İBRAHİM YÜNCÜLER
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, katıldığı bir radyo programında kent iş dünyası ve iklim değişikliğine uyumuna yönelik sorularını yanıtladı.
İklim değişikliğinin ticaret hayatına yeni kurallar getirdiğini ifade eden Çakır, “Dünyamız sayısız sorunlarla uğraşıyor. Bazı sorunlar bir grup insanı veya sınırlı bir bölgeyi ilgilendirirken, iklim değişikliği konusu etki alanının tüm dünyayı ve tüm insanlığı kapsadığı için var olma meselemiz haline geldi. Son yılların en önemli sorunu olarak görüyoruz. Dünya var olduğundan bu yana var olan bir olgu. Ancak günümüzde insan etkisi ile aşırı derece hızlandığı ve olumsuz etkililerinin arttığı bir gerçek. İklim değişikliğini tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil. Bu süreci azaltmak ve uyum sağlayarak için MTSO olarak, birçok projeyi paralel yürütüyoruz. MTSO olarak neler yapıyoruz?
ODTÜ Deniz Bilimleri ile denizlerimizin temizliğini amaçlayan ve deniz ekonomisinin sağlıklı şekilde gelişmesini sağlayan çalışmalar içerisindeyiz. Bu noktada deniz kirliliğini ortadan kaldırmayı hedefleyen ‘Akdeniz HUB’ yani bir merkez kurma çalışmasının içerisindeyiz.
İkinci en önemli proje, İklim Değişikliği Adaptasyon Merkezi’ni kuruyoruz. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü ve Agropark işbirliğinde. Bu adaptasyon merkezi bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yapacak. Orta ve uzun dönemde üretim deseni hazırlayacak. Tarımsal yönden iklimden oluşan haşerelere karşı nasıl üretim yapacağımızın yöntemlerini hazırlayacak.
Bir de, ‘İklim Değişikliğine Adaptasyon İçin Hareket Geç’ projemiz var. Mersin Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve Akdeniz Kentleri Birliği MedCities ile beraber yaptığımız bir çalışma. Bu program kapsamında geçtiğimiz hafta Mersin’de ‘İklim Mersin’ toplantısı yapıldı. Uygulama yeri Mersin ve Barselona olan projenin 18 ayda tamamlanması planlanıyor. Mersin’de yerel aktörlerin iklim değişikliğinde azatlım ve uyuma yönelik kapasitelerinin arttırılması hedefleniyor.
Burada iki kilit ve önemli kelime var: Azaltım ve uyum. Küresel iklim değişikliği yeni bir serüven değil. Değişime uyum sağlayanlar yaşıyor. Bundan dolayı ilk amaç, bu süreci yavaşlatacak önlemleri almak. İkinci aşamaysa bu sürece uyum sağlamak. Bir kentin ve ülkenin yapacağı şey değil. Dünya olarak hareket etmeliyiz. Güçlü olan değil, değişimlere hızlı uyum sağlayanlar, adapte olanlar kazanacak” dedi.
HAYVANCILIKTA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUMLU YERLİ IRKLAR GEREKİYOR
Çukurova’da Yörüklerin yaşamlarını küçükbaş hayvan üretimi ile sağladığını ancak iklim değişikliği ile hayvan sayısında azalma olduğunu aktaran Çakır, “İklim değişikliğine uyum kapasitesine uygun yerli ırkların genetik yapısının iyileştirilmesi gerekiyor. Küçükbaş hayvan araştırma enstitüsü kurulması lazım. İklime uygun ürün deseni ve haritaları oluşturmalıyız. Geçimi tarımla yapıyoruz. Narenciye üretimimiz azalmadan uyum sağlamalıyız.
İklim değişikliğine uyum sürecinde ayrıca yeşil dönüşüm var. AB karbon vergisini koymaya başlayacak. Bunu keyfi ya da para kazanma çabasıyla değil kendi sağlığımız için yapmalıyız. Yurtdışı ihracatımız olmadığında zaten KOBİ’lerimizin çoğunu kaybediyoruz. Şimdiden firmalarımıza karbon ayak izleriyle ilgili sorular sormak gerekiyor. Artık AB ile çalışan sanayicilerimiz bununla karşılaşacak. Önümüzdeki dönem, yeşil ve dijital dönüşümlerin, enerji verimliliğinin, iklim değişikliğine uyum çalışmalarının dönemi olacaktır.
“HER YATIRIMA TAMAM DEMİYORUZ”
İklim değişikliği uyum sürecinde MTSO olarak her yatırıma tamam demiyoruz. Çevreye, iklim değişikliğine uyumlu olmayan yatırımlara itirazımız var. Doğal kaynaklarımız sınırlı. Başka Mersin yok, başka dünya da yok. Bu anlamda projeye destek veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum” diye konuştu.