Haber Merkezi
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada deprem ile ilgili Mersin’e dair talep ve önerileri gündeme getirdi.
“ANTAKYA’YI YENİDEN CANLANDIRMAMIZ GEREKİYOR”
Hatay’a, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Çinçin ile görüşmek için gittiğini söyleyen Kızıltan, “Çinçin ile Hatay’daki sanayiyi harekete geçirmek için ne tür destekler verebiliriz ve orada faaliyete geçebilecek durumdaki küçük ve orta ölçekli sanayicilerin envanterini çıkarıp neye ihtiyaçları olduğunu tespit edip hangi noktalarda yardımcı olabileceğimizi görüşeceğiz. Oradaki ekonomiyi yeniden canlandırmamız lazım. Antakya bir tarih ve o tarihi yeniden ayaklandırıp yaşatmamız gerekiyor” dedi.
“FOTOĞRAF ÇOK KARMAŞIK”
Depremden etkilenen ve büyük yıkımların olduğu şehirlerde fotoğrafın çok karmaşık olduğunu, yeninden inşa edilmelerinin uzun vadeli olduğunu belirten Kızıltan, “Fotoğraf çok karmaşık. Uzun vadeli bir süreç ama kısa vadede alınacak küçük tedbirlerle, desteklerle uzun vadeli planlara destek verecek şekilde hareket edebiliriz. Önce size Mersin’i anlatayım. Mersin deprem bölgesinin 10 ilinde yaşayan insanların çoğunun akrabalarının olduğu bir kent. Dolayısıyla hem yakın hem güvenli bölge olarak görüldü ve depremden kaçanların birçoğu, yaklaşık 400 binler telaffuz ediliyor, Mersin’e geldi. Kent nüfusu yüzde 40 arttı. Ondan önce de 400 bin Suriyeli vardı. Yani şehrin nüfusuna bir şehir nüfusu daha eklenmiş oldu” açıklamasında bulundu.
“MERSİN’E GELEN DEPREMZEDELER KALICI OLMAMALI”
Kente gelen depremzedelerin Mersin’de kalıcı olmaması gerektiğini savunan Kızıltan, Mersin’in bu kadar yoğun göçü kaldıramayacağını vurgulayarak, şunları söyledi: Mersin’e gelen depremzedeler kalıcı değil, olmaması da lazım. Mersin kenti bu kadar yoğun göçü kaldıracak durumda değil. İstiap haddini aştı. Mersin konuk edebileceği kadar insanı konuk edebilecekken çok daha fazlası geldiğinde rahatlıkla konuk edebileceği sayıdaki insanımıza verdiği hizmet kalitesi de düşer. Mersin 100 kişiye bakabilecekken 300 kişiye bakmaya çalışıyor. Buradaki insanların çoğu endişeli. Kendileri de biz ne olacağız diyor. Otellerimizde konaklayan çok sayıda depremzedemiz var. Otellerimiz ücretsiz barındırıyor, yemek veriyor ama misafirler diyor ki bu kişiler bize 10-15 gün bakar sonra biz ne olacağız endişesi taşıyorlar. İnsanlarımıza artık hükümetin, devletin gelecekleriyle ilgili mesaj vermesi gerekiyor. Yurttaşlarımız sürekli bunu sorguluyor. Deprem bölgesi Türkiye’nin önemli ekonomi, sanayi, tarım bölgeleriydi. Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 20’sine denk geliyor...
“SANAYİ BÖLGELERİNİN CİVARINA GEÇİCİ KONUTLAR KURULABİLİR”
Kalıcı konutların yapılması öyle hemen olmayacak. Yeniden bir imar planı yapılacak. Yeni konutlar nerelere yapılacak, jeolojik etüt sonrası belirlenen yerlere yapılacak. Bu da uzun zaman alacak. O nedenle geçici, içinde yaşanabilir konutlar konteyner mi olur? Prefabrik mi olur? yapılmalı.
Sanayi bölgelerinin civarına da bu geçici konutlar kurulabilir. Bir de tabi çalışanlara devletin prim vermesi lazım. Örneğin 8 bin 500 TL asgari ücretle çalışana 4 – 5 bin lira prim vermeli ki burada çalışmayı cazip kılabilelim. Yoksa sanayi bölgelerinden özellikle İstanbul, Kocaeli firmalarına yönlenmeye çalışıyorlar. Çok acil, sistemli bir destekleme kurmalıyız ki o bölgeyi cazip hale getirelim. Ailesi Mersin’de kalabilir ama çalışan kimse gidip bölgede fabrikalarda çalışabilir. Böyle bir sistem kurmak gerekiyor.
“MERSİN’E ÖZEL STATÜ VERİLMELİ”
Biz TOBB ile birlikte deprem bölgelerine de önereceğiz. Bir envanter çalışması yapacağız. Faaliyete geçirilebilecek olan tesisler, küçük ve orta ölçekli işletmeler belirlenecek. MTSO olarak şunu da belirtmeliyim. Mersin’in de afet bölgesine sağlanan destekler hatta daha da ötesi özel bir statü verilmesi lazım. Mersin STK’ları olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza da bu konuyu ilettik çünkü Mersin’de barınan depremzedeler gücümüzü aşacak.
ANA KONTEYNER LİMANI BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇMELİ
Bir de liman sorunumuz var. İskenderun Limanı hasar görünce varış noktası İskenderun olan gemilerin tamamı Mersin’e yöneldi. Mersin Limanı’nda iğne atsanız yere düşmez. Her taraf konteyner dolu, çok büyük sıkışıklık var. Bu, Mersin’in Türkiye ve bölge için önemini gösteriyor. Mersin’deki hizmet çeşidi ve kalitesini artırmamız gerektiğini gösteriyor. Ana Konteyner Limanı sürekli sürüncemede bırakılıyor. Bu deprem ikinci ana konteyner limanının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.
MERSİN GIDA SIKINTISIYLA KARŞILAŞABİLİR
Sanayicimiz de ekstra kapasiteyle çalışıyor. Tarım sektörü ekstra bir çaba harcıyor ama Mersin’de özellikle gıda maddeleri tüketimi de o kadar arttı ki önlemleri bugünden düşünmezsek yarın belki de gıda sıkıntısıyla da karşılaşabiliriz. Mersin’de ikinci bir nüfus oluştu çünkü.
KİRALAR ARTTI
Kiralarla ilgili çok aksiyon aldık. Maliye, Ticaret İl Müdürlüğü sürekli kontrol ediyor ama ne yazık ki tespit yapmak çok zor. Ancak kiralayanın ihbar etmesi durumunda devreye girilebiliyor çünkü ortada somut bir kanıt olmuyor. Banka hesapları kontrol edilebilecek, maliye ve ticaret il müdürlükleri aracılığıyla yapılacak. Bu yönde kiralar konusunda çok aksiyon aldık. 25 – 30 tane aşırı fiyat artışı yapan varsa onun kaç kat üstünde de evini ücretsiz açan insanımız oldu. Bizim Gayrimenkul Komitemiz var MTSO’nun. Onlar büyük bir çalışma içinde. Emlak komisyoncularını sürekli bilgilendiriyorlar. Geçtiğimiz gün 200 gayrimenkul şirketiyle birlikte bir çalışma yaptık ve bu şirketlerin tamamı kiraların bu kadar artmasına karşı. Bu artışlar bizden kaynaklanmıyor sıkıntı diyorlar. Ben de katılıyorum. Bu artış gayrimenkul şirketlerinden kaynaklanmıyor. Mülk sahiplerinin talepleri konusunda bir fiyat oluşuyor. Nakliye derken de tamamında sorun yok. Bizim uluslararası lojistik, yurtiçi yolcu taşımacılığı firmalarımız depremin ilk 10 günü yüzlerce TIR ve kamyonu ücretsiz seferber etti. Evden eve nakliyede ciddi fiyat artışları olmuş üyelerimize telkinde bulunuyoruz. Fırsat dönemi değil. Herkesin iyi niyetle çalışması lazım. Böyle durumda kazanılan paranın kimseye hayrı olmaz.
“MERSİN’İN İMKANLARI ARTTIRILMALI”
Depremzedelerin topraklarına ne zaman döneceklerini kestiremiyorum ama kısa sürede en geç 2-3 ay içinde bölgede geçici konutların tamamlanıp insanlarımızın oraya yerleştirilip, günlük ihtiyaçlarının sürekli karşılanması lazım. Yabancı yardım kuruluşları Mersin’e gelip incelediler ummadığımız bir sistemli çalışmayla karşılaştık dediler. Mersin bu işi o kadar ciddi benimsemiş ki ben hükümetin etkili bakanlarını Mersin’e gelip incelemeye davet ediyorum. Mersin’in imkanlarını artırsınlar ki biz misafirlerimizi daha iyi yaşatıp bölgeye daha iyi yardım edelim.
“İŞİN İÇİNE SİYASET KARIŞTIRILMAMALI”
Depremzedelerin topraklarına döneceği imkanları sağlamak lazım. Ülkemizin hemen her köşesinde kalifiye eleman sıkıntısı var. Bölgeden çıkıp Mersin ya da başka kente giden kalifiye elemanın kolay iş bulma imkanı var. O bölgenin kalifiye insanını başka tesiste iş başı yaptırırsanız bir daha onları döndürme imkanınız olmayacak. Çok boyutlu bir konu var. İşin içine siyaset karıştırmadan hep birlikte bu sorunu çözmemiz birlikte sistemli bir çalışma yapmamız lazım.
“AYRIM YAPILMAMALI”
Mersin’e özel statü bekliyoruz ve diğer illerin depremzedeleri arasında ayrım yapılmamalı. Suriyeli ya da Türk vatandaşı olarak görülmemesi lazım. Suriyelileri de nasıl mersin 400-500 bin Suriyeliyi kabul edip yuva vermişse başka kentlerimiz de Suriyelileri alsın hep Mersin’e yüklenilmesin. Duyuyoruz bazı kentler biz istemeyiz diyor. Mersin’den 2 bin 500’e yakın mülteci bir ilimize gönderildi. Oradan geri çevrildiler. Bu konuda ben diğer illerin de hassasiyet göstermesini istiyoruz.”