olan Mersin’in Mut ilçesinde 300 bin dekar zeytin bahçesinde çiftçi sistemine kayıtlı yaklaşık 12,5 milyon zeytin ağacı varlığı bulunuyor. İlçede kayıtlı olmayanlarla beraber 15 milyon zeytin ağaç varlığı olduğu tahmin ediliyor.
Mersin’de zeytin üretiminin yüzde 75'ini, Türkiye üretiminin ise yüzde 15'inin gerçekleştirildiği Mut’ta üretilen zeytinyağına 'Mut Zeytinyağı' adıyla 2018 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret tescil belgesi verildi. İlçede 10 zeytin salamura işleme tesisi ile 20 zeytinyağı fabrikası faaliyet gösteriyor. Ekim ayının ikinci haftasından itibaren tam hasat dönemine geçilecek bölgede iklim şartları nedeniyle haşere ya da zararlı problemi de yaşanmıyor.