HEDİYE EROĞLU
Mersin’in Silifke ilçesi Kum Mahallesi’nde, nesli tükenme tehlikesi altında olan deniz kaplumbağalarının üreme alanı olan sahilde temizlik yapıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Göksu Deltası Deniz Kaplumbağaları İzleme ve Koruma Projesi ekibi ile Mersin Çevre ve Doğa (MERÇED) Derneği ve Silifke Çevre Platformu üyelerinin katılımıyla yapılan temizlik etkinliğine mahalle sakinleri de destek verdi.
SAHİLDE, BEBEK BEZİNDEN PLASTİK ATIKLARA NE ARARSAN VAR
MERÇED Silifke Temsilcisi avukat Ayşe Doğan başta olmak üzere Dr. Savaş Sonuvar gibi isimlerin de katıldığı etkinlikte toplanan atıklar şaşkınlık yarattı.
Çocuk bezlerinden plastik atıklara çok farklı çöplerin poşetlerle toplandığı alanda yaz ayları olması nedeniyle yaşana yoğunluğa ve atık miktarına dikkat çekildi. Yetkililere seslenen çevreciler sahilin deniz kaplumbağalarının üreme alanı olduğuna dikkat çekti.
“SİZ TATİLE GELDİNİZ AMA BURASI ONLARIN, BİZLERİN EVİ”
Bölgedeki deniz kaplumbağalarının denetim, takip, izleme çalışmalarının arttırılmasını isteyen temizliğe katılan çevreciler, tatilcilere ise, “Siz tatile geldiniz ama burası onların, bizlerin evi” uyarısı yapmayı da ihmal etmedi. Tatilcilerin çevreye duyarlı olmasını isteyen çevreciler, atıkların toplanması konusunda ise yerel yönetimlerin daha çok çalışma yapmasını istediler.
“GÖKSU DELTASINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN BURADAYIZ”
Etkinliğe dair açıklamalarda bulunan Dr. Savaş Sonuvar, yaşadıkları bölge için çevre gönüllüleri olarak bir araya geldiklerini söyleyerek, “Temizlik yaptığımız alanda yaşayan kaplumbağaları, kuşları korumak Göksu Deltasına sahip çıkmak için buradayız. Silifke Çevre Platformu olarak doğamızı önemsiyoruz. İnsanlar çöp atıyor, hayvanların ve doğamızın yaşam hakkını engelliyorlar. Biz farkındalık yaratmak adına bugün burada bu etkinliği yapıyoruz” dedi.
YAVRULAR DENİZE DEĞİL IŞIĞA GİDİNCE ÖLÜYOR
MERÇED Silifke Temsilcisi avukat Ayşe Doğan da, Göksu Deltası’nın uluslararası sözleşmelerle korunan özel bir bölge olduğunu söyleyerek, “Bir çok endemik bitkiye ve nesli tükenmekte olan canlılara ev sahipliği yapan bir yer. Şuanda Kum Mahallesi sahilinde temizlik çalışması yaptık. Çünkü kirlilik hem çevre kirliliği açısından hem de carettaralar açısından olumsuz etkilere sahipti. Nesli tükenmekte olan ve uluslararası sözleşmelerle korunan Türkiye’nin de taraf olduğu, imza attığı koruma altında carettalarla ilgili alınmış bazı önlemler dışında bir önlem yok. Halk bu konuda bilinçli değil. Yuvaların zarar görmesi çok mümkün. Özellikle hemen sahanın sınırında bulunan Ceyport Liman İşletmesinin akşam ışıklarından kaynaklı yuvalarından çıkan carettaların denize değil ışığa doğru yönelmesi çok ciddi bir yavru kaybı söz konusu. Lütfen doğaya saygıyı olalım. Bizim doğayı korumak ve gelecek nesillere teslim etmek gibi bir hükümlülüğümüz var. Hep beraber doğayı ve koruyalım” diye konuştu.
GÖKSU DELTASI
Göksu Deltası; Orta Toroslar eteğinde bulunan Mersin’e bağlı Silifke İlçesi’nin güney kenarında, Göksu Irmağının oluşturduğu kıyı ovası üzerindedir. Doğusunda Erdemli, batısında Gülnar, Güneyinde Akdeniz, Kuzeyinde Konya ile çevrili il merkezine 85 km uzaklıktadır. Delta, 10.000 kilometre karelik havzaya sahip Göksu Irmağı’nın Silifke-Taşucu arasında denize açıldığı bölgedir. Göksu Nehri’nin batısında iki lagün olan Karadeniz ve Akgöl yer alır.
Özel Çevre Koruma sınırları içerisinde on adet yerleşim yeri bulunmakta olup toplam koruma alanı 226 kilometre karedir. Denizden yüksekliği 0-5 m arasında değişen Göksu Deltasının toplam alanı yaklaşık 15 bin hektardır.
Göksu Deltası, 1994 yılında Ramsar Alanı olarak ilan edilmiş olup, ayrıca Özel Çevre Koruma Bölgesi statüsü bulunmaktadır.
Birçok göçmen kuş açısından önemli bir sulak alan olan Göksu Deltası deniz kaplumbağaları “Caretta caretta” ve “Chelonia mydas” ın yumurtalarını bıraktığı, Akdeniz’deki en önemli ana yuvalama bölgelerinden birisini oluşturur.
Ayrıca yumuşak kabuklu Nil Kaplumbağası (Trionyx triunguis)’nın da yuvalama alanlarından birisidir. Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesinde 507 bitki taksonu bulunmakta olup bunlardan 10 tanesi endemik taksondur.
Göksu Deltası ve yakın çevresi tarihi ve arkeolojik değerler açıdan çok zengindir. Delta içerisinde yer alan üç höyük kalıntısının Hitit dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Paradeniz Lagünü kenarındaki kumullarda Roma ve Bizans dönemlerine ait büyük yapı kalıntıları bulunmuştur. İncekum yakınlarında ve Akgöl’ün güneyinde yer alan kumullarda da bazı kalıntılar yer almaktadır. Altınkum ve Gazi Çiftliğinde yer alan iki yatır bölgedeki yedi kardeş yatırlarından ikisidir. Hacıpaşalar çiftliğinde bulunan iki alçak Höyük, Roma – Bizans kalıntıları, Ulugöz Su Kovaları ve Atatürk Çiftliği tarihsel niteliktedir. Ayrıca Deltanın batısında tarihi 13. 14. yy’a kadar uzanan Roma, Bizans ve Ermeni kalıntıları vardır. Meryemlik, Hıristiyan döneminde önemli bir hac merkezi olan kent, Roma ve erken Bizans dönemlerinde kurulmuştur. Silifke’nin ise günümüzde tarihi kalıntılarla dolu olması, Roma ve Bizans dönemlerinde çok gelişmesindendir. Atakent (Susanoğlu) / Corasium da 7. yüzyıla kadar önemini ve varlığını sürdürdüğü sanılan Bizans Liman kalıntıları bulunmaktadır.