YUSUF CAN GÜDÜK

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi, 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü’nde, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi önünde buluşarak, ebelerin sorunlarının çözümü için hükümete seslendi. Grup adına basın açıklamasını okuyan SES Mersin Şubesi Denetleme Kurulu Başkanı A. Gülsüm Yaşar, ebeliğin; insanlığın varoluşu ile başlayan ve sağlık meslekleri arasında tarihi en eski işlev yönünden de en önemli olan, dünyanın ilk bütüncül mesleği olduğunu anımsattı.

“KADROLAR YETERSİZ”

“Kadınla başlayan ve yine onun merkezde olduğu bu hikâye, erkeğin her alanda olduğu gibi bu alanda da kadını arka plana itmesi ile devam etmektedir” diyen A. Gülsüm Yaşar, bugün bu itilme biçiminin çalışma yaşamında değişik biçimlerde deneyimlendiğini söyledi. Ebelerin ağır iş yükü nedeniyle sağlık, sosyal yaşam ve iş güvencesine dair önemli sorunları olduğunu işaret eden A. Gülsüm Yaşar, “Sağlık hizmetinin sunumunda bu kadar önemli yeri olmasına rağmen kamu kurumlarında yeterince kadro açılmaması ebelerin temel sorunları başında gelmektedir. Bu sorunların çözümü açısından personel eksikliğinin güvenceli-kadrolu istihdam politikası ile giderilmesi en önemli taleplerimizdendir.

EBE-HEMŞİRELER; TAŞERON DÜZENLEMESİNDE BİLE YOK!

Ancak hükümet sağlık emekçilerinin iş güvencesi ile ilgili sorunlarını çözmek bir yana güvencesizliği yaygınlaştırmaya devam etmektedir. Vekil 43’li istihdam edilen veya aile sağlığı merkezlerinde kamu dışı aile sağlığı elemanı olarak çalışan biz ebe-hemşirelerin kadro ve güvence beklentisi 2016-2017 toplu sözleşmesinde de karşılanmamıştır. Taşeron işçilere kadro düzenlemesine ilişkin çalışmalarda da bu statülerde çalışan ebe-hemşireler kapsam dışı bırakılmıştır” diye konuştu.

GEREĞİ GİBİ HİZMET VEREMİYORUZ!

SES Mersin Şubesi Denetleme Kurulu Başkanı A. Gülsüm Yaşar, ayrıca ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın tüm sağlık alan ve sağlık emekçilerinin olduğu gibi, ebelerinde mesleklerini yaparken yaşadıkları sorunların artmasına neden olduğunu da dile getirdi.

“Ebeler, aile hekimliği sisteminde ana-çocuk sağlığı gebe takibi gibi en önemli hizmetleri gereği gibi veremez duruma getirilmişlerdir” diyen Yaşar, “Bu sitemle aynı zamanda ebelerin adı da yok sayılmış hekimle sözleşme yapacak ‘Aile Sağlığı Elemanı’ olarak nitelendirilerek meslekleri tamamen yoksa sayılmıştır. Geçmişten beri görev yetki ve sorumluluklarının sınırlarının belirlenmemesine bu durumun eklenmesi görevleri daha da muğlâklaştırmıştır.

YOĞUN NÖBET, DÜŞÜK ÜCRET…

Ebeler olarak; ASM VE TSM’lerde iş ve gelir güvencesizliği yoğun nöbetler düşük ücret ve riskli çalışma koşulları hastanelerde de performans neoliberal toplam kalite yönetimi anlayışı ve emekliliğe yansımayan ek ödemeler ve el ödemlerin dağılmasında adaletsizlik gibi sorunlarla yüz yüzeyiz. Bunların yanı sıra sağlık hizmeti sunan kurumlarda şiddetin giderek tırmanması da ebelik mesleğinin ‘ağır ve tehlikeli işler’ kapsamında alınmasını ve derhal harekete geçilmesini gerektirmektedir.

Türkiye’de ebeler olarak hem kamuda hem de özel sağlık alanında kendi iş tanımlarınız dışında başka işler de çalıştırılmaya zorlanıyoruz. AKP eliyle yürütülen neoliberal sağlık dönüşüm programı bizlerin meslek sorunlarını daha da büyütmüş ve ebelik yardımcı sağlık elemanı algısıyla yürütülmeye başlanmıştır” dedi.

İŞTE EBELERİN TALEPLERİ

Angaryaların her geçen gün daha çok arttığını da dile getiren A. Gülsüm Yaşar, ebelik mesleğinin görev sınırlarının belirsizleştirerek, mesleki bağımsızlığının da yok edildiğini savundu. “Sağlık alanında neoliberal dönüşüme gerçekleştiren AKP hükümetleri eliyle yaratılan bu tablo sağlık hizmetlerinin her şeyden bir ekip hizmet, olduğunu yok sayan bir anlayış ürünüdür” diyen Yaşar, bağlığın ve toplumsal yaşamın en önemli dinamiği olan ebelik mesleğinin bağımsızlığı ve onuru için taleplerini bir kez daha hatırlattı: “Doğurgan nüfus başına düşen ebe sayısı mutlaka arttırılmalı ve personel açığı güvenceli-kadrolu istihdam ile giderilmelidir. Ebelik Yasası çıkarılarak iş tanımı muğlâklıktan kurtarılmalı ve ebeler angarya işlerle daha fazla yüz yüze bırakılmamalıdır. Ebelik mesleği ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınmalı ve beler adil bir biçimde fiili hizmet süresi zammından faydalandırılmalıdır. Ek ödemler emekliliğe yansımalı ve adil bir biçimde dağıtılmalıdır. İş yerlerimizde kaldığımız her türlü riske karşı güvenceli ve güvenli çalışma koşulları sağlanmalıdır. İş yerlerinde şiddet ve taciz çerçevesinde önleyici uygulamalar yaygınlaşmalı ve hukuki yardımdan kadro istisnasız tüm çalışanlar yararlandırılmalıdır. Her iş yerinde 7 gün 24 saat açık ücretsiz ve anadilinde kreş hizmeti sunulmalıdır”.