Hediye Eroğlu

Kısa bir süre önce kurulmasına rağmen önemli başarılara imza atan Mersin Aşçılar Pastacılar ve Turizmciler Derneği (MAŞPATDER), Mersin’in adını dünya aşçılar tarihine altın harflerle yazdırmaya hazırlanıyor. 
MAŞPATDER Genel Sekreteri Murat Baziki, Edirne’de düzenlenen, “Uluslararası Gastronomi Yemek Yarışması”nda tatlı dalında pişirdiği künefe ile altın madalya kazandı!
Mersin’in adını dünya açışçılar tarihine altın harflerle yazdıran ünlü şef, “Bu daha başlangıç” diyerek, Mersin mutfağını dünyaya açmaya hazırlandıklarını söyledi. 
Hedeflerini gazetemize anlatan Baziki, “Gelecek mutfakta” diyerek, sektöre ve mutfağa gönül verenlere seslendi…

MERSİN’DEKİ AŞÇILARIN EN BÜYÜK SORUNU ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ…
SORU: Derneğiniz yeni kuruldu sanırım ama başarılarınıza her gün bir yenisini ekliyorsunuz… Nasıl bir yola çıktınız? Amacınız ne?
Derneğimiz yeni ama kadromuz, ekibimiz sağlam. Derneğimizin amacı Mersin aşçılarını, Mersin mutfağını dünyaya açmak. Mersin’deki aşçıların en büyük sorunu özgüven eksikliği… Oysa bizim mutfağımız ve aşçılarımız ülkedeki pek çok bölgeden çok daha iyi ve ileride. 
Örneğin bizim derneğimiz kurulduğu günden buyana geçen 5 aylık sürede Türkiye genelinde 3 ayrı yarışmaya katıldı ve çeşitli dereceler elde etti. Ayrıca bu yarışmalarda jürilik yaptık. 
Örneğin Mart ayında Fethiye’de düzenlenen Ulusal Yemek Yarışması’na davet edildik ve jüri üyeliği yaptık. 
Son olarak Edirne’de düzenlenen, “Uluslararası Gastronomi Yemek Yarışması”nda tatlı dalında pişirdiğim künefe ile altın madalya kazandık. 
Eylül ayında ise jüri olarak İran’a davet edildim. 25 kişilik jüri üyesinden biri olacağım ve orada ülkemi, Mersin’i temsil edeceğim.

DUR DURAK BİLMİYORLAR
SORU: Hem eğitimler veriyor, hem yarışmalara katılıyor, hem de jürilik yapıyorsunuz. Faaliyetlerinizi biraz anlatır mısınız? 
Mersin’in yemek, pasta, tatlı, şekerleme ve unlu mamullerinin kültürünü araştırıp, geliştirerek, yerel tat ve lezzetlerin gün yüzüne çıkmasını sağlamak amacındayız. Ayrıca meslek mensuplarımızın gelişimine katkı sunmak, bunu da kültürlerarası diyalogu arttırarak sağlamak istiyoruz. Ayrıca mesleki sorunlara akılcı ve yapıcı çözümler üretmeye çabalıyoruz. 
Bu kapsamda sık sık üyelerimizi ziyaret ediyor, projeler geliştiriyor, eğitimler düzenliyoruz. Ayrıca sosyal sorumluluk çalışmalarına da imza atıyoruz. Örneğin şuan derneğimizde gönüllü eğitmenlerimiz, üyelerimizin çocukların özel dersler vermektedir. 

EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAN, GELİŞİMİNİN ÖNÜ AÇILAN VE ÖZGÜVENİ YÜKSEK AŞÇILARIN SUNACAĞI LEZZETLER, PARMAKLARINIZI YEDİRİR!
SORU: Aşçılık zor bir meslek. Yaratıcılık istiyor. Peki geliri yüksek bir iş kolu mu? Kalifiye eleman sıkıntısı var mı? 
Aşçılık tek başına bir iş kolu olarak görülmüyor, iç hizmet olarak kabul ediliyor. Ancak bu yanlıştır ve değiştirilmelidir. Biz de birer zanaatkarız… Ve ne yazık ki sektörümüzde eğitimli, kalifiye eleman bulmakta da sıkıntı var.  
Tüm bu etkenlerin birleşmesi, ustalarımızın kendine güveninin olmaması ortaya çıkan işin kalitesini de ne yazık ki olumsuz etkiliyor. İşte biz de ustalarımıza özgüvenlerini yeniden kazandırmak için yola çıktık. Belirli çalışma alanları dışında da aşçılar hak ettikleri geliri elde edememekte. Oysa emeğinin karşılığını alan, gelişiminin önü açılan ve özgüveni yüksek aşçıların ortaya çıkaracağı lezzetler, tüketiciye parmaklarını yedirecek türden olur. Biz bunun mücadelesini için yola çıktık… 
Örneğin günümüzde yemeklerin lezzeti kadar sunumları da önem kazanmıştır. Ancak bu konuda da ilimizde yeteri düzeyde gelişim sağlanabilmiş değildir. Bu konuya yönelik eğitimler düzenleyerek, aşçılarımızın lezzetteki başarılarını sunumda da elde etmesini sağlamayı hedefliyoruz. 

MERSİN MUTFAĞI ZENGİN AMA KALIPLARA SIKIŞMIŞ!
Soru: Mersin mutfağını bize nasıl taraf edersiniz? Ayrıca Mersin mutfağının gelişmesi meslektaşlarınıza için önerileriniz nelerdir?
Mersin; belli tatlarla biliniyor oysa sahip olduğu çok çeşitli nüfus yapısı gibi mutfağı da çok zengin. Tantuni, cezerye, kerebiç öne çıkan tatlarımız ancak sahil kenti olmamamıza rağmen örneğin deniz mahsulleri ile anılamıyoruz. Bu konuya biraz ağrılık vermeliyiz. 
Örneğin bizim Mersin mutfağını kitap haline getirmek gibi bir projemiz var ve bu sayede kaybolmuş lezzetleri de yeniden gün ışığına çıkarmak istiyoruz. 
Mersin’de etten balığa, çok çeşitli bitkilerden baharata her damağa hitap edecek çok lezzet var ancak bunların tüketici ile buluşması ne yazık ki istenilen oranda değil. Restoranlarımız, aşçılarımız hala belli kalıplarda üretim yapıyor. Bunu aşmamız gerekiyor. 

MERSİN İÇİN ÇABALIYORUZ
Örneğin bu şehirde bir Bakliyat Yemekleri Sergisi düzenlendi ve şehir dışından 45 aşçı getirildi. Ancak bu aşçıların arasında Mersinli aşçılar yoktu! Bu aşçılar Mersinlilerle de yeteri kadar buluşmadı. Oysa bizlerde bu etkinliğe davet edilmeli, kültür, lezzet alışverişi yapmamız sağlanmalıydı. Bakliyat tüketimini arttırmaya yönelik yapılan bir organizasyonun aşçılardan uzak kalması ne kadar doğrudur?..
Bizim verdiğimiz emek ve mücadele Mersin içindir. Mersin için yola çıkanlara desteğimiz her zaman olacak, ancak  aynı şekilde bizlere de sahip çıkılması gerekmektedir. Elde ettiğimiz tüm başarılar Mersin’in hanesine yazılmakta, Mersin’e kazandırmaktadır. O zaman bunları arttırmak için el ele, omuz omuza çalışmalıyız.