Kamu emekçileri, talepleri için sokağa indi


 

KESK üyesi sendikalarda örgütlü emekçiler, hükümetin taleplerini duyması için sokağa indi. Mersin’e gelerek emekçilere destek veren KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, “Gelin hep birlikte bize dayatılan bu koşullara ‘dur’ diyecek iradeyi ortaya çıkartalım. Gücümüzü birleştirelim, 16 Ağustos’ta taleplerimizin karşılanmaması halinde üretimden gelen gücümüzü hep birlikte haykıralım” dedi.

BARIŞ ÇOBAN

 

Memur ile memur emeklisinin önümüzdeki iki yıllık mali ve sosyal haklarının belirleneceği toplusözleşme görüşmeleri sürürken alanlara inen KESK üyesi emekçiler, bir kez daha ses yükselterek hükümete taleplerine kulak verme çağrısı yaptı.

Ülke genelinde yapılan basın açıklamalarının Mersin ayağı, KESK Mersin Şubeler Platformunca Özgür Çocuk Parkında gerçekleştirildi.

Açıklamaya KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil de katılım sağladı.

 

“MİLYONLARIN GÖZÜ MASADAN ÇIKACAK KARARLARDA”

Burada platform adına basın açıklamasını okuyan Mahmut Sümbül, iktidarın kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair ilk teklifini sunmasına birkaç gün kaldığını anımsattı. “Milyonların gözü o masadan çıkacak kararlara çevrilmiş durumda” diyen Sümbül,

Öncesinde kurulan 6 masadan çıkan kararlara bakıldığında 7. Masadan da ne çıkacağını tahmin edebiliyoruz. Geride bıraktığımız 12 yıl içinde kaybeden hep biz olduk. Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmış. Masada diğer yüzlerce talebimiz gibi kadın talepleri de görmezden gelinmiş. Konfederasyonumuz adına bu yıl görüşmelere katılan ve masanın tek kadın temsilcisi olan Eş Genel Başkanımızın İstanbul Sözleşmesi’ni dile getirir getirmez iki yandaş konfederasyon genel başkanlarının sözlü saldırısına uğraması da nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuza dair tarihe not düşülmesini sağlamıştır.

Tüm bunları teşhir etmek, taleplerimizi dile getirmek için eylem ve etkinlik yapmak istediğimizde ise karşımıza binlerce polis dikilmiş, müdahale edilmiş, arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır” dedi.

ÖNCELİKLİ HEDEF GREVLİ TOPLU SÖZLEŞME

Bir kez daha mücadelelerinin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizen Sümbül, “Bunu başaramadığımız sürece yandaş konfederasyonlarla iktidarın danışıklı dövüşü devam edecektir. Aslında danışıklı dövüş tanımlaması da naif kalmaktadır. Birbirlerine iltifat etmekten taleplerini söylemeye zaman bulamıyorlar! İktidarı zora sokacak bir talebi dile getirmemek için kırk dereden su getiriyorlar. Bir konfederasyon düşünün ki, seyyanen, ek ödeme, ilave ödeme adı altında emekliliğimize yansımayan artışların emekliliğimize yansıtılmasını bir talep olarak dahi dile getirmesin! Konfederasyonlardan biri hiç dile getirmez iken diğer konfederasyon ise sözlü olarak söyleyip resmi teklif metninde ise hesaplamaya dâhil etmiyor. İçerideki tutum ve duruşları budur. Basın önüne çıkınca aslan kesilmeleri ise kamu emekçileri ve özellikle emeklilerinin giderek büyüyen öfke ve isyanlarını kontrol altında tutmak içindir.

Artık öfkemiz sel oldu, isyanımız çığ gibi büyüdü, büyüyor. Bu üçüz kardeşlere dur demenin vakti geldi de geçiyor. Siyasal alanda nasıl bir ittifak yapıyorlarsa yapsınlar ancak ellerini ceplerimizden çeksinler. Zaten artık ceplerimiz de boşaldı, eve ekmek götüremez hale geldik. Kira fiyatları karabasan oldu. Bugün özellikle büyükşehirlerde asgari ücrete kiralık ev bulanlar adeta bayram eder hale geldi. Ortalama maaş alan bir kamu emekçisi maaşının %70’ini kiraya ayırmak zorunda kalıyor.

Gıda fiyatları aldı başını gidiyor. Sadece son bir ayda temel gıda maddelerine %30’un üzerinde zam yapıldı. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan zamları takip edemez hale geldik. Akaryakıta sadece son bir ayda %60’ın üzerinde zam yapıldı, bu akşam yeni bir zammın olup olmayacağını yaşayarak göreceğiz!

“KAYNAKLARIMIZI SERMAYEYE, KENDİ EŞ DOSTLARINA PEŞKEŞ ÇEKTİLER”

Bir yandan kavurucu sıcaklar bir yandan zam furyası altında nefes almaya çalışıyoruz.

Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz. Çünkü yalan söylüyorlar. Tıpkı doğayı talan ettikleri gibi kaynakları da talan ettiler. Kaynaklarımızı sermayeye, kendi eş dostlarına peşkeş çektiler.

Mevcut ekonomik krizden şikâyet eden, zordayız diyen bir tane sermaye temsilcisi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü öyle bir dertleri yok. Eskisinden daha fazla kar elde ediyorlar. Ama bizler bırakın ay sonunu ayın ortasını bile zor getiriyoruz. Biz yoksullaştıkça onlar zenginleşiyor, büyüyor. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok.

Emeklilerin durumunu tarif edecek kelime bulamıyoruz. Emekliliği gelmiş on binlerce çalışan emeklilikte alacağı maaşı öğrenince kahrola kahrola çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor.

 

MAAŞ ARTIŞI KAĞIT ÜZERİNDE KALDI

AKP iktidarı geldiğimiz noktada Temmuz maaş artışlarıyla milyonlarca kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluğa, emekli olunca ise daha fazla sefalete terk eden yeni bir maaş-ücret rejimi yaratmıştır.

Buna göre iktidarın ‘en düşük maaş’ dediği kamu emekçisinin maaşı 22 bin TL olmuştur. Ancak artış kağıt üzerinde kalmıştır.

Çünkü 22.000 TL’nin olan bu maaşın; 3.390 TL’si sabit ek ödeme tutarı, 8.077 TL’si ilave seyyanen ödenek tutarı, 1.159 TL’si eş yardımı, 382 TL’si ise çocuk yardımından oluşmaktadır. 

Bu 4 kalemden sigorta prim kesintisi ve gelir vergisi kesintisi yapılmamaktadır. Yani bunlar emekliliğe yansıtılmamakta, emekli aylığına esas tutarın hesabında SIFIR kabul edilmektedir.

Bu durumda 22.000 TL olan maaşın sadece 8.890 TL’si emekli aylığı hesabında temel alınacaktır. Emekli aylığı ise 4.500 TL civarında yani bugün alınan 22 bin TL maaşın beşte birine kadar inecektir.

Bugünü kurtarmak isteyen iktidar hepimizi önümüzdeki yıllarda çok daha derin bir açlığa, sefalete sürüklemektedir. Bu, iktidarın çalışanlara ve emeklilere kurduğu yeni bir tuzaktır.

Bu tuzaktan tek çıkış yolu KESK olarak toplu sözleşme masasına götürdüğümüz maaş artışı teklifidir.

 

“SEYYANEN ÖDENEK MEVCUT TABAN AYLIK KATSAYISINA DÂHİL EDİLMELİ”

Buna göre: Öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 8.138,89 TL olarak verilen ilave seyyanen ödenek mevcut taban aylık katsayısına dâhil edilmelidir.

Bu adımın atlandığı her maaş artışı teklifi daha baştan tuzağa düşmek demektir. 

2024 yılı artışı ise ilave seyyanen ödeneğin taban aylığa yansıtılması sonucunda oluşan yeni katsayı üzerinden yapılmalıdır.

Söz konusu artışta tüm toplumun sahte olduğunu yaşayarak öğrendiği TÜİK rakamları değil, yoksulluk sınırı temel alınmalıdır.

Bu çerçevede; mevcutta iktidarın “en düşük maaş” olarak ifade ettiği maaşın dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı üzerine, yani 2024 yılı Ocak ayı itibariyle 45 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz” diye konuştu.

 

KAMU EMEKÇİSİ NE İSTİYOR?

Açıklamasında taleplerin ide sıralayan Mahmut Sümbül, artan hayat pahalılığı karşısında bugün hiçbir karşılığı kalmayan eş yardımının 3.310 TL’ye çıkarılmasını istedi.

“Bir bebeğin üç günlük bez, mama ihtiyacını bile karşılamaktan uzak çocuk yardımının her çocuk için 2.220 TL’ye çıkarılmasını istiyoruz” diyen Sümbül, taleplerini şöyle sıraladı; “Konutu olmayan kamu emekçilerine büyükşehirlerde 7.500 TL, diğer şehirlerde 5.000 TL Kira Yardımı verilmesini istiyoruz.

Bu rakamları belirlediğimiz esnada Merkez Bankasının yılsonu enflasyon tahmini %22 idi. Üzerinden bir hafta geçmeden Merkez Bankası tahminini %58 olarak güncelledi. Dolaysıyla bırakalım talebin fazla olmasını asgari bir talep olduğu Merkez Bankasının sürekli düşük kalan tahminiyle de doğrulanmıştır.

Buradan hareketle maaşlarımızın 2024 yılı ocak ayından itibaren her üç ayda bir yoksulluk sınırındaki artış oranına göre güncellenmesini istiyoruz. TÜİK rakamlarını esas alan refah payı aldatmacası değil, gerçek bir refah payı, büyümeden pay istiyoruz. Bunun için her üç ayda bir açıklanan çeyrek büyüme oranlarının maaşlarımıza yansıtılmasını istiyoruz.

 

“SERVET VERGİSİ GETİRİLMESİNİ İSTİYORUZ”

KESK olarak, çok fazla beklentimiz olmasa da kamu emekçilerinin ve emeklilerinin gerçek temsilcisi olarak TİS masasına gittik ve kamuoyuna da yansıyan temel taleplerimizi, işkollarımızın taleplerini dile getirdik.

Bu taleplerimizde esas olarak dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırının baz olarak alınmasını ve bunun üzerinden bir temel ücretin belirlenmesini istedik. Bu ülkede yoksulluk sınırının üzerinden bir talep bile aşırı bir talep olarak görülüyorsa artık söylenecek sözün de bittiği bir noktadayız demektir. 22 yıllık AKP iktidarının ülkeyi getirdiği nokta budur maalesef.

Israrla ve tekrar edegeldiğimiz üzere taleplerimiz asgari taleplerdir ve insanca yaşamaya uyarlı taleplerdir.

Maaş artışı dışındaki temel taleplerimizi başlıklar halinde sıralayacak olursak:

Gelir Vergisi matrahına esas tutarın yıllık %15’i geçmeyecek şekilde düzenlenmesini, Gelir Vergisi diliminin  %15’te sabitlenmesini, Vergide adaletin sağlanmasını, dolaylı vergilerin düşürülmesini, Servet Vergisi getirilmesini istiyoruz.

Aylık 3.325 TL yemek yardımı verilmesini, tüm kamu emekçilerine yılda iki kez brüt asgari ücret tutarında ikramiye verilmesini istiyoruz.

Hangi adla anılırsa anılsın tüm ek ödemelerin taban aylıklarımıza yansıtılmasını istiyoruz.

Ücretsiz kamu kreşleri açılıncaya kadar 0-6 yaş arasındaki her çocuk için 5.000 TL tutarında kreş yardımı verilmesini, seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge sözünün tutulmasını, 1. Dereceye yükselen tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmesini, mevcut emekli maaşlarının yoksulluk sınırı temel alınarak artırılmasını istiyoruz. Tüm kamu emekçilerine aylık 50 metre küp doğalgaz karşılığı üzerinden yakacak desteği verilmesini istiyoruz.

 

“OHAL-KHK İLE İŞİNDEN OLANLAR GERİ DÖNSÜN”

Hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmasını,

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması yasasının geri çekilmesini istiyoruz.

Tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini, görevde alım ve yükselmede mülakatın kaldırılmasını, liyakatin esas alınmasını, özelleştirmelere son verilmesini, kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasına son verilmesini istiyoruz.

Servis imkânından yararlanamayan kamu emekçilerine Türkiye genelinde kamu ulaşım araçlarından ücretsiz faydalanacakları aylık abonman kartı verilmesini, Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına sınavsız atanmalarını istiyoruz.

Ayrımsız tüm çalışanları kapsayan, meslek hastalıklarının tanımlandığı yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasasının hayata geçirilmesini, haftalık çalışma süremizin 35 saate düşürülmesini İstiyoruz.

Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını, 190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesinin onaylanmasını,  İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca fesih edilmesinin iptal edilmesini, doğum öncesi 8, doğum sonrası 24 haftalık analık izni ve sonrasında 6’şar ay devredilemez ebeveyn izninin olmasını istiyoruz.

Kamuda engelli istihdamının arttırılmasını, engelli kamu emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz.

 

“BU TALEPLER KARŞILANAMAZ TALEPLER DEĞİLDİR VE KAYNAK FAZLASIYLA VARDIR”

Bu talepler karşılanamaz talepler değildir ve kaynak fazlasıyla vardır. Yeter ki, iktidar tercihini sermayeden yana değil emekten ve emekçiden yana koysun!

14 Ağustos’ta iktidar sunduğumuz tekliflere karşı kendi teklifini masaya getirecek. Taleplerimizi karşılayacak bir yaklaşım ve teklif görürsek sürecin hızlanması için elimizden geleni yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Çünkü var olma ve mücadele gerekçemiz çalışma yaşamında ve hayatın diğer alanlarında üyelerin ve tüm emekçilerin ekonomik, demokratik, sosyal, siyasal, kültürel, mesleki, hukuksal, özlük haklarını ve çıkarlarını korumak ve geliştirmektir.

Ancak diğer TİS görüşmelerinde olduğu gibi bir kez daha TÜİK verileri esas alınarak sadece birkaç başlıkta önümüze bir teklif gelirse KESK olarak kabul etmeyeceğimizi ve 16 Ağustos 2023 Çarşamba günü üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağımızı buradan ilan ediyoruz.

Masada ittifak halinde olan iki konfederasyona ve bunların dışında kalan kamuda örgütlü tüm konfederasyonlara buradan çağrıda bulunuyoruz: talepleriniz ve söylemlerinizde asgari düzeyde bir samimiyet varsa gelin emekten, emekçilerden, emeklilerden yana birlikte tavır koyalım ve en demokratik hakkımızı kullanarak genel greve gidelim. İnanıyoruz ki, böylesi ortak bir tavır ve eylem karşısında iktidar 24 saat geçmeden teklifini revize etmek ve taleplerimizi karşılamak durumunda kalacaktır.

KESK olarak; Toplu Sözleşme sürecinin asıl yetkilisi ve öznesi olarak gördüğümüz tüm kamu emekçilerini, emeklilerini Yoksulluk Sınırı Üzerinde, İnsanca Yaşamaya Yetecek Ücret için omuz omuza vermeye, yoksulluğa, sefalete karşı ortak mücadeleyi yükseltemeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

 

“GELİN HEP BERABER ‘DUR’ DİYELİM”

KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil de, yaptığı konuşmada, “Uzunca derdimizi anlatmaya çalıştığımız gibi kamu emekçileri ve emeklileri için 20223-225 toplu iş görüşmesi görüşmeleri başlamış bulunmakta. Geçmiş 6. Dönem boyunca masanın ve yasanın antidemokratik uyarınca kamu emekçiler ive emekliler her geçen gün biraz daha yoksulluğa, sefalete mahkum edilerek, bugün kamudaki yaşam biçimine girmiş bulunmaktadır.

Biz KESK olarak masaya giderken ‘haklar yasalardan önce gelir, grevli bir TİS hakkı demokratik bir çalışma yaşamı’ şiarıyla taleplerimizi ve tekliflerimizi işyerlerinden başlayarak milyonlarca kamu iradesinin sözü olarak şekillendirdik ve teklifimiz masada paylaştık. Şunun altını açık ve net bir şekilde çizmek isteriz ki; bizim kamu emekçilerinin yaptığı anket ve iş yerleri çalışmalarında bu masadan, yetkili konfederasyon Memur Sen ve Kamu Sen’den bir beklenti kalmamıştır. Taleplerimizi en yüksek sesle, örgütlü bir şekilde dile getirmekten ve taleplerimiz için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Başta ekonomik olarak yaratılmak istenen yeni ücret rejimine karşı insanca yaşayacak bir ücret talebini dillendirdiğimiz bir noktadan bugün mevcut olan ekonomik krizin faturasını bizlere, emekçilere kesmek isteyen bu düzene, sisteme karşı taleplerimiz ile bir kez daha ‘dur’ diyerek haykırıyoruz.

Yine yıllardır hayata geçirdikleri özelleştirme politikaları ile tasfiye ettikleri kamusal hizmetlerin sonucu olarak çalışma yaşamımızdaki ücret eşitsizliğinden özlük haklarımızın tırpanlanmasına, mülakat ile yaratmış olduğu liyakati ortadan kaldıran, çalışma barışını bozan ve 3600 bin ek gösterge adaletsizliğinin ortadan kalkmasına karşı taleplerimizi bir kez daha alanlarda haykırmaya devam ediyoruz.

 Buradan hükümete sesleniyoruz; taleplerimiz karşılanıncaya kadar bizleri bugünkü koşullara açlıkta, yoksullukta, sefalette eşitlemeye çalışan var ettiğiniz bu politikalara karşı eşityik ve özgürlük talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Bize dayatılanlara karşı özlük demokratik haklarımız için birleşik mücadelemizi devam ettireceğiz.

Gelin hep birlikte bize dayatılan bu koşullara ‘dur’ diyecek iradeyi ortaya çıkartalım. Kamuda çalışan örgütlü örgütsüz sendikalı sendikasız tüm arkadaşlarımıza bir kez daha çağrımız; 6 defa iflas eden, yok hükmünde olan bu masayı bu dönemde bizlere daha fazla yoksulluk ve sefalet zamları çıkartmasına izin vermeyelim. Gücümüzü birleştirelim, 16 Ağustos’ta taleplerimizin karşılanmaması halinde üretimden gelen gücümüzü hep birlikte haykıralım” dedi.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA