Fiyasko fuarlara ‘dur’ denilecek mi?


 

Mersin son yıllarda CNR Holdingin düzenlediği adeta fiyaskoya dönüşen fuar organizasyonlarına sahne olurken Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) nihayet sessizliğini bozdu.

HEDİYE EROĞLU

 

Resmi rakamlara göre 2 milyon, ancak resmi olmayan rakamlara göre ise 2,5 milyon insanın yaşadığı Mersin’de artan maliyetlerin esnaf ve sanayicinin nefesini kesmesi, narenciyenin de para etmemesi ile kent ekonomisi can çekişirken başarısız fuarlar kent ekonomisine darbe vurmaya devam ediyor.

Mersin son yıllarda CNR Holdingin düzenlediği adeta fiyaskoya dönüşen fuar organizasyonlarına sahne oluyor. Geçmiş dönemlerde bakanlık nezninde üst düzey katılımlarla açılışı yapılan fuarlara ev sahipliği yapan Mersin’in bu alanda giderek daha da geriye düşüşü her geçen daha çok görülüyor. Kentin en güçlü olduğu sektörlere yönelik düzenlenen organizasyonlar dahi ilgi görmezken, kentte bu duruma tepkiler her geçen gün artıyor.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) yönetimi ise kentten kopuk, diyalogdan uzak gerçekleştirilen fuar organizasyonlarına destek vermesi nedeniyle sık sık eleştiri oklarının hedefi oluyor. MTSO seçimleri ile bu kötü gidişata ‘dur’ denilmesi beklenirken, yönetime gelen Başkanı Hakan Sefa Çakır’ın da, CNR Fiarcılık Şirketi le yol yürümeye devam etmesi eleştirileri arttırmıştı.

 

CNR FUARCILIK İLE YOLLAR ALRILIYOR MU?

Ancak MTSO Başkanı Çakır nihayet sessizliğini bozdu. Yazılı bir açıklama yapan Hakan Sefa Çakır, “Çok fuar yerine nitelikli, uluslararası katılımlı fuarlar düzenlemeliyiz” çıkışı yaptı. Çakır’ın çıkışı CNR Fuarcılık ile yolların ayrılabileceğinin sinyali olarak yorumlandı.

İş dünyasının yurtdışı pazarlardaki gücünü artırması adına uluslararası katılımı yüksek, nitelikli fuarlara ihtiyaç duyduğunu belirten Çakır, bunun için Türkiye’deki fuar sayılarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.  

 

“HER İL GÜÇLÜ OLDUĞU SEKTÖRDE FUAR DÜZENLESİN”

Son olarak Nisan ayında meclis üyeleriyle birlikte Milano Mobilya Fuarı ile Hannover Messe Uluslararası Sanayi ve Teknoloji Fuarı’nı ziyaret eden Çakır, bu ziyaretlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Mersin’e dikkat çekti.

İlk olarak Türkiye’de düzenlenen fuarlara değinen Çakır, yurtiçindeki yüksek rekabet nedeniyle çok sayıda fuar düzenlendiğini, bunun fuar organizasyonlarının niteliğini olumsuz etkilediğini söyledi. Türkiye’de 400 tane fuar firması bulunduğuna işaret ederek hemen her il ve ilçede aynı sektörlerde eş zamanlı fuarlar düzenlenmesinin doğru olmadığını vurgulayan Çakır, “Bunun yerine uluslararası katılımı artıracak marka değeri yüksek fuarlar düzenlenmeli” dedi. Her sektörün hangi ilde güçlü olduğu tespit edilip yılda bir kez ilgili fuarın yalnızca o ilde organize edilmesi önerisinde bulunan Çakır, bu sayede zamanla Türkiye’deki fuarların markalaşacağını, yurtdışı katılımın ve verimin artacağını söyledi. Çakır sözlerini İtalya ve Almanya’daki fuarları değerlendirerek sürdürdü.

 

“İTALYA, TASARIM İHRAÇ EDİYOR”

İlk olarak İtalya Milano Fuarı’na değinen Hakan Sefa Çakır, bu yıl 63’üncüsü düzenlenen fuara Türkiye ve dünyadan sektörün önde gelen firmalarının katıldığını söyledi. “Fuarın en büyük özelliği İtalya’nın tasarım ihracatı yapıyor olması” diyen Çakır, ziyaretçilerin büyük bölümünün buradaki tasarımların fotoğraflarını çekip kendi ülkesinde uyguladığını, kimsenin yeni bir tasarım peşinde olmayıp İtalya’daki tasarımları kabul ettiğini ifade etti. Aynı ürünü Türkiye’nin de yaptığına ancak İtalya’nın bu ürünü Türkiye’den 4 kat yüksek fiyatla satabildiğine değinen Çakır, bunun markalaşmayla mümkün olduğunu söyledi. Ülkelerin, sektörlerin, ürünlerin marka değerinin yüksek olmasının fiyatları yukarı taşıyacağını kaydeden Çakır, “Aynı zamanda katmadeğeri yüksek ürünlere yönelmek de önemli. Örneğin fuarda çok sayıda Türk firmasıyla tanıştık ancak içlerinden biri dünyadaki cruse gemilerine rüzgarda uçmayan, mukavemeti yüksek, suya dayanıklı sandalyeler üretip satıyordu. Katmadeğerli bir ürün ve ürünü pazara yüksek fiyatlarla sunuyor. Biz de sektörlerimizdeki açıkları tespit edip talebe uygun, katmadeğerli ürünlere yönelmeliyiz” değerlendirmesini yaptı.

Sektörün hangi yönde ilerlediğini tespit etme imkanı bulduklarına da değinen Çakır, iklim değişikliğinden kaynaklı ahşap malzeme kullanımının azalmaya başladığını, mobilyalarda boyutların daha minimalize edilip aksesuar boyutlarının büyümeye başladığını, hatların olabildiğince inceldiğini gördüklerini söyledi. Özellikle kanepelerde oturma alanlarının genişlediğini belirten Çakır, yerden tasarruf sağlanması adına kolçakların ise iptal edildiğini aktardı.

 

“GELECEĞİN ENERJİSİ HİDROJEN”

İtalya sonrası Almanya’da Hannover Messe Uluslararası Sanayi ve Teknoloji Fuarı’na katıldıklarını hatırlatan Çakır, bu fuarda sanayinin 10 sene sonra nereye gideceğini gördüklerini söyledi. 50 yıldır yapılan bir fuar olduğunu ve bu yıla hidrojen enerjisinin damgasını vurduğunu kaydeden Çakır, bu yakıtın önümüzdeki süreçte arabalarda, evlerde sıkça kullanılacağını belirtip firmaları şimdiden hidrojen gibi alternatif enerji kaynakları üzerine araştırma yapmaya davet etti.

AB’nin sürdürülebilirlik ve dijitalleşmeye odaklandığını ve bu alanlar için dünyada büyük destek fonları oluşturulduğunu aktaran Çakır, “Microsoft, Google, Apple, Amazon, Festo gibi tüm teknoloji şirketleri bu fonların peşinde. Deloitte, Capgemini gibi danışmanlık şirketleri dahi üniversitelerle işbirlikleri yaparak AB’nin bu fonlarını alarak ticarete döküyorlar” dedi. Tüm fiziki varlıkların dijitale aktarıldığını tespit ettiklerini belirten Çakır, önümüzdeki süreçte fiziki hiçbir deneme yapılmayacağını belirtip simülasyonun öneminin artacağını söyledi.

Avrupa’nın sürdürülebilirliğe verdiği öneme de dikkat çeken Çakır, “Doğayı, hayvanları, bitkileri takip ediyorlar. Doğanın kendisini dönüştürmesini makinelere nasıl uyarlayabileceklerine çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Festo’yu örnek gösteren Çakır, “Bu firma ile yaptığımız görüşmede doğayı takip ettiklerini, doğadaki en hafif canlıların en verimli konstrüksiyonları kullanmasını örnek alarak yenilikler geliştirdiklerini gördük” dedi.

Dijitalleşmenin hızla arttığını gözlemlediklerini de belirten Çakır, “Yapay zekayla birlikte birçok iş kolu yok olurken yaklaşık 750 yeni iş kolunun oluşacağı konuşuluyor. Bu bağlamda kalifiye işçiye çok ihtiyaç olacak. Eğitim sistemimizde dijital yetkinlikleri artıracak metotlar bugünden uygulanmalı. Eğitimimiz yenidünya düzeni gereklerine göre bugünden düzenlenmeli” dedi.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA