HEDİYE EROĞLU
Akdeniz Belediye Meclisi Mart ayı olağan toplantısının ikinci oturumu, AKP ve Meclis üyeleri arasında arbede çıkması üzerine verilen aranın ardından öğleden sonra yapıldı.
Belediye Konferans Salonunda yapılan toplantıda sabahki oturumda yaşanan arbede ile ilgili değerlendirmeler öne çıktı. Meclis üyelerinin birbirine küfür ettiğinin öne sürüldüğü toplantıda sağduyu çağrısı yapıldı.
AKP’Lİ EĞİN: “YA SÖZÜMÜZ KESİLİYOR YA DA TEHDİTLERE MARUZ KALIYORUZ”
AKP’li Meclis Üyesi Aydın Eğin, “Maalesef hep taciz ediliyorum, tehdit ediliyoruz, söz aldığımız zaman sözümüzü kesiyorlar. Akdeniz halkı şahit oldu, ben grubum adına vatandaşımıza böyle bir şey yansıtıldığı için vatandaşımızdan özür diliyorum.
Her meclise geldiğimizde mutlaka Bedriye hanım Yıldırım bey tarafından ya sözümüz kesiliyor ya da tehditlere maruz kalıyoruz. Biz marabayız, biz çalışıyor, halkımız için mücadele veriyor, halkımızın refahı için çalışıyoruz” dedi.
Tüm dünya yaşananlar için asrın felaketi derken iktidar bunu söylediğinde algı yaratılmak istendiğini savunarak tepki gösteren Eğin, “Yaşanan bu felaketi, ölümü görmezden geliyorsunuz. Pazartesi günü meclis gelen başkanımız tarafından Kırıkhan ilçemizle birlikte kardeş şehir olalım teklifini o gün oylamamız gerekiyordu siz, ‘bir düşünüp, taşınalım’ dediniz. Neredeyse buna da ‘hayır’ diyecektiniz.
“ÇAY MAHALLESİNDE TOKİ’YE KARŞI ÇIKTINIZ”
Vatandaş bizi neden seçip buraya gönderdi, ‘Gidin bizim hakkımızı savunun’ diye. Siz Çay Mahallesindeki TOKİ’ye de karşı çıktınız. Bugün orada anahtar dağıtımı gerçekleşti. Kimse demedi ki ben almıyorum, istemiyorum’. Hatta vatandaşın biri yanıma geldi evinin fotoğraflarını gösterdi, ‘evimiz yıkılmak üzere ne olur Mustafa başkana söyleyin, bir an önce 2, 3,4’üncü etaba geçilmesini istiyoruz’ dedi. Vatandaşın böyle bir talebi varken arkadaşlarımız hala TOKİ’ye karşı. 11 ilimizde deprem gerçekleşti. 11 ilimizde 140 bin TOKİ tarafından yapılan konut var. Hiç birisinde en ufak bir şey yok. Ama ne yazık ki siz, bunlar Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından yaptırıldığı için karşı çıkıyorsunuz.
Grubumuzdan size bir sataşma olmadı, olmaz da. Sizden istirhamım, birbirimize saygılı olalım. Vatandaş bizim kavgamızı seyretmek zoruna değil. Biz buraya çözüm üretmeye geldik” diye konuştu.
HDP: “TEHDİT ETMEDİK”
HDP’li Meclis Üyesi ve Grup Sözcüsü Özgür Çağlar ise söz aldıklarında kesildiğini savunarak, “Biz zaman ne zaman konuşsak, düşüncelerimizi aktarmaya, siyaset yapmaya çalışsak kavga çıkıyor. Kavganın sonunda da siz, ‘kavga çıkardınız, bize sataştınız, bizi tehdit ettiniz’ diyorsunuz. Ne zamana ağzımızdan tehdit vari söylem çıkmış? Bazen ağzımızdan kaba söylemler çıkabiliyor ama hiçbir meclis üyemizin ağzından hakaret çıkmamıştır veya kimsenin üzerine yürümedik. Biz siyaset yapmaya çalışıyoruz. Bunu elimizden alamazsınız, bırakın siyaset yapalım. Muhalifiz karşı çıkıyoruz, bizim beyaz gördüğümüzü siz siyah görüyor olabilirsiniz. Fikirlerimizi tartışmaktan daha yasal ne olabilir? Amacımız siyaset yapmak, topluma hizmet ulaştırmak değil mi? Kentsel dönüşüm ile ilgili fikirlerimizi, sonra yönetim sistemi ile ilgili depremde yaşanan ihmallere dair görüşlerimizi belirttik. Ama hoşunuza gitmeyen bir cümle söylediğimizde konuşmalarımız bölünüyor, araya giriliyor. Konuşma bütünlüğü bozuluyor, ortam geriliyor. Bugün de gördük? Resmen küfür var ortada, kürler edildi. Suç işlendi. Suç duyurusunda bulunsak ki bunu da değerlendireceğiz, meclis üyelerine nasıl küfür edersiniz? Ayıptır. İnsanların sosyal medyadaki yorumlarını okursanız görürsünüz. İnsanlar bizden bir siyasetçinin diğerinin üzerine yürümesini, küfür etmesini beklemiyor. Bundan sonraki meclis toplantılarında biz her zaman doğru bildiğimiz, yanlış gördüklerimizi söyleyip, düzeltemeye çalışacak, sorumluları ifşa edeceğiz. Dilimiz döndüğü sürece biz bunu söyleyeceğiz, bunu bu şekilde engelleyemezsiniz, engellememelisiniz” şeklinde konuştu.
“HERKES DOĞRU BİLDİĞİNİ SÖYLEMEKTEN ‘BİRİ ÜZERİME YÜRÜR’ DİYE VAZMIGEÇECEK?”
EMEP’li Meclis üyesi Halil Kara da yaşananların çok hazmedilir, yenilir, yutulur olmadığını söyleyerek, “Herkes şapkasını önüne koysun. Burada farklı düşünen meclis üyeleri var. Burada kürsü dokunulmazlığı denilen bir şey var. Biz konuşurken ayağa kalkıp vuracak gibi tavır sergilemek olmaz. Herkes doğru bildiğini söylemekten ‘biri üzerime yürür’ diye vazmıgeçecek? Kim kime neyi göstermek istiyor, bırakalım bu işi. Küfür edilemez. Bir insana küfür edilecek yer mi burası? Hakaret edilirse cevabı verilir ama sinkafli şeyler söylenemez. Sinirlerimize hakim olmalıyız. Tartışsak da olgunluk içinde bu süreci sürdürmeliyiz” dedi.
“OY UĞRUNA, DÖNÜŞÜMÜ SABOTE ETTİNİZ, HALKI KIŞKIRTTINIZ”
AKP’li Meclis üyesi Aysel Mavioğlu Öner ise metinden okuyarak yaptığı konuşmada CHP ve HDP’nin kentsel dönüşüm projelerini yıllarca engellediğini savundu. “20 yıldır önümüze çıkartılan tüm engellere rağmen ülkemiz genelinde 3 milyon 200 bin konutun dönüşümünü sağladık” diyen Öner, “Biz topyekün bir dönüşüm hareket başlatmışken CHP başta olmak üzere sürekli meslek odaları ile hareket ederek bunu sabote ettiniz. Tüm bölgelerde halkı dönüşüme karşı çıkmaya çağırarak kışkırttınız. Biz hükümet olarak dönüşüm çalışmalarını yürütürken sizler durdurmak için yarış içine girdiniz. Açtığınız davalarla dönüşüm projelerimizi geciktirdiniz, iptal ettirdiniz. Biz 2022’de dönüşüm kapsamında 8 milyar 487 milyon TL harcama yaparken sizler vatandaşın mağduriyetlerinden sağlayacağınız oy uğruna halkı kışkırtmaya çalıştınız. 2020’de 84 bin bağımsız bölümü içeren 14 bin bağımsız yapının yıkımı gerçekleştirdik. Bu sırada dönüşüme karşı ‘hayır’ kampanyaları mahalle mitingleri düzenleyen mağduriyet çığırtkanlığı yapan sizler değil miydiniz?
”GÜDÜMÜNÜZE ALDIĞINIZ ODALAR İLE DAVALAR AÇTINIZ”
Biz halkımızı deprem güvenliğine sahip konutlarda yaşatmak için dönüşüme ikna ederken, her türlü bedeli göze alırken siz güdümünüze aldığınız odalar ile dava açtınız. Bu nedenle ‘kent dönüşüm neden yapmadınız, iktidarsınız’ diyecek kadar acizleşmeyin. Hatay’da 5 mahallede riski alan ilan ettirilirken iptal akarı alanlar sizler bu yıkımın bedelini kaybettiğimiz binlerce canın vebalini nasıl ödeyeceksiniz? Yıllardır sarf ettiğiniz dönüşüme karşı sabotajlarınıza rağmen 81 bin şehirde 250 bin konutun inşasına devam ediyoruz. Önümüzdeki 10 yılda ülkemizde dönüşüme girmemiş konut bırakmamak için canımız pahasına mücadele edeceğiz. Çünkü biz rant değil, can peşindeyiz” şeklinde konuştu.
“KENTSEL DÖNÜŞÜME KARŞI DEĞİL RANTSAL DÖNÜŞÜME KARŞI MÜCADELE ETTİK”
HDP’li Meclis üyesi Nuriye Arslan da, yaşananlara tepki göstererek, “Biz kentsel dönüşüme karşı değil rantsal dönüşüme karşı mücadele ettik. Kentsel dönüşüm değil yerinde dönüşüm istedik. Yaşananlar sizi ortaya koydu ağza alınmayacak küfürler bizim olduğumuz sıralar saldırmalar yaşandı. Bence siz bunu önünüze koyun ve dünün” dedi.
GÜLTAK: “BİZ BÜYÜKŞEHİR’DE KONUŞTURULMUYORUZ”
Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak ise öncelikle arbedeye ilişkin açıklama yaptı. “Burası bir hukuk devleti. Akdeniz Meclisinde de hiç olmadığı kadar konuşmalarınıza izin veriyoruz” diyen Gültak, kendilerinin zaman zaman Büyükşehir’de konuşturulmadığını söyleyerek, “Mikronumuz kapatılıyor, sesimiz kesiliyor biraz da o zaman çıkıp bağırın, yanlış olduğunu söyleyin. Biz burada en azından istediğimiz kadar konuşuyoruz. Demokratik uygulamalar, kişiler belli. Biz konuşulmasından yanayız. Hakaretten, kötü laftan yana değiliz. Şiddetten yana olmadığımızı herkes biliyor. Ama bu mecliste 5-10 sene önce muhalif Melis üyelerine nasıl şiddet uygulandığını, ailelerini nasıl tehdit edildiğini de biliyoruz o yüzden bize şiddet demeyin, siz bizden daha iyi bilirsiniz şiddetin ne olduğunu” diye konuştu.
“KENTSEL DÖNÜŞÜME HAYIR DEDİNİZ, İNKAR EDİYORSUNUZ”
Konuşmasının devamında CHP ve HDP’yi özellikle kentsel dönüşüm projelerine ve kaçak yapıyı önlemeye yönelik çalışmalara köstek olmakla eleştiren Başkan Gültak, “Çay Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm projesine ‘hayır’ dediniz, bunu kabul edin. Bu yaptığınızı söyleyeceksiniz. Bunu her yerde söyleyeceğim, gidin anlatın. Siz kentsel dönüşümü reddettiniz. ‘Yerinde dönüşüm olsun’ dediniz bende size saatlerce bunun yerinde dönüşüm olduğunu anlattım. Dışarıdan nüfus gelmeyeceğini, sadece 5 yıllık kiracı olanların projeye kabul edileceğini söyledim ama siz buna rağmen reddettiniz. ‘Yerinde dönüşüme evet’ dedik diyorsunuz, hayır dediniz. Nasıl inkar ediyorsunuz?
Bazı arkadaşlar mahallelere gidip konuştunuz. Çünkü siz benim ne yapacağımı bilmiyordunuz ama ben biliyordum. Susarak, sizin konuşmanıza izin verdim. Halkla karşı karşıya bıraktım sizi ama bugün bu söylediklerinizin hepsi boşa düştü. Halk bana güvendi ve bugün anahtar teslimi yaptık. Siz Çay Mahallesinde sevinçlere engel oldunuz” diye konuştu.
“BORÇ YERİNE DÖNÜŞÜM YAPSAYDINIZ”
Akdeniz’deki dönüşümün sadece bu dönem değil geçmişte de aynı zihniyetçe engellendiğini söyleyen Mustafa Gültak, “Mahkemeler açtınız, yürütmeyi durdurma kararları aldınız, yoksa şimdiye çoktan bu mahallelerde dönüşüm bitmişti. Yıllardır buradasınız, belediyeyi yönettiniz, belediyeyi borç batağına batıracağınıza neden belediye imkanları ile o mahallelerde dönüşüm başlatmadınız? 100 ev yapsaydınız. Bu belediye borçlu değildi, siz yaptınız 23 2milyon TL borcu. 232 milyon TL ile belki bin ev yapardınız. Yerinde dönüşüm başlatsaydınız, neden yapmadınız? Siz madem yerinde dönüşüm diyorsunuz 20 yıldır neden yapmadınız? Yapsaydınız Şevket Sümer’de güneş mahallesinde.
“KAÇAK YAPILAŞMAYA NEDEN İZİN VERDİNİZ?”
Neden kaçağa izin verdiniz? Şevket Sümer’de, Çay’da Çilek’te insanların ruhsatsız bina yapmasına neden izin verdiniz? Daracık, çıkmaz sokakları, bana hep yeşil, park alanları derken bu mahallelerin betona dönüşmesine neden izin verdiniz? Onu da mı hükümet engelledi? Türkiye Cumhuriyeti’nde 23 defa imar barış olmuştur sadece bizim dönemimizde değil. Paranız yoktu dönüşümü yapmadanız o zaman kaçağa engelleseydiniz. Ama bunu kullandınız çünkü ileride işinize gelecekti.
Önceki yıllarda kaçağa izin vermiş ama ben onların günahını ben çekmek zorunda değilim. Gereği ne ise yaparım. Yıkılacak 30 kaçak dosyasına şerh düşüldü. Beni vatandaş ile kötü yapmak için ‘bak Gültak yıkıyor’ dediniz. Attınız imzaları düşünerek atın çünkü önünüze gelir bir gün. Tarihe karşı neden şerh düştünüz, tarih sizi yargılayacak. Bu kaçakları kabul edin, siz izin verdiniz, bunun altında kalacaksınız. İstediğiniz kadar inkar yoluna gidin.
Bu deprem şunu gösterdi; kaçak yapı eşittir ölüm. Ben izin vermiyorum, af yok diyorum. Ben Akdeniz Belediye Başkanıyım, yatağa rahat yatmak istiyorum.
“HALK İSTEMİYOR DİYORSUNUZ BİZ YÜZDE 80 ÇOĞUNLUKLA ANLAŞMA YAPIYORUZ”
Akdeniz’i son 20 yıldır 15 HDP, 5 yılda CHP yönetti. Bugün Barış Mahallesinde yüzde 94, Çay Mahallesinde yüzde 78 ile anlaştık. Bugün herkes gelmiş, ‘bana ne zaman ev vereceksin’ dedi. Çünkü kadınlar bir kere doğalgazlı, yeşillikli, bahçeli, otoparklı, altyapısı sağlam olan evleri, ortamı gördüler.
Çay Mahallesinde anket yaptınız, kimse kentsel dönüşüm istemiyor sonucu çıktı. Ama biz yüzde 80’e yakın insan ile anlaştık. Peki nasıl oluyor bu? Halka, ‘istemeyenin evini yıkmayacağım, hiçbir şey istemiyorum’ dedim, kimseyi tehdit etmedim. Ben vatandaşa hiçbir zaman, ‘vermezseniz evinizi yıkarım’ demedim. Kentsel dönüşüm ve kaçağa sıfır tolerans diyoruz. Kaçak tehlikeli bir iş bugün olmaz 100 yıl sonra olur” diye konuştu.