SONER AYDIN

Son yıllarda aldığı göçle birlikte nüfusu 2 milyonu geçen Mersin’de özellikle Yenişehir ve Mezitli bölgesindeki artan yapılaşma beraberinde doğa talanını da getirdi. Mersin’in simgesi olan portakal ve limon bahçelerinin yerini şimdilerde dev rezidanslar almaya başladı. 

Mersin’de artan doğa talanına karşı yerel yönetimlerin yeteri kadar önlem almadığını dile getiren Mimar Odası Sekreteri Ünal Şahin, yıllar sonra Mersin’de yaşanılabilir yeşil alanların kalmayacağını söyledi. Yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapması gerektiğinin altını çizen Şahin, kent mimarisinde STK’ların dikkate alınmadığını ifade ederek, dışarıda bırakılmaya çalışıldıklarını söyledi.

“NARENCİYE ARAZİLERİ TARIMA AÇILDI”

Mersin’de yaşanan doğa talanı ile birlikte kentin simgesi haline gelen portakal ve limon bahçelerinin giderek azaldığını işaret eden Şahin, “Yeşil alanların yok olması ile ilgili son günlerde odamıza da gelen çok sayıda şikayet var. Betonlaşma ile birlikte Mersin’in simgesi olan portakal çiçeklerinin kokusu azaldı. Oysa bunlar, geçmişte önlem alınsaydı giderilebilecek sorunlardı.

Narenciye bahçelerinin olduğu bölgeler imar planında fazla etüt edilmeden yapılaşmaya açıldı. Bir takım alanların dop payları, 18 uygulaması bugünkü sıkıntıları yarattı. Belediyelerin elindeki alanlar yeşil alanları, çocuk oyun alanlarına dönüştürülseydi bu korkuyu bu kadar yaşamayacaktık beklide…

Ancak bugün yatırımcıların elinde olan araziler yapıya dönüştürüldüğü için kent kurak bir yapıya bürünüyor. Yeşil alanlar yok oluyor. Hâlbuki belediye kamulaştırma yapabilse, belediye hizmet alanları yeşil alanlara dönüştürülse korkularımız azalır” dedi.

“BELEDİYE HİZMET ALANLARI BİNALARIN ARASINDA KALDI”

Kentte yeşilin ve yaşanılabilir alanların azalmasının ciddi bir sorun haline geldiğinin altını çizen Şahin, “Alt yapı yapılmadan binalar dikiliyor ve binaların arasında kalan belediye hizmet alanları olduğu gibi duruyor. Belediye hizmet alanlarının yeşil alanlara dönüştürülmesi binalar kadar hızlı olmuyor. Belediye hizmet alanları, yatırımcıların diktiği binaların bir iki adım gerisinde kalıyor. Oysa bunların değerlendirmesi lazım. Ancak özellikle belediyenin kuzey Mersin’de kalan alanları değerlendirmesi için yeterli bütçesinin olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu alanların kamulaştırılması ile ilgili rayiş bedeller oldukça yüksek. Ama korunmuş olan portakal bahçelerinin belediye hizmet alanı olarak planda düşülmediği ya da eksik olarak düşünüldüğü kanısındayım. Ama yeşil alanlar korunup, kuru alanlar imara açılsaydı daha iyi olurdu” ifadelerini kullandı.

“BELEDİYELER VE STKLAR DUYARLI OLMALI”

Hızla artan yapılaşma ile birlikte gelecekte de yeşil alanların giderek azalacağını belirten Ünal Şahin, “Gelen göçle birlikte nüfusun artmasına bağlı olarak kentteki yapılaşmanın duracağını düşünmüyorum. İç Anadolu bölgesinde yapılaşma dururken, Mersin’de yapılaşmanın artması kente rağbeti ortaya koyuyor. Ama yeşil alanlar, parklar yapılaşma ile birlikte artmıyor. Maalesef Mersin’de özel sektörün, belediyenin, STK’ların bir birlikteliği, birlikte hareket etme süreci yok. Bir araya gelip kentin 10-15 yıl sonra daha yaşanılabilir bir yer olması için vizyonunun belirlenmesi gerekir. Ama bunun şuanda olmadığını görüyorum. Bunun olması için yerel yönetimlerin ve STK’ları ndaha duyarlı olması lazım. Hükümet bizi zayıf bıraktığı gibi belediyelerde bu korkuları hissediyorlar ve küçük adımlar atıyorlar yada hiç atmıyorlar” şeklinde konuştu.