HEDİYE EROĞLU
Özelleştirme kapsamında 2007’de işletme hakkı 36 yıl süreyle PSA-Akfen Ortak Girişim Grubu'na verilen ve daha sonra bu süre 2056’ya kadar uzatılan Mersin Limanı’nda ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Özelleştirildiği tarihten buyana Mersin International Port Şirketi (MIP) tarafından yönetilen ve bugün hisselerinin yaklaşık yüzde 90’ı yabancıların elinde bulunan MIP’ın limanda Atatürk Parkına doğru genişleme projesi Anayasa Mahkemesine taşınmasına rağmen hız kazanırken şirket yönetiminin kent yönetimi ve idaresi ile yakınlaşması dikkat çekiyor.
MIP yöneticileri kentte lansman geceleri ve ziyaretleri ile gövde gösterisi yaparken Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu bileşenlerinin, MIP’in limanı Atatürk Parkına doğru genişletme projesine karşı Anayasa Mahkemesine taşıdığı hukuk mücadelesinin önü kesildi. Anayasa Mahkemesi TMMOB’nin bireysel başvuru yapamayacağını beyan ederek başvurusunu reddetti.
DAVANIN GELİŞİM SÜRECİ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 12.03.2020 tarihinde Mersin Limanının işlevselliğini arttırmaya yönelik 1/5 bin ölçekli İlave ve Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli İlave ve Revizyon Nazım İmar Planı 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nca onaylandığı belirtilerek askıya çıkarıldı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi ise 22.06.2020 tarihinde Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin 2020/564E sayılı dosyası ile söz konusu planların öncelikle yürütülmesinin durdurulması ve iptali istemli dava açtı.
TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu da, 22.06.2020 tarihinde açılan davaya TMMOB Genel merkezinden onay alındıktan sonra müdahil olarak davaya katılma dilekçesi verdi ve akabinde mahkeme tarafından 29.04.2021 tarihinde müdahil olma talebi kabul edildi.
Mersin 2. İdare Mahkemesi tarafından bilirkişi raporuna esas 29.4.2021 tarih ve 2020/564 karara esas söz konusu imar planlarına yürütmeyi durdurma kararı verildi.
Mersin 2. İdare Mahkemesince yürütmenin durdurulmasına itirazlara Konya Bölge İdare Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi.
Adana Bölge İdare Mahkemesi ise 2. İdari Dava Dairesinin yürütmenin durdurulması talebinin reddine dair karar verdi.
PARAYLA RAPOR HAZIRLATILDI
Akabinde davalı firma tarafından 18.15.2021 tarihinde İTÜ Konut Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü İTÜ Döner Sermaye İşletmeleri Müdürlüğü tarafından davalı firmanın talebi doğrultusunda bilirkişi raporu hazırlatıldı.
Söz konusu rapor hazırlanırken 12.05.2021 tarihinde firma müracaat etti ve akabinde 18.05.2021 tarihinde 6 günlük süreçte rapor tamamlandı. Söz konusu rapora imza atan kişiler ve kurumlar yerinde inceleme yapmadan ve toplam 6 günlük süreç içerisinde raporu firmaya teslim etti.
Akabinde firma İTÜ Konut Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü İTÜ Döner Sermaye İşletmeleri Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda mersin 2. İdare Mahkemesi 15.09.2021 tarihinde yeniden bilirkişi ekibi tayin ederek 2. kez keşif kararı yapılması kararı aldı.
TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu, 17 Kasım 2021’de yapılan 2. mahkeme keşfine katılım sağlayarak projenin kente getireceği ve kaygı duyduğu konuları mahkeme heyetine ve bilirkişi heyetine iletti.
PNOJE MERSİN’E NASIL ZARAR VERECEK?
TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu, mevcut limanın İsmet İnönü Bulvar üzerinde yer alan giriş ve çıkış kapılarının kent trafiğini olumsuz etkilediğine dikkat çekti.
Ayrıca mevcut limanın kapasite artışından sonra söz konusu bölgede üst ölçek planlarda özel proje alanı olarak planlanan alanlarda yapılaşmanın tamamlanmasıyla iki projenin de İsmet İnönü Bulvarını kullanacak olması nedeniyle kent girişinde trafik ve otopark yükünün artacağını işaret eden mimar ve mühendisler, ayrıca mahkeme heyeti ve bilirkişilere dünya kentlerindeki eski limanların rehabilitasyon süreci incelendiğinde kent içerisinde yer alan limanların zamanla ulaşım anlamında güçlü bölgelere taşındığı ve mevcut limanların turizm amaçlı kullanıldığını anımsattı.
TMMOB Mersin İKK, mahkeme heyetine, “Kurvaziyer limanı olarak projelendirilen kısmın kara tarafında söz konusu limana hizmet edecek her hangi bir bağlantı noktası bulunmamaktadır. Ayrıca kurvaziyer liman olarak projelendirilen alan konteynır merkezi olarak kullanılan liman içerisinde tasarlanmasının amacının turizm kenti olan Mersinimize hizmet amaçlı değil sadece imar planları plan üzerinde verilmiş bir karar olduğu ve kullanıcısının turizm amaçlı gemilerin olmayacağı tespit edilmiştir.
Örnek verecek olursak Çeşme ve Antalya limanları hem kurvaziyer hem de diğer faaliyetler için kullanılan alanlar olup bu alanlardaki tasarımlar incelendiğinde imar planlarında öngörülen kurvaziyer liman alanının temel şehircilik ilkelerine aykırı bir plan kararı olduğu görülmektedir.
EN ÖNEMLİ KAMUSAL YEŞİL ALAN
Mersin Limanının yakın çevresinde yer alan kentimizin simgesi Atatürk Parkı en önemli kamusal yeşil alanlarından birisidir. Söz konusu Limanın genişleme kısmının Atatürk Parkına paralel olarak inşa edilmek istemesi kent silüetinin etkileyecek artan kapasite ile birlikte ses ve gürültü kirliliği oluşacak ve zamanla Atatürk Parkının yeşil alan kullanımı açısından çıkartıp limana hizmet edecek bir kara parçası haline getirilecektir.
Ayrıca üst ölçek planlarda kentimizin yaklaşık 40 yıldır beklediği ve her stratejik planda yer alan Mersin Ana konteyner limanı projesinin yapılmasının ve mevcut liman ile birlikte bütün ulaşım bağlantı noktalarının kent merkezinden alınıp 151. Cadde üzerinde yer alan otoyol bağlantı noktası referans alınarak uzun vadeli gelişim planının yapılması mahkeme heyeti ve bilirkişilere iletilmiştik” bilgilerini sundu.
SORULAR CEVAPSIZ KALDI
Ancak Mersin 2. İdare Mahkemesi birinci aşamada gelen bilirkişi heyetinin raporunu kabul etmeyerek, müdahil firmanın maddi bedel ödeyerek aldığı aksi yöndeki raporu referans aldı ve ikinci kez resmi bilirkişi heyeti oluşturdu.
Söz konusu bilirkişi heyeti raporunda ise keşifte sorulan sorulara yanıt verilmeyerek, müdahil firma tarafından beyan edilen istihdam artırıcı örnekler ile projenin temel şehircilik ilkelerine uygun olduğunu beyan etti.
MERSİN’DE YAŞAMAYANLAR REFERANS ALINDI
Ayrıca söz konusu bilirkişiler trafik problemi ile ilgili olarak ufak bir artış yaşanacağını ve kurumun (müdahil firma) tarafından sunulacak öneriler ve basit düzenlemeler ile çözüm oluşturacağını içeren bilirkişi raporunu Mersin 2. İdare Mahkemesine iletti.
Bölgede ulaşım ve otopark anlamında yıllardır ağır taşıtların yarattığı problemler bilinirken Mersin dışında yaşayan bilirkişilerin gelmeden yazdığı raporlar, mahkemenin resmi olarak atadığı ve yine şehir dışında yaşayıp günübirlik ziyaretlerle ulaşım sorununa yorum yapan bilirkişilerin verdiği raporlar doğrultusunda Adana Bölge Mahkemesi, Mersin İdare Mahkemesinin verdiği kararı bozarak limanın lehine karar verdi.
DANIŞTAY’DAN GÖRÜLMEMİŞ HIZDA RET
Bunun üzerine TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu, idare mahkemesinin verdiği kararı bir üst mahkeme olan Danıştay 6. Dairesine göndererek kararın düzeltilmesi talebinde bulundu.
Ancak Danıştay 6. Dairesi Türkiye Cumhuriyetin de eşi benzeri az görülecek bir hızla söz konusu talebi 02/03/2023 tarihinde oy birliği ile red ederek Adana Bölge Mahkemesi 2. İdare dairesinin verdiği kararın uygun olduğunu beyan etti.
ANAYASA MAHKEMESİ SÜRESİ
Bunun üzerine TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu, Danıştay 6. Dairenin vermiş olduğu kararı Anayasa Mahkemesine taşıdı. Ancak Anayasa Mahkemesi de kamu tüzel kişiliği olan TMMOB’nin bireysel başvuru yapamayacağını beyan ederek 1 Kasım 2023 tarihinde başvuruyu reddetti.
PARAYLA VE HIZLA BÜTÜN YASAL YOLLAR KAPATILDI
Bunu üzerine bir açıklama yapan TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu,”22 Haziran 2020 tarihinden bu tarafa Mersin’e ait olan bir limanın kiracı firması ile girmiş olduğumuz dava süreçleri maddi bedel ödenerek alınan bilirkişi raporları ve hızlı bir şekilde verilen üst mahkeme kararları ile bütün yasal yollarımız kapatılmıştır.
BU PROJE YAPILIRSA, KONTEYNIR LİMANI YAPILMAYACAK
Bizler biliyoruz ki söz konusu proje yapıldığı zaman kentimizin beklediği ana konteynır limanı yapılmayacak.
Bizler biliyoruz ki söz konusu proje yapıldığı zaman kentin en önemli kamusal yeşil alanı olan Atatürk parkımızda ses ve görüntü kirliliğinden dolayı insanlar vakit geçiremeyecek.
Bizler biliyoruz ki söz konusu genişleme projesi faaliyete geçtiği zaman Mersin Körfezinin belirli bir bölümü doğal habitatını kaybedip biyoçeşitlilik yönüyle önemli değişiklikler ve kayıplar verecektir.
Bizler biliyoruz ki söz konusu proje yapılmaya başlandığı an hem Atatürk Parkından hem de limanın kuzeyinde kenti girişi özel proje alanları limanın baskısına maruz kalacak ve gelecekte bu bölgelerde kentten ayrışıp liman statüsüne girme potansiyeli içerecektir.
Bizler biliyoruz ki söz konusu proje yapıldığı zaman kentte imar planlarında yer tespiti yapılan lojistik bölgeler ve depolama alanlarının hiçbir işlevi kalmayacak.
MIP İMAJINI DÜZELTME ÇABASINDA
Belirli sosyal etkinlikler düzenleyerek ya da paydaş kurumlar ile gösterilmeye çalışılan dayanışma görüntüleri ile MIP’nin toplum nezdindeki imajının düzeltmeye yönelik çalışmalar içerisinde olup ‘sosyal aklanma’ ya da ‘yeşil aklanma’ stratejileri içerisinde faaliyetler sürdürdüklerinin farkındayız. MIP’nin oluşturmaya çalıştığı ve hiçbir kent ve toplum yararını temel almayan bu tür ‘aklanma’ çalışmalarına kentlilerin liman genişleme faaliyetlerin olumsuzlukları biliyor olmasına karşı kayıtsız kalmalarına ve eşlik etmelerini hezeyan içerisinde bulduğumuzu ve kınadığımızı kamuoyunun bilgisine sunarak dönüşü olmayan bir yoldan dönülmesini tekrardan yineliyoruz” ifadelerine yer verdi.