BARIŞ ÇOBAN
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, depremler ve sonrasında Mersin’in aldığı göç ile ilgili bir değerlendirme yaptı.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan açıklamayı platform adına Büro Emekçileri Sendikası (BES) Mersin Şube Başkanı Murat Doğan yaptı.
Ülkemizde yaşanan depremlerin 11 ilde yaklaşık 13.5 milyon vatandaşı etkilediğini söyleyen Doğan, “Binlerce yurttaşımız hayatını kaybetmiş ve 100 bini aşkın vatandaşımız da yaralanmıştır. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz” dedi.
GELENLERİN YARISI KALICI OLUR
Mersin Emek ve Demokrasi platformu olarak daha önce, deprem öncesi tedbirleri almayan ve deprem sonrasında da anında müdahalede bulunmayarak sınıfta kalan iktidara seslendiklerini söyleyen Murat Doğan, gerek deprem bölgesindeki gerekse de diğer illere göç eden vatandaşların ihtiyaçlarının en hızlı bir şekilde karşılanmasını talep ettiklerini anımsattı.
“Depremden sağ kurtulan vatandaşlarımız, güvenli ikamet edebilecekleri, temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ve özellikle de akraba ve yakınlarının bulunduğu, kısmen deprem kuşağında olmayan illere gitmek zorunda kalmıştır” diyen Doğan, “Mersin ili gerek konumu bakımından deprem bölgesi dışında olması gerekse deprem bölgesine yakınlığı ve akraba ilişkilerinden dolayı depremzedelerin en fazla tercih etmiş oldukları il olmuştur. Yetkililerin yapmış olduğu son açıklamalara göre yaklaşık olarak İlimize 350-400 bin depremzede göç etmiştir. Mersin halkı da depremzedelere ilk günden itibaren kapılarını açmış ve imkanlarını seferber etmiştir. Uzmanlar, ilimize gelen insan göçünün yaklaşık yarısını oluşturan vatandaşımızın kentimizde kalıcı olacağını tahmin etmektedir.
KENT İHTİYAÇLARI KARŞILAMAKTA YETERSİZ KALIYOR
Ancak, afet sonrası göç dalgasına hazırlıksız olan kentimiz barınma, sağlık, eğitim, alt yapı ve ulaşım başta olmak üzere gelen depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Kentimizde ikamet eden 2 milyon 700 bin vatandaşımızın ihtiyaçlarının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde karşılanması yerel yönetimlerin imkanlarını aşmaktadır.
Dolayısıyla, kentimiz “Sosyal Afet” bölgesine dönüşmeden, depremzede vatandaşlarımızın göçüyle ortaya çıkan ihtiyaçların sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde karşılanabilmesi ve kentin daha dirençli hale gelmesi için İlimizin ‘özel bir destek/statü kapsamına’ alınması ve genel bütçeden daha fazla ödenek ayrılması zorunluluk haline gelmiştir.
Bugüne kadar kentimizin ihtiyaçları doğrultusunda yerel yönetimlerce hazırlanıp merkezi idareye sunulan projeler derhal onanmalı, merkezi bütçeden ilimize ayrılan ödeneklerin ilimizdeki 400 bin Suriyeli göçmen, 400 bin depremzede ve ilimiz nüfusuna kayıtlı 1 milyon 900 bin vatandaşımız dikkate alınarak 2 milyon 700 bin nüfus üzerinden hesaplanarak gönderilmelidir.
MERSİN İÇİN AFET YÖNETİMİ STRATEJİ EYLEM PLANI
Belediyeler koordinatörlüğünde Afet Yönetimi Strateji Eylem Planı çalışmalarına zaman yitirilmeden derhal başlanmalıdır. Bu stratejik eylem planı çalışması belediyeler, kamu kurumları, meslek odaları, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve kentin diğer paydaşlarının katılımıyla geniş ve kapsayıcı bir işbirliği ile yürütülmelidir.
Yer bilimcilerin yeni depremi Adana ve Kıbrıs gibi ilimize yakın bölgelerde olma olasılığını ön plana çıkardıkları düşünüldüğünde ilimizdeki yapı stoku zaman geçirilmeden denetlenmeli ve gerekli tedbirler de alınmalıdır.
Deprem bölgesinde güvenli barınma ve yaşam koşulları derhal sağlanmalı, kendi illerinde yaşamak isteyen bütün depremzedeler için yeterli ekonomik ve sosyal koşullar oluşturulmalıdır.
Buradan Mersin’de yaşayan halka, siyasi partilere, sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerine bu talepleri sahiplenmeye ve çaba harcamaya; İktidarı ise kentimizin mevcut konumunu dikkate alarak gerekli tedbirleri derhal almaya çağırıyoruz. Alınmayan tedbirler sonucu oluşacak her olumsuzlukta tedbir almayanların sorumlu olacağını bugünden belirtiyoruz” diye konuştu.