YUSUFCAN GÜDÜK
Gezi direnişi davasının iki yıl önce görülen karar duruşmasında Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay ve Mine Özerden hakkında 18’er yıl, iş insanı Osman Kavala hakkında ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararı verildi. Yargıtay’ın bozma kararının ardından Yapıcı ve Altınay tahliye edildi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl koordinasyon Kurulu, Gezi Davası tutuklularının iki yıldır hukuksuz bir şekilde cezaevinde olmalarını protesto etti. Yapılan açıklamalarda, “Hukuksuzluğun 2. yılında inatla haykırıyoruz, Gezi Davası tutukluları serbest bırakılsın” denildi.
“İKİ YIL BOYUNCA BÜYÜK BİR HUKUK SKANDALINA ŞAHİTLİK ETTİK”
Mimarlar Odası Mersin Şubesinde yapılan basın açıklamasını TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve İnşaat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Gülçen Barbaros Ak okudu.
Ülkenin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi hakkında iktidarın güdümündeki mahkeme tarafından verilen hukuksuz kararının üzerinden iki yıl geçtiğini anımsatan Başkan Ak, “Bu iki yıl boyunca büyük bir hukuk skandalına şahitlik ettik” dedi.
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Hakan Atalay bu süreçte serbest bırakılsa da Şehir Plancıları Odamızın İstanbul Şubesi'nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay'ın da bulunduğu arkadaşlarının 2 yıldır cezaevinde olduğunu söyleyen Gülçin Barbaros Ak, Osman Kavala’nın ise 6 buçuk yıldır cezaevinde tutulduğunu belirtti.
“KARAR; ÖÇ ALMAYA, CEZALANDIRMAYA YÖNELİK”
“Artık hepimiz biliyoruz ki bu karar, sadece arkadaşlarımıza yönelik değildir” diyen Başkan Ak, “Bu karar, 2013 Mayıs-Haziran aylarında iktidarı sarsıp korkutan milyonlara yöneliktir; milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik istemleri bastırmaya ve kamu idarelerine yakışmayacak bir şekilde öç almaya, cezalandırmaya yöneliktir.
Her tarafı lime lime dökülen tek adam rejimi hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır.
Halkın taleplerini özgürce ifade etmesini, bunun için meydanlara çıkmasını bir darbe girişimi olarak gören bu dava, bu ülkeyi yönetenlerin antidemokratik zihniyetinin göstergesidir.
Mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirerek toplumu aydınlatan ve iktidarı uyaran mühendis, mühendis, mimar ve şehir plancılarını darbeci olarak suçlayarak, ülkenin bilim dışı, akıl dışı kararlar ve zihinler tarafından yönetildiğinin göstergesidir.
“BİZ BURADAYIZ”
Mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirerek toplumu aydınlatan ve iktidarı uyaran mühendis, mimar ve şehir plancılarını darbeci olarak suçlayarak, ülkeni bilim dışı, akıl dışı kararlar ve zihinler tarafından yönetildiğinin göstergesidir.
Ancak şunu unutmasınlar; bu ülke sahipsiz değildir.
Gezi bu ülkenin yarınlarına sahip çıkan, hakları ve geleceği için mücadele eden, AKP'nin her tarafımızı saran gerici politikalarına itiraz eden milyonların sesidir. Bu sesi ne hapsedebilirsiniz ne durdurabilirsiniz! Biz buradayız...
“DOSTLARIMIZ SUÇ İŞLEDİKLERİ İÇİN DEĞİL, HALKIN ÇIKARLARINI SAVUNDUKLARI İÇİN CEZAEVİNDE”
Dostlarımız suç işledikleri için değil, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı'na ve Gezi Parkı'na sahip çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler.
Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası'nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.
İktidarın ve yandaş medyanın pervasız saldırılarına rağmen, hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır.
Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Gezi biziz. Açlığa, yoksulluğa, baskıya, zulme karşı yükselttiğimiz en örgütlü sesimizdir.
“DOĞRU BİLDİKLERİMİZİ SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Bir avuç sermayedara, bir avuç zorbaya karşı milyonların haykırışıdır Gezi. Parklarımız, ağaçlarımız, ormanlarımız, derelerimiz...Gezi bu ülkenin kendisidir. Tarihidir. Mirasıdır. Geleceğidir. Arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerimizi söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelemize devam edeceğiz. Ve buradan bir kez daha inatla söylemeye devam ediyoruz; Halkın haklı mücadelesini durduramazsınız. Gezi'nin karşısında duramazsınız. Hukuksuzluğun 2. Yılında Gezi davasında tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Bu hukuksuzluğa son verin. Arkadaşlarımızı serbest bırakın” diye konuştu.