HEDİYE EROĞLU
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin davanın duruşması başladı. Ayşe Ateş, müşteki sıfatıyla duruşmada ilk kez konuştu. Duruşmaya, Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş'in konuşurken fenalaşması üzerine ara verildi. Verilen aranın ardından duruşma 10.50 itibariyle tekrar başladı.
Anne Saniye Ateş, Sinan Ateş'in kendisine 'kalemimi kırdılar, bana suikast düzenleyecekler' dediğini ifade etti. Sinan Ateş'in defalarca MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ulaşmaya çalıştığını söyleyen anne Ateş, "Benim oğlumu öldürmek için mi Ülkü Ocakları başkanı yaptılar?" şeklinde konuştu.
Duruşma öncesi açıklama yapan Ayşe Ateş, suikastın nasıl gerçekleştirildiğini bir kez daha anlattı. Ayşe Ateş, "Saçma sapan zırvalarla bizi üç gündür oyalıyorlar. Bugün canilerin bize yaşattıklarını anlatacağım. Bildiğim hiçbir şeyin sır kalmasını istemiyorum, ölürsem de benimle gitmesini istemiyorum" dedi.
Mahkeme başkanı, önceki duruşmada sanıklardan Doğukan Çep'in tuvalet ihtiyacı için salondan çıkarıldığı sırada müştekilerin bulunduğu tarafta oturan izleyicilere dönerek tehdit anlamına gelecek şekilde başını salladığının üye hakim tarafından görüldüğünü ve kendisine durumun aktarıldığını bildirerek, Çep'i uyardı.
Mahkeme başkanının, "Doğukan anladın mı?" diye sorduğu Çep, konuşmak için söz istedi ancak buna izin verilmedi.
SANİYE ATEŞ KONUŞTU
"18 aydır öldüm öldüm dirildim ben yaşayan bir ölüydüm ama burada 22 kez daha öldüm" diyerek sözlerine başlayan Saniye Ateş "Sanki herkes masum benim oğlum kendini vurmuş. Oğlum geldi bana dedi ki anne benim kalemimi kırdılar bana suikast düzenleyecekler. Bir gün beni ziyaret etti çelik yelekle. Belki korular dedim ama korumadılar. Benim oğlum 12 yıl İsmet Büyükataman’ın danışmanlığını yaptı. İsmet Ataman bizzat benim evime geldi. Ana babam duymasın dedi. Babası dayanamadı öldü ben ne kadar dayanırım bilmiyorum. Cezaevinde olanların çocukları yüzüne hasretmiş benim torunlarım yüzlerini hiç görmeyecek" dedi.
Saniye Ateş sözlerine şöyle devam etti: "Mersin’deki Çağrı Ünel olayından sonra bir telefon geldi. Ölen çocuğun abisi aradı benim oğlumu tehdit etti. Oğlum, “Bana değil abileri Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım, İzzet Ulvi Yönter’e Semih Yalçın‘a soracaksın. Senin kardeşinin kanı benim elimde değil” dedi.
“DEDİM Kİ OĞLUM GİT DEVLET BAHÇELİ’YE SÖYLE DEFALARCA ONA ULAŞMAYA ÇALIŞTI. HİÇ ULAŞAMADI ONA”
Anne Saniye Ateş, oğlunun defalarca Devlet Bahçeli’ye ulaşmaya çalıştığını söyleyerek, “Benim oğlumu öldürmek için mi Ülkü Ocakları başkanı yaptılar? O plaka (34 AT plakasını kast ediyor.) benim oğlumun döneminde alındı. O araca kimse binemiyordu o zaman Devlet Bahçeli’den izinsiz bir çay içilmiyordu. Benim oğlumun katilini çıkarsınlar ben de bu davadan vazgeçeyim. Devletin üstünde devlet mi bunlar?
Benim torunlarım akşam yatarken kapıları kapatıyor ki bir şey olmasın diye. İnsan öldürmek bu kadar basit mi o zaman ben de kısasa kısas isterim madem ki bu kadar basit.
Benim oğlumu defalarca takip ettiler. Yurtdışına gitti Olcay Kılavuz’un samimi olduğu bir hanımla görüştü. Dönüşte benim oğluma pusu kurdular. Hala benim kapıma gelebiliyorlar. Bizi öldürmekle mi korkutacaklar? Ben zaten ölüyüm. Bugünü ben 18 ay bekledim benim yavrumun katilleri çıksın diye. Niye insanlar bu kadar zalim oldu? Ankara’nın göbeğinde kime gözdağı veriyorlar? Biz zengin bir aile değiliz. Benim çocuğumu ne zorlu şartlarda yetişirdim. Ben onların vicdanına bırakıyorum’.
‘Daha ne kadar Sinan öldürülecek? Bir tanesi diyor ki para. Benim oğlum eve gelen bir kutu lokumu eve sokmaz dışarıda dağıtıp gelirdi. Ben çocuğuma bir lokma haram yedirmedim. Çocuğum zalimlere yem oldu. Gelinim çelik yelekle, korumayla geziyor. Niye? Eşini savunduğu için bu devletin üstünde devlet mi var ben kime gideyim? Ben Türk’üm, Müslümanım, ülkücüyüm, vatanseverim ama bunların inandığı ülkücülükten değilim ben. Bunlar maşa kimler yönlendirdiyse bunları onlar ortaya çıkacak." ifadelerini kullandı.
Saniye Ateş konuşurken fenalaştı, salona sağlık görevlileri çağrıldı. Bunun üzerine Ayşe Ateş sanıklara dönerek "Bu kadın burada ölürse hesabını hepinize sorarım" diye seslendi.
MERSİN’DE NE OLMUŞTU?
Eski Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel, 15 Mart 2022'de Toroslar ilçesinde bir banka şubesinden çıktıktan sonra Ülkücü bir grubun saldırısına uğradı. Saldırganlar, Ünel’i dövüp videoya almaya çalışırken Ünel de ruhsatsız silahıyla ateş açtı. Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgüllü'nün korumalığını yapan Emrullah Kaplan, Ünel'in silahından çıkan kurşunlarla öldü.
Soruşturma ve dava sürecinde Emrullah Kaplan’ın saldırıdan bir gün önce beraberinde 10 kişiyle birlikte Kadirli'den Mersin’e geldiği belirlendi. Ülkü Ocakları üyesi olan sanıklar Çağrı Ünel’i tanımadıklarını, tesadüfen gördüklerini savundu. Çağrı Ünel ise grubun kendisine bıçakla saldırdığını bir kişinin de video çekmeye çalıştığını, organize bir saldırı karşısında kendini savunmaya çalıştığını söyledi.
SİNAN ATEŞ 9 AY SONRA ÖLDÜRÜLDÜ
Ünel'in yakın olduğu isimlerden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş ise 9 ay sonra 30 Aralık 2021'de Ankara'da silahlı saldırıda öldürüldü. Ateş'in öldürülmesinden sonra Çağrı Ünel'in yargılandığı davada kamuoyunda daha çok tartışılır hale geldi.
MÜEBBET HAPİS 10 YILA İNDİ
Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi geçtiğimiz yıl yapılan yargılamada Çağrı Ünel’e önce müebbet hapis cezası verdi, ardından fiilin haksız tahrik altında işlendiği gerekçesiyle cezası önce 12 yıla ardından 10 yıla düşürdü. Bölge İstinaf Mahkemesi cezayı az bularak dosyayı yeniden Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.