Haber Merkezi
Mersin Cemevi’nde “Ahilikten Aleviliğe Ahlak Kuralları ve İnsan Sevgisi” konulu panel yapıldı.Panele farklı inanç ve kimliklerden yoğun katılım oldu. Prof. Dr Cengiz Güleç, Siyaset Bilimci Düşünür Akgül’ün konuşmacı olduğu panelin moderatörlüğünü Mustafa Güler yaptı.
“ALEVİLER BU TOPRAKLARDA HEP ÖTEKİLEŞTİRİLDİ”
Sanatçı Ozan Açıkalın’ın okuduğu deyişlerle başlayan panelde açılış konuşmasını yapan Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, “İnanç ve yaşam tarzından dolayı Aleviler bu topraklarda hep ötekileştirildi. Aleviler birlikte yaşadığı inanç mensuplarıyla barış içerisinde yaşamış, birlik ve beraberliği önemsemiştir. Ahilik yaşayışta dürüstlük, insana hizmette olgunluk ve fazilettir. Bu topraklarda yıkılanı yapmış, söküleni dikmiş, düşeni kaldırarak, Ahilik bütün yaralara merhem olmuştur. Ahiliğin inanç ve ibadetimizde büyük yeri vardır. Günümüzde en az anlatılan konulardan biri olup bugün burada konuşulmasının gerekliliğine yürekten inandık” diye konuştu.
“AHİLİK KÖKLERİ İYİ BİLİNİRSE, GELECEĞİN ŞEKİLLENMESİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLACAKTIR”
Kılavuz’un ardından Mustafa Güler, “Bu panelin konusu tanışmak olmalıdır. Tanış olarak bir meseleye farklı pencereden bakarak tanış oluruz. Ahilik ana kültürümüzün temelidir. Ahilik hep esnaf ve iş teşkilatı olarak algılanmıştır. Ahilik inanç ve fazilet boyutu hep arka planda kalmıştır. Dünü anlamadan bugünkü yorumlamak imkansızdır. Bugün çoklu tanış olma ve buluşma zemininde bir araya geldik. Ahilik kökleri iyi bilinirse, geleceğin şekillenmesi için çok önemli olacaktır” diye konuştu.
Güler, ahilik kurumunun kurulduğu coğrafyanın ve tarihinin önemini vurguladı.
‘ELİNE, BELİNE, DİLİNE SAHİP OL’
Siyaset Bilimci Düşünür Ahmet Akgül da, “Ahilik teşkilatında çıraklık ve kalfalık için ehliyet verilirdi. Yeni ustaya ortak yardımlar ile dükkan açılırdı. Ve ustanın beğendiği kalfa ile yanına katılarak ortaklık statüsü verilirdi. Ahilerin genel desturu bütün insanlar yaratılışta eşitimizdir. Ehlibeyt yoldaki rehberimizdir. Aynı çarşıda terzi, Sünni; Derici, Alevi-Bektaşi; Demirci , Ermeni;Semerci, Kuyumcu, Rum; temel insan haklarına saygılı kardeşçe yaşamış insanlığa örnek medeniyet olmuştur.Tarihimizi öğrenerek yanlışlarımızı öğrenir böylece daha uygar yaşarız. Alevi büyüklerinin ‘eline, beline, diline sahip ol’ düsturu çok kıymetli bir değerdir” diye konuştu.
“ALEVİ İNANCININ BU TEHDİT OLARAK ALGILANMASI VE BASKILANMASI SONUCU KİMLİK KRİZİ YAŞANMAKTA”
Prof. Dr Cengiz Güleç da, Kızılbaş’ın Alevilikte hoşgörü ve çoğulculuk olduğuna değinerek, “Kızılbaş Alevilikte hak anlayışı farklıdır. Yaşama sevinci, nükte ve mizah Kızılbaş Alevilere özgüdür. Alevi inanç önderlerinin Cemdeki kutsiyetine saygı duyarım. Onu inancı taşıyan temsilcisi olarak görür. Kızılbaş Aleviliğinde inanç önderiyle nükte ve mizahla barışçıl şakalar yapılıyor. Kızılbaş Alevilikte yaşama sevincini nükte ve mizahla görebilirsiniz. Doğal şekilde yaşadığımız Alevi inancının bu tehdit olarak algılanması ve baskılanması sonucu kimlik krizi yaşanmaktadır. Kızılbaş Alevi inancı, hakim iktidar ve zümreler tarafından dışlanıyor. Etnik kökenden Aleviliği tanımlamak çok yanlıştır” diye konuşmasını tamamladı.
Sunuculuğunu Baki Erdoğan Dede’nin yaptığı panel, panelistlere plaket takdimin ardından son buldu.