HEDİYE EROĞLU
Mersin’in tanınmış mimarlarından Abdullah Yılmaz, 216 siyasetçinin koltuk için yarıştığı 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerinin sona ermesi ile sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla yeni seçilen yöneticilere seslendi.
CHP’Lİ TARHAN’IN SAVUNMASINI HATIRLATTI: ‘BEN BURAYI TİCARETE AÇMASAYDIM RANTA KURBAN GİDECEKTİ’
Mezitli’de önceki belediye başkanı CHP’li Neşet Tarhan tarafından bir kısmının ticari alan yapılması ile utanç abidesi olarak anılan Fatih Parkını örnek veren Yılmaz, “Sözde Mezitli Belediyesi Sosyal Tesis ve Lokali. Önceden oksijen depolama Merkezi Fatih Parkı, deprem toplanma alanı. Mezitli Belediyesince, belediye hizmet alanı olarak kamulaştırılmış halkın rekreasyon alanı. ‘Ben burayı ticarete açmasaydım ranta kurban gidecekti’ diyerek halkın parkını kendi yağmalatan yerel yönetici. Her biri 305 m2 kapalı, yaklaşık 250 m2 açık kullanım alanlı 6 adet 3katlı ticari yapılaşma. Üstelik otoparkı dahi yok. Kamu yararı hiç yok."dedi
“RANTTAN PAY KAPMA ÇABASI KENTİN YAŞAYACAĞI EN BÜYÜK FELAKETTİR”
31 Mart yerel seçimlerinde göreve gelen tüm belediye başkanları ve meclis üyelerini kutluyorum, başarılar diliyorum. Bir kentin başına büyük felaketler gelebilir... Büyük küçük felaketler. Örneğin o kent iç ve dış organize rant çetelerinin istilasına uğrayabilir. Bu gerçekten büyük bir felakettir. Fakat kentin yerel yöneticileri, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, seçilmişleri, kentin güya duayenleri, sözde akil insanları, aydınları kent halkına rağmen, bu kentsel katliama karşı koymazlarsa veya karşıymış gibi tribünlere oynar, boyunlarına geçirilen iplerin ucundakilere rant için biat ederlerse, ranttan pay kapmaya çalışırlarsa; işte bu kentin yaşayacağı en büyük felaketlerin felaketidir.
“KARŞI SUÇ İŞLEYENLERİ AFFETMEYİN”
Ya korktuklarından, ya koltuk sevdalarından, ya kentin malı deniz yemeyen domuz anlayışına sahip olduklarından ya da satılmışlıklarından karşı koyamazlar. Hepsi aynı kapıyı kullanır. Kişisel rantı için başta üyelerini, kentini, halkını, toprağını, suyunu, denizini, tarım alanlarını, halkın parklarını, ağacını, kültürünü, çocuklarının geleceğini ve yaşamını. Hatta şerefini bile satar.
Sonuçta aynı diş yapısına sahip bu yaratıklar, birbirlerini yiyip...yok olup giderler...!!!
Yeni yerel yöneticilere, kent paydaşlarına, siyasetçilere, bürokratlara, sivil toplum örgütlerine, kitle örgütlerine bir kez daha sesleniyorum; lütfen siyasi hiçbir kaygı gütmeden, Mersin’e, kentimize, doğamıza, çevreye, geleceğimize sahip çıkın. Kent yağmasına dur deyin, kente karşı suç işleyenleri affetmeyin.