Haber Merkezi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, Karaman ve Ermenek Kapalı Cezaevleri’nde incelemelerde bulunarak, yaşanan hak ihlalleri ile ilgili bir rapor hazırladı.
Dernek Şube Sekreteri avukat Özgür Çağlar ve dernek üyesi avukat İbrahim Cinbaş ile birlikte yapılan incelemelerde, 5 siyasi mahkumla bire bir görüşmeler yapıldı.
ERMENEK’TE CAN GÜVENLİĞİ YOK!
Raporun Ermenek M tipi Kapalı Cezaevi ile ilgili bölümünde; tutsakların son süreçle birlikte hapishanede can güvenliklerinin olmadığı ve hayati kaygı taşıdıklarına yer verilerek, “Gardiyanların, jandarmanın ve hapishane müdürünün topyekün bir şekilde sık sık hakaret ve nefret söylemlerinde bulundukları, jandarmanın saldırmak için fırsat kolladığı, tahrik edici yaklaşımlarında olduğu görüldü.
Tutsaklar hakkında disiplin cezası uygulanması amacıyla türlü bahaneler üretilerek tutanaklar tutulduğu (gardiyanı çağırmak için mazgala vurarak ses çıkarmaya çalışan tutsakların bu davranışının bile tutanağa bağlanması gibi) belirlendi.
Yemeklerin çok kötü olduğu, hastaneye ve mahkemelere gidiş dönüşlerinde jandarmanın tacize varacak şekilde aramalar yaptığı öğrenildi
Hastanede doktorların yaklaşımının düşmanca olduğu ‘polisimizi jandarmamızı öldürenlere destek veriyorsunuz biraz da siz acı çekin” şeklinde söylemlerde bulunulduğu öğrenildi.
Hastane talebinde bulunan bir tutsak uzunca bir süre hastaneye sevki yapılmamış, ‘hem polisimizi, askerimizi öldürüyorsunuz hem de hastane istiyorsunuz’ şeklinde söylemlerde bulunduğu görüldü.
Tutsakların 2705/2016 tarihinde Adalet Bakanlığına dilekçe gönderdiği ve can güvenliklerinin olmadığının belirtildiği, sıcak suyun çok az verildiği, su kovalarına el konulduğu, kişi başına kitap sayısının 10 ile sınırlı tutulduğu belirlendi” denildi.
“İKTİDARI ELEŞTİRMEYİN!”
Raporun Karaman M Tipi Kapalı Cezaevi ile ilgili bölümünde ise şu iddialar yer aldı: “Kitap, dergi ve başkaca kaynakların verilmediği, ‘Don Kişot’ isimli klasik eserin Kürtçe olmasından ve kitabın altı çizili yerlerinin olması sebebi ile el konulduğua, askeri mantığın egemen olduğu, bir kişinin hatasının herkese mal edilmesi ve tüm tutsakların sorumlu tutulduğu, genel siyasi değerlendirmeleri içeren makalelerin yazılmasını suç unsuru olarak görülmesi el konulduğu, Kürtçe atasözlerinin bulunduğu mektupların sakıncalı mektuplar olarak görülmesi ve el konulduğu, mektupların ve/veya makalelerin el konulmasına yönelik infaz hakimliğine yapılan başvuruların sürekli bir şekilde olumsuz sonuçlandığı, hatta mahkemede hakimlerin ‘niye yazıyorsun, yazmak zorunda değilsin, sen neden iktidarı eleştiriyorsun’ şeklinde yorumlarda bulunup daha sonra yapılan itirazlara olumsuz karar verdiği, tutsakların artık infaz hakimliğine dahi başvuru yapmadığı, yapılan itirazları inceleyecek hakimlere ve adalete güveninin kalmadığı tespit edilmiştir.
Ermenek ve Karaman Cezaevi idaresi ve jandarmanın uygulamalarını keyfi olduğu, insanlık dışı ve hukuka aykırı olduğu heyetimizce tespit edilmiş olup yaşanan hak ihlallerinin ağır ve ciddi boyutlara ulaştığı anlaşılmıştır.
Tüm bu uygulamalara karşın insan hakları derneği olarak Adalet Bakanlığı Ceza ve tevkif evleri genele müdürlüğüne, TBMM insan hakları komisyonlarına, Barolara ve Karaman savcılığına ve suç duyurusunda bulunacağımızı cezaevlerinde yaşanan ihlallerin üstüne gideceğimizi ihlallerin yaşanmaması için sürekli bir şekilde takipçisi olacağımızı bildirerek iş bu raporumuzu kamuoyunun bilgilerine sunmaktayız” denildi.