BARIŞ ÇOBAN
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi , Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Mersin Şubesi ve Çağdaş Hukukçular Derneği Mersin Şubesi üyeleri, Cumartesi Anneleri için sokağa indi. Özgür Çocuk Parkında bir araya gelen dernekler adına bir basın açıklaması yapan İHD Mersin Şube Başkanı Battal Gazi İnci, Abdülmecit Baskın için, tüm kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.
“Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha geri dönemeyen, akıbetleri bir sır perdesiyle örtülenlerin aileleri ve insan hakları savunucuları olarak bu hafta da yine eş zamanlı olarak alanlardayız” diyen Baskın, “964. haftamızda zaman aşımına sürüklenerek cezasız bırakılan Abdülmecit Baskın dosyasını kamuoyu ile paylaşıyoruz.
41 yaşında 3 çocuk babası olan Abdülmecit Baskın, Ankara Altındağ Nüfus Müdürüydü. 2 Kasım 1993 tarihinde iş yerindeki makamından çıktıktan sonra özel harekat polisleri tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alındığı inkar edilen Baskın'ın 4 Ekim 1993 tarihinde sorgulandıktan sonra ateşli silahla öldürülmüş, elleri arkadan bağlı cansız bedeni bir çiftçi tarafından Gölbaşı mevkiinde bulundu. Bulunduğu yer Milli İstihbarat Teşkilatı Genel Koordine Merkezi'ne çok yakın mesafedeki metruk bir binanın arkasıydı. Ailenin başvurusu üzerine başlatılan soruşturma etkin bir biçimde yürütülmedi. Dosya sürüncemede bırakıldı.
Olaydan 18 yıl sonra, 26.03.2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği ifadede; 1993 yılında Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin'in emriyle, Abdülmecit Baskın'ı gözaltına aldıklarını ve Baskın'ın özel harekat polisleri Ziya Bandırmalıoğlu ile Ayhan Akça tarafından öldürüldüğünü detaylarıyla anlattı. Ayhan Çarkın'ın Emniyet, Savcılık ve Hakimlik beyanlarındaki anlatımlarının yer tanımları, mekanlar ve olay yeri tutanakları ile birebir örtüştüğü savcılık ve mahkeme kayıtlarına girdi.
Çarkın'ın basına da yansıyan itiraflarından sonra Abdülmecit Baskın ve Çarkın'ın beyanlarında isimleri geçen gözaltında kaybedilen veya infaz edilen 18 kişiye ilişkin yeni bir soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonrası 2014 yılında Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde içlerinde Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken'in de bulunduğu 19 kişi hakkında "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı örgütün faaliyeti kapsamında insan öldürmek" suçundan dava açıldı. Mahkemede dönemin üst düzey kamu görevlileri söz konusu öldürmelerin devletin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini beyan ederek detaylı açıklamalarda bulundu. Ayrıca suçların, kimlerin talimatı ile, kimler tarafından ve nasıl işlendiği detayları ile kayıtlara geçti. Ancak Ankara JİTEM davası olarak bilinen dava 13 Aralık 2019 tarihinde tüm sanıkların beraatleri ile sonuçlandı.
Yerel mahkemece verilen hükümlere karşı aileler istinaf kanun yoluna başvurdu. 5 Nisan 2021 tarihinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, beraat hükmünü bozdu ve dosyayı Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Yeniden görülen davanın 26 Mayıs 2023 tarihli son duruşmasında, istinaf mahkemesinin verdiği bozma kararı sonrası sanıklar hakkında tekrar beraat kararı verildi. Mahkeme, gerekçeli kararı 14 Eylül 2023 tarihinde yazarak adeta dosyada zamanaşımı süresinin dolmasını bekledi. 10 yıllık yargılama sürecinde 41 hakimin ve 8 savcının değiştiği dava zamanaşımıyla sonuçlandı.
İşlenen suçlarla yüzleşmeden, vicdani muhasebe yapmadan vahşetin bıraktığı leke silinmeyecektir. Cumartesi Anneleri’nin toplanma hakkına müdahale derhal sonlandırılsın. Abdulmecit Baskın ve diğer tüm gözaltında kaybedilenlerin akıbeti kamuoyuna açıklansın, tüm failler yargılansın” dedi.