YUSUFCAN GÜDÜK
Eğitim sendikaları Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredat taslağına yönelik tepkilerini dile getirmeye devam ediyor. Son olarak Eğitim Sen Mersin Şubesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaptı. “Laik eğitim, laik yaşam, eşit yurttaşlık hakkı mücadelemiz sürüyor” pankartı açan Eğitim Senliler, bir de basın açıklaması yaptı.
YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ…
Sendika Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, müfredat değişikliklerinin okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede işlenecek derslerin içeriği ve bunlarla ilgili önemli ve tüm toplumu ilgilendiren düzenlemeler olduğuna dikkat çekti. “Normalde müfredat değişikliklerinin içeriğinin ne olacağı, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak, çeşitli yönleriyle tartışılarak belirlenmesi gerekir” diyen Sümbül, “Ancak MEB’in sürecin başından sonuna kadar yapmaya çalıştığı şey, ülkenin bugünü ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmesi olmuştur.
“MÜFREDAT, İKTİDARIN SİYASAL-İDEOLOJİK ÇİZGİSİNE UYGUN HALE GETİRİLMEK İSTENİYOR”
Eğitim müfredatının çocukların, gençlerin, toplumun ve ülkenin gerçek ihtiyaçlarından çok, iktidarın siyasal-ideolojik çizgisine uygun hale getirilmesinin en somut yönü okullarda hangi bilgilerin, nasıl, hangi araçlar ve örnekler üzerinden verileceğidir. Mevcut iktidar çocuğa ya da bireye nasıl yaklaşıyor, nasıl bir insan modeli yetiştirmek istiyor, yetiştirdiği bireylerde hangi özellikler olmasını istiyorsa eğitim müfredatını da ona uygun şekilde hazırlamıştır.
“MÜFREDAT TASLAĞI, HEM ‘DİNİ’, HEM DE ‘MİLLİ VE MANEVİ’ ÖĞELER VE REFERANSLARLA DONATILMIŞ”
Ülkeyi ve gelecek nesilleri yakından ilgilendiren eğitim müfredatı gibi bir konuda, eğitim müfredatının siyasal ve ideolojik olarak iktidara yakın çevrelerin müdahalesiyle içerik olarak daha da geriye götürülmesi, bilime, laikliğe ve demokratik düşünmeye karşı adeta bayrak açılması söz konusudur. Ders kitaplarında yüzde 35 oranında ‘sadeleştirme’ yapıldığı iddiasıyla doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat derslerinin hedef alındığı görülmektedir. Bazı derslerde ünite ve kazanım sayılarının azaltılarak ‘tek din, tek mezhep, tek kimlik ve tek dil’ üzerinden ağırlıklı olarak hem ‘dini’, hem de ‘milli ve manevi’ öğeler ve referanslarla donatılmış bir müfredat taslağı hazırlanmıştır” dedi.
“AMAÇ, İKTİDARIN SİYASAL İDEOLOJİSİNİN AÇIK VE GİZLİ (ÖRTÜK) OLARAK ÖĞRENCİLERE AKTARILMASI”
Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’ in merkeze alındığını dile getiren Başkan Sümbül, “Milli ve Manevi değerler vurgusu yaratılan tüm eşitsizliklerin üzerini örtmek için kullanılmaktadır. MEB’in öncelikli hedefi eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden iktidarın siyasal ideolojisinin açık ve gizli (örtük) olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağının başlığının ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ olarak belirlenmiş olması bu tespitimizi doğrulamaktadır.
MEB’in ‘yeni müfredatı’, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta özenle ‘sadeleştirme’ ya da ‘ayıklamaya’ tabi tutulurken, tek adam rejiminin bütün hedeflerini açık ve gizli (örtük) amaç ve değerler üzerinden ders kitaplarına yerleştirerek kendilerince ‘dini’ ve ‘milli’ bir müfredat oluşturulmak istendiği anlaşılmaktadır.
Müfredat taslağında Türkiye’de yaşayan farklı kimlikler, inançlar ve kültürler genellikle ya hiç görünmez kılınmış ya da ‘karşı tarafta’ gösterilmiştir. Eğitim müfredatında 12 Eylül darbecilerinin izinden gidilerek Türk-İslam sentezinin benimsenmiş olması ve ‘tek din, tek mezhep ve tek dil’ yaklaşımının daha da belirgin hale getirilmiş olması dikkat çekicidir.
“ANADİLİN ESAMESİ BİLE OKUNMUYOR”
Ayrıca eğitimde dile dayalı olarak ayrımcılık yapılması pek çok temel insan hakları belgesinde yasaklanmış olmasına rağmen maalesef yeni müfredatta anadilinde eğitimin esamesi bile okunmuyor. BM temel insan hakları sözleşmelerine göre, devletin yurttaşların resmi eğitim dili yanında anadilinde öğrenilebilmesi için kamusal olanaklar sağlaması ve anadilde eğitim taleplerini karşılaması gerekmektedir. Ancak bu topraklarda onlarca yıldır farklı dilde konuşanların ‘anadilinde eğitim’ hakkı görmezden gelindiği gibi bu demokratik olmayan ve eğitim pedagojisinden yoksun müfredatta da görmezden gelinmiştir.
İktidarın toplum tahayyülünde istediği insan modelinin nedenli çağın gerisinde ve bilimsel gerçeklerle örtüşmediğini de eğitim alanında sicilinin ne denli bozuk olduğunu da 4+4+4 sürecinden biliyoruz. Dolayısıyla çocuklarımızın eğitiminde telafisi güç olumsuzluklar yaratacak bu müfredat değişikliği kabul edilemez. Eğitim Sen olarak eğitim müfredatı olmaktan çok siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, laiklik ve bilim karşıtı demokratik ilkelerden uzak yeni müfredatı reddediyoruz” diye konuştu.