Haber Merkezi
Denizel ekosistemler ve biyoçeşitliliğin korunması ile ekosistem yaklaşımlı balıkçılık yönetimi konularında uzmanlaşmış deniz bilimci Prof. Dr. Nazlı Demirel’in İklim Masası ve bianet işbirliği ile yayımlanan haberi dikkat çekti.
Kısa süre önce Biology dergisinde yayımlanan çalışmada Doğu Akdeniz bölgesinde çok hızlı artan ve tüm Mersin kıyılarını işgal eden yabancı istilacı türlerden zehirli balon balıkları ile insanlar arasındaki etkileşim kayıtları, ilk defa kapsamlı bir şekilde derlendi.
171 KİŞİ BALON BALIĞINI BESİN OLARAK TÜKETEREK ZEHİRLENDİ
Dr. Aylin Ulman önderliğinde ve bölge ülkelerinden araştırmacılarla ortaklaşa hazırlanan araştırma, son 19 yılda en az 171 kişinin balon balığını besin olarak tüketerek zehirlendiğini ve zehirlenenlerden 27’sinin hayatını kaybettiğini ortaya koydu.
Son yıllarda balon balığı saldırılarında yaşanan artışı da gözler önüne seren çalışmaya göre, 2017’den bu yana artan saldırılardan en az 28 kişi etkilendi, bu kişilerin üçü ampute edildi. Saldırıların sekizi, Türkiye denizlerinde gerçekleşti.
KIYILARIMIZDAKİ BALON BALIKLARI ARTIŞI
Araştırmaya göre; balon balıkları, halk sağlığının yanı sıra biyolojik çeşitliliği ve balıkçılığı da tehdit ediyor. Akdeniz kıyılarında son 10 yıldır yaşanan en büyük sorun, yayılımı ve bolluğu büyük hızla artan, zehirli balon balığı (Lagocephalus sceleratus) ve cüce balon balığı (Torquigener hipselogeneion) adlı istilacı yabancı türler. Bu türler, hem balıkçılığa doğrudan zarar vererek ekonomik kayıplara neden oluyor hem de halk sağlığını tehdit ediyor. Her iki türün de vücudunda bulunan ve ‘‘TTX’’ olarak bilinen toksinin besin olarak tüketilmesi, ölümcül olabiliyor.
200’E YAKIN FARKLI TÜRÜ OLAN BALON BALIĞININ AKDENİZ’DE 13 TÜRÜ VAR
Dünya çapında 200’e yakın farklı türü olan balon balığının 13 türüne Akdeniz’de rastlanıyor ve bunların altısı, Akdeniz’e Süveyş Kanalı yoluyla girmiş türler. Zehirli balon balığı, Türkiye kıyılarında ilk defa 2003 yılında tespit edilmesinin ardından, bugün Akdeniz Havzası’nın tamamına yayılmış durumda. Cüce balon balığı ise Akdeniz’de ilk kez 1987 yılında İsrail sularında görülmüş, ardından 2002 yılında Fethiye’de rapor edilmiş. Ancak son yıllardaki hızlı artışına kadar oldukça ender gözlenmiş bir tür.
Zehirli balon balığı, adaptasyon ve yayılım hızı sayesinde yüksek bir bolluğa ulaşmayı başardı. Ancak çevreye, ekonomiye ve insan sağlığına yönelik tehditleri nedeniyle Akdeniz’deki en zararlı istilacı türlerden biri olarak kabul ediliyor.
FİZİKSEL SALDIRILAR ARTABİLİR
Bu iki zehirli balık türü, yalnızca en yüksek toksisite düzeyine sahip olmaları dolayısıyla değil, benzersiz ağız-diş yapıları nedeniyle de ciddi zararlar verebiliyorlar. Nitekim balon balıklarının parçası olduğu taksonomik ailenin ismi de Yunanca’da ‘‘dört dişli’’ anlamındaki ‘’tetra-odontas’’ kelimesinden geliyor.
Balon balıklarında üstte ve altta bulunan ikişer adet diş, adeta bir papağan gagasına benzer şekilde kaynaşmış durumda.
Bu gelişkin diş yapısı, balon balıklarının Akdeniz’deki yerel balık türlerine ve balıkçılığa verdiği zararın da temel sebebi. Bu sayede zehirli balon balıkları, yengeçten denizkestanesine, midyeden kalamara ve dip balıklarına kadar, oldukça geniş bir ekolojik alanda dağılım gösteren denizel organizmaları avlayabiliyor.
İklim değişikliği nedeniyle Akdeniz’in genelinden de fazla ısınan Doğu Akdeniz, balon balıklarının popülasyonlarını artırması için giderek daha uygun şartlara sahip bir bölge haline geliyor. Yakın gelecekte, özellikle turizm sezonunda, balon balıklarının fiziksel saldırılarının artabileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.