Hediye Eroğlu
Elektrik Piyasası Kanunu'nda yapılan son değişiklik ile yargının; elektrik kayıp kaçak bedelinin tüketiciden tahsil edilemeyeceği kararı kaldırıldı. Vatandaşın bu konuda yargıya başvurma hakkına da kısıtlama getirildi. Elektrik dağıtım şirketlerine ait olması gereken kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli faturalara yansıtarak vatandaşlardan tahsil edilecek.
Konuyla ilgili tepkiler artarak devam ederken sorularımızı yanıtlayan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Mersin Şube Başkanı Seyfettin Atar, kayıp kaçağı önlemek yerine çarenin nükleerde aranmasına tepki göstererek, kanundaki düzenlemelerin hukuksuzluğuna dikkat çekti.
YARGI YOLU KAPATILDI
SORU: Şirket kar ederken kayıp-kaçak zararı neden vatandaşın cebinden çıkıyor?
S. ATAR: Enerji naklinde yatırımlarla, kontrollerle, denetimlerle minimuma kadar düşürülebilecek kayıplar yaşanmaktadır. Kaçak ise şebekeden bir şekilde şebekeden alınan enerjidir.
Geçmişte yıllarca faturalarımıza kayıp-kaçak bedelleri yansıtıldı. Ama bu konu hukuka taşındı ve kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciye yansıtılmaması yönünde kararlar çıktı. Çok sayıdaki başvuru neticesinde yargı kararları 33 milyar TL’lik geri ödeme kararı verdi. Bu enerji dağıtım firmalarına ek bir külfet getirdi ve kanunda son yapılan düzenleme ile yargıya başvuru yolu kapatılarak, yaşanan zararın tekrar dan tüketicilere yansıtılmasına olanak sağlandı.
Yani siz daha önce ödediğiniz kayıp-kaçak bedelini almadıysanız, ki çoğumuz öyle yaptı, ama bazı kişilerin dava açarak aldıkları kayıp-kaçak bedelleri tekrar ödenecek. Üstelik bu hepimizin faturalarına yansıtılacak.
Bu kanunla ilgili hukuksal süreç başlatılacak.
BİZDE KAYIP-KAÇAK ORANI 15 YÜZDE , AVRUPA’DA YÜZDE 6
SORU: Düzenleme bu hali ile tamamen piyasanın, bazı şirketlerin çıkarına, yararına, rantına uygun durmuyor mu?
S. ATAR: Türkiye’de kayıp kaçak oranına baktığımızda bu oranın yüzde 15 civarında olduğunu görüyoruz. Avrupa’ya baktığımızda bu oran yüzde 6 civarında. Biz de kayıp-kaçak oranını yüzde 6’ya çekmeliyiz. En güzel enerji kaynağı enerjiyi verimli kullanmaktan geçer. Enerjimizin yüzde 15’ini kayıp kaçakta heba ederken bu düzenlemelerin bir anlamı kalmıyor. Oysa bu yüzde 15’lik kayıp ülkenin enerji politikasının yönünü değiştirecek bir rakam.
Kanunda temel ama şu olmalı; kayıp-kaçağı minimum seviye düşürecek yaptırımlar hayata geçirilmelidir.
SİSTEMİN DENETİMİ SAĞLIKLI YAPILABİLECEK Mİ?
SORU: Enerji hatlarında kayıp yaşanması bir nevi firmaların işine mi gelmiş oluyor?
S. ATAR: Bu kanun çok geniş kapsamlı. Daha detaylı incelemeliyiz.
Ama şunu söyleyeyim; EPDK’nın kontrolü altında bir kayıp kaçak oranı belirlenecek ve üretici ve dağıtıcı firmalar bu oranı geçemeyecek.
İyi ama bu rakamlar nasıl belirlenecek? Bu belirlenen kayıp-kaçak oranı ölçüsünde vatandaştan para alınacak. Peki hedefi tutturamayan, hedefinden sapan firmaların denetimi, kontrolü sağlıklı yapılabilecek mi? Fazladan alınan paralar geri ödenecek mi, ödenmeyecek mi? Böyle bir sıkıntı var.
GÖRÜŞLERİMİZ DİKKATE ALINMIYOR
SORU: Meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları bu düzenlemeleri halka yeteri kadar anlatamadığı eleştirileri var. Bunlarla ilgili ne söylemek istersiniz?
S. ATAR: Meslek odaları, kamu kurumu niteliğindedir. Kuruluş amacımız; mesleğimiz ile ilgili olaylarda bilimin ışığında ülkenin ve halkın çıkarını korumaktır.
Bu kanun çıkmadan önce Elektrik Mühendisi Odası olarak pek çok defa görüş bildirdik. Açıklamalar yaptık, yetkilileri uyardık. Yapılan hataları milletvekilleri ve komisyonlara ilettik. Ancak açıklamalarımıza rağmen kanunda hiçbir değişim olmadı.
Siz sisteminizde bir hata yapıyorsunuz, dağıtım sisteminizi iyileştiremiyorsunuz ve bundan dolayı kayıplarınız oluyor, bu kayıpların bedelini tüketiciden alıyorsunuz. O zaman siz yapmanız gerekenleri eksik yapıyor, bunun bedelini tüketiciye yüklüyorsunuz. Bu işin bizi doğrudan ilgilendiren kısmı burası; biz sistemin hatasının bedelini ödemek zorunda kalmamalıyız. Ayrıca daha önce ödediğimiz bedeli ikinci defa ödememeliyiz. Ayıca hukuksal boyutta hak arama mücadelesinin önü kapatılmamalı.
FATURAYI ŞİŞİREN TAHMİNİ KAYIP –KAÇAK ORANI
SORU: Artık enerji tüketimine ilişkin dava açılacağında EPDK’nın belirlediği bedellerin yüksekliği veya düşüklüğüne itiraz edilebilecek. Peki bu bedeller neye göre, nasıl belirleniyor?
S. ATAR: Enerji birim fiyatı belirlenirken uyulması kriterler var. Bu kriterlerin içinde; enerjiyi üretimden tüketiciye kadar götürdüğünüz yerdeki yatırım, işletim maliyetleri hesaplanıyor, karlar, değişik vergiler konuyor ve ortaya birim fiyat çıkıyor. Bu birim fiyat dikkate alınacak ama bu yasayla ile yeni bir uygulama hayata geçiyor. Daha önce de söylediğim gibi hedef kayıp-kaçak oranı önceden tahmin ediliyor!
Elektriğin fiyatını yani faturalarınızı oluşturan en önemli etkenlerden biri olan kayıp-kaçak oranı önceden tahmin edilecek.
Örneğin Mersin’de enerji faturanız X diyelim. Ama Mersin’de kayıp-kaçak oranı o kadar yüksek ki, faturanız XXX oluyor. Bu da EPDK’nın tahminleri, dağıtıcı firmaların raporları doğrultusunda hazırlanan tahmini kayıp-kaçak oranı ile belirleniyor.
KANUN; TÜKETİCİNİN ALEYHİNE, KURUMLARIN LEHİNE
SORU: Bu tartışmalı kanunda başka ne gibi düzenlemeler var?
S. ATAR: Enerji üretiminden tüketimine kadar yetkililerin sorumluluğunda olan abonelik, kesme, açma gibi hizmetler var. Muallakta, ucu açık bırakılan bazı konularda net kararlar alınmış. Ama bu uygulamalar tüketicinin yanında olan kararlar olmamış.
SORU: Meslek odası olarak kanunla ilgili genel değerlendirmeniz nedir?
S. ATAR: Meslek odalarının bakış açısı şudur; bizler bu ülke için planlanan, yapılacak her türlü yatırım, tesis değerlendirilirken görüşlerimizi en doğru şekilde tarafsız olarak bildirmek zorunluluğundayız.
Ancak maalesef bazı kararlar alınırken bizim görüşlerimize yönelik; ‘taraflı bakabilir’ gibi yargı var. Aslında böyle bir şey yok.
Örneğin bu kanuna baktığımızda; tüketiciye olumsuz yansıyacak, dağıtıcı kurumların lehine olacak bir kanunla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Elektrik Mühendisleri Odası olarak bu sıkıntıları dile getiriyor ve giderilmesi için yetkilileri bilgilendiriyoruz. Yanlışlığa devam edilmesi halinde ise yargı yoluna giderek, kamu ve halk yararına mücadele ediyoruz.
ELEKTRİK DAĞITIMI ADİL OLMALI
SORU: Ülkemizde; doğudaki kentlerde kayıp-kaçak oranının çok yüksek olduğu, batının da bunun bedelini ödediği yönünde bir algı var. Bu algı doğru mu? Gerçeği yansıtıyor mu?
S. ATAR: Kayıp-kaçak oranı ülkenin doğusunda yüksek.
Ancak bunun nedeni; doğuda şebekelerin ıslahının yapılmaması, bakım onarım çalışmalarının yetersizliği, denetimin eksik kalması ve güvenlik sorunları başlıca etkenlerdir.
İster doğuda ister batıda, ister kuzeyde, ister güneyde yaşasın tüm tüketicilere hizmet veren sistemin en iyi şekilde ve adil olarak kullanılması inancındayım.
İnsanlar ekonomik sıkıntısı yaşıyorsa, bu devletin sorunu olmalı. O yüzden bu kanunlar çıkartılırken daha geniş, kapsamlı, bölgelerin sosyal dokusuna bakarak çalışılmalı.
Örneğin; elektrik tüketiminde de Yeşil Kart uygulaması gibi bir uygulamaya gidilebilir.
KAYIP-KAÇAK AZALIRSA, NÜKLEERE GEREK KALMAZ
SORU: Kayıp ve kaçağın temel nedeni nedir? Kayıp-kaçağın bedeli sadece faturamıza yansımakla kalmıyor, bir de ülkenin enerji politikalarına yöne veriyor. Örneğin, ‘Enerjiye ihtiyacımız var’ denilerek kirli enerji yatırımları hayata geçirilmek isteniyor. Bu konuyla ilgili ne söyleme istersiniz?
S. ATAR: Şuan ki sistemin kayıp-kaçak miktarı tam olarak bilinmiyor. Ama şuanki tahmini yüzde 15’lik kayıplar bizi nükleer santrallere götürüyor. Bu kayıp-kaçaklar minimize edilse, nükleerde enerjiye, dolayısıyla bu kirli yatırımlara ihtiyaç kalmayacak.