HEDİYE EROĞLU
Genel Sağlık İş Mersin Şube Başkanı Dr. Gürbüz Şen, sendika olarak basamak ayrımı gözetmeksizin tüm sağlık çalışanlarının üyesi olduğu bir sendika olduklarını söyledi. “Tüm hak kayıplarına karşıyız” diyen Şen, bu kapsamda etkin bir mücadele sergilediklerini söyledi.
Deprem bölgesi için yapılması gereken başka şeyler olduğunu da söyleyen Dr. Şen, “Biz sendika olarak kamucu sağlık politikalarını savunuyoruz. Aile sağlığı merkezleri ele alınmalı, çalışanların ruhsal ve psikolojik sorunları nedeniyle hizmetlerin aksaması gündemde olmalı. Kamucu ve halkçı sağlık politikalarının önemi bir kez daha ortaya çıktı. Anne çocuk sağlığından aşılama hizmetlerine tüm bunların düzenlenmesi gerekmekte” dedi.
“TÜM TOPLUMA ANNE ÇOCUK SAĞLIĞI VE AŞILAMA HİZMETİ VEREBİLMELİYİZ”
Aile hekimlerinin sadece kendilerine kayıtlı nüfusa hizmet verdiğini anımsatan Dr. Gürbüz Şen, “Kapatılan ana çocuk sağlı merkezlerini yeniden kurarak hayat normalleşene kadar o bölgede hizmet vermek isteyenler ile sağlık hizmetlerini en az üç ay sürdürmeli. Bu süreç içinde yıkılan hasar gören aile sağlığı merkezlerinin onarılması gerekli. Bu afetten bir kez daha anladığımız gibi keşke bu şekilde ders almasaydık ama kamucu halk sağlığı hizmetinin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Şuanda ‘şu aile hekimine kayıtlı, bu aile hekimine kayıtlı’ diye düşünmeden tüm topluma anne çocuk sağlığı ve aşılama hizmeti verebilmeliyiz.
“BULAŞICI HASTALIKLARA KARŞI ÇALIŞMA YAPILMALI”
Aile sağlığı merkezlerini sürdürülebilir bir ekonomik yapısı maalesef yok. Afetlerde de bir an önce aile sağlığı merkezlerini hayata geçirilmesi söz konusu olmuyor çünkü bu bir özel sağlık hizmeti gibi bir hal almış durumda. Buradaki arkadaşların dağınık bir şekilde bu hizmeti vermesi zor. Dolayısıyla merkezi bir yapı kurulmalı. Özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı çalışmalar bu merkezler ile yönetilmeli. Bölgeye bu konularda deneyimli sağlıkçılar ve yöneticiler gönderilmeli.
Bölgeye tetanos kuduz aşılarının soğuk zincir aşıları ulaştırılarak gecikmeden bağışıklığın sağlanması için çabalanmalı” diye konuştu.
“KOORDİNE OLMALIYIZ”
Tüm sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarının bir araya gelinerek koordine edilmesi gerektiğin ide dile getiren Gürbüz Şen, “Deprem sonrası 2-3 aylık yeniden yapılanma sürecinde sağlık yapılması da gündeme gelecek. Verilecek hizmet ve desteklerin ne kadar süreceğini konuşmak lazım. Deneyimli kişiler bir araya gelip oturup konuşmalı. Burası bir afet bölgesi dolayısıyla burada kamusal bir sağlık hizmeti verilmesi gerekiyor ki yasalarda bize bunu söylüyor. Bölge normalleşene kadar bu sağlık hizmetlerini nasıl organize edileceğine ilişkin çalışmaların başlatılması lazım. Biz deneyimli arkadaşlarımız ile sahada buna katkı veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz ama daha güçlü ses çıkarılması için tüm STK’ların bir araya gelmesi lazım. En azından burada ayrışmamak lazım. Tabiî ki bunu içinde özlük hak kayıpları, aile sağlığı merkezlerini giderleri, performans giderleri gibi sorunlar da ele alınmalıdır. Kamusal hizmet veren tüm çalışanların hiçbir hak kaybı yaşamaması gerektiğini biz de düşünüyoruz. Ama önceliğimiz deprem bölgesinde sağlık hizmetlerini organizasyonuna verilmeli. Bu yapılabilir mi, yapılabilir. Çok kolay gerekli iş gücü ve deneyimli insanlar var ama liyakat dikkate alınmalıdır. Organizasyon liyakatlı kişilerce yapılmalıdır” dedi.
“HASTA AYRIMI YAPILMAMALI”
Deprem bölgesinden gelen yüzbinlerce afetzedeye sunulan hizmetler içinde yapılması gerekenler olduğunu söyleyen Şen, Mersin İl Sağlık Müdürlüğü’nün misafir veya kayıtlı hasta ayrımı gözetmeksizin ayrım gözetmeksizin en azından OHAL kapsamı sürecinde birinci basamak tüm sağlık hizmetlerini karşılama yönünde toplum sağı merkezlerinden KETEM’lere ve hatta yeni merkezler açarak ya da aile sağlığı merkezlerini güçlendirerek bu hizmetlerin verilmesini sağlaması gerektiğini söyledi.
“HASTANELERDE RANDEVU BİLE BULANAMIYOR”
“Çünkü 350 binden fazla kişi Mersin’e gelmiş durumda” diyen Şen, “Bu hizmetlerin yeniden organize edilmesi lazım. Aynı zamanda rehabilitasyon hizmetleri de çok önem kazanmış durumda. Özellikle travma ve göçük altında kalanlara yönelik merkezler kurulmalı. Bunlar 2 ve 3. basamak hastanelerde verilebilir ama sağlık iş yükünün artacağını düşünerek hastanelerde randevu bile bulanamayacağını düşündüğümüzde sağlık bakanlığının merkezler kurmasında yarar var. Eski devlet hastanesi ve eski kadın doğum hastanesi gibi çeşitli merkezler ver. Fiziki tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin hem depremzedelere hem de yakınlarına verilecek hizmetlerin tek elden verilmesi çok önemli.
SAĞLIK HİZMETLERİ, KENTİN KENDİ NÜFUSUNA BİLE YETMİYOR
İlin sağlık hizmetlerinin kendi nüfusuna bile yetmiyorken, depremzedeler ve yakınları ile sağlık hizmetlerini kilitlenmesine neden olmamak lazım. Şimdiden önlem almak lazım. Sağlık hizmetleri kilitlendikten sonra bunları düzeltmek çok kolay olmuyor. Şimdi risk analizi yapılmalı Mersin’de, Bir takım merkezler kurulabilir aksi takdirde sağlık hizmeti kilitlenecektir. Çünkü zaten 2 ve 3. basamak sağlık hizmeti verilmesinde sıkıntı vardı,. Hastalar 2-3 ay sonraya randevu alıyorlardı. Şehrin kendi sakinlerinin sağlık hizmetine ulaşımı zaten zordu şimdi birkaç daha zor olacak. Tüm bu sağlık hizmetlerinin yeniden koordinasyonu konusunda İl Hıfzı Kurulu kriz yönetimi için toplanarak, sağlık organizasyonun yeniden yapılanması için çalışma yapması, STK’lardan destek alması lazım.
Marmara Depreminden bir öngörümüz var zaten bu konuda. Fikirlerimiz alınırsa Genel Sağlık İş olarak görev almaya hazırız” şeklinde konuştu.