Haber Merkezi
DEM Parti Mersin Kadın Meclisi, ana dilde eğitim hakkı ve velilerin sırtına yüklenen maliyetlere karşı basın açıklaması yaptı.
Hatice Uluğ İlköğretim okulu önünde ‘artık yeter diyoruz’ başlığıyla yapılan basın açıklamasında, “2024-2025 eğitim-öğretim yılında kentimizde gittikçe daha da yoksullaştırılan biz kadınlar olarak buradayız. Çocuklarımızın eğitim haklarının tamamen paralı hale döndürülmesine karşı buradayız. Biz kadınların yükü daha da ağır” denildi.
ARTIK YETER DİYORUZ!
İktidarın eril sistemiyle her seferinde daha da fazla yoksullaştırılan kesimin yine kadınlar olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Çocukların eğitim masraflarından, giyimine, kırtasiye malzemelerinden, beslenmesine kadar tüm süreçlerde çocuğun yanında olan ve ekonomik sıkıntıları en ağır şekilde karşılayanlar kadınlardır. Buradan iktidara çağrı yapıyoruz. Devlet okulları paralı hale döndürülmüş durumda. Biz kadınlar olarak, temel eğitimin olması gerektiği gibi tamamen parasız hale getirilmesini istiyoruz!
Her yıl olduğu gibi bu yıl da anadilde eğitim hakkı talebimizi yineliyoruz. Her insan için temel bir hak olan anadillerimizin korunması, yaşatılması elzemdir. Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim dilleri üzerindeki yasakçı ve baskıcı politikaların son bulması ve anadilde eğitimin zaman kaybetmeksizin demokratik ve eşit bir eğitim yaklaşımıyla başlatılması, kültürel çeşitliliğimizin korunması açısından mücadelemizi sürdüreceğiz. ‘Anadilde eğitim haktır engellenemez diyoruz.
2024-2025 yılı eğitim ve öğretim dönemi açılırken toplumun geniş kesiminden öğrencilerin okul kayıtları, giyimleri, kırtasiye malzemelerine ilişkin şikayetler artmaya başladı. Yoksulluğun geçen dönemden daha da derinleştiği yeni eğitim ve öğretim sezonunda bir okul çantasını doldurmanın toplam maliyeti, öğrencinin sınıf seviyesine ve ihtiyaçlarına bağlı olarak değişmektedir. İlkokul öğrencisi için temel kırtasiye malzemeleri, çanta ve diğer gereksinimler hesaba katıldığında toplam maliyet 3 bin ila 5 bin lira arasında değişmektedir. Ortaokul ve lise öğrencileri için bu maliyet 6 bin lirayı geçmiştir. Eğer teknolojiye yönelik ihtiyaçlar (tablet, hesap makinası vb) da eklenirse, bu rakamlar 10 bin liranın üzerine çıkmaktadır. Tabi bu rakamlar da asgari düzeyde olan bir maliyet.
Eğitim masraflarındaki artışlar, özellikle düşük gelirli ailelerin çocuklarının eğitime erişim imkanlarını ciddi anlamda tehdit etmektedir. Bu pahalılık öğrencilerin temel eğitim hakkını tehlikeye atmaktadır. Hepimiz çocuklarımız için iyi bir eğitim istiyor; onlar için güzel, özgür, güvenli bir gelecek hayal ediyor ve bunun için çalışıyoruz. Ne var ki eğitim maliyetleri gün geçtikçe artarken biz giderek yoksullaşıyoruz. “Eğitime ayrılan bütçe nerede?” diye soruyoruz? Kendi ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kaldıklarını ifade eden devlet okulları yöneticileri çözümü velilerin cebinde arıyor. Başta ‘gönüllü bağış’ adı altında toplanan kayıt parası olmak üzere hemen her okulda çok sayıda kalemde para toplanarak eğitim harcamaları büyük ölçüde velilerin sırtına yükleniyor. Açlık sınırının altına düşen ücretler ve hayat pahalılığı, katlanarak artan kırtasiye ve okul masrafları ve servis ücretleri nedeniyle çocuklarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayamaz olduk. Peş peşe gelen zamlarla çocuklarımıza günlük harçlık vermekte zorlanıyor, beslenme çantalarını dahi dolduramıyoruz.
Eşit, parasız, erişilebilir, nitelikli, bilimsel ve anadilinde eğitim istiyoruz. Tüm eğitim maliyetlerinin kamusal olarak karşılanmasını istiyoruz. Çocuklarımızın üstün çıkarlarının korunmasını, her türlü ayrımcılığa son verilmesini istiyoruz. Çocuklarımız okurken mutlu, gelecekten umutlu olsun istiyoruz. Okullarda en az bir öğün yeterli ve nitelikli yemeğin parasız olarak temin edilmesini istiyoruz. Ücretsiz ev emekçisi olarak çalışan kadınlara temel gelir ve sosyal güvence istiyoruz. Kadın ve çocuk yoksulluğu son bulsun istiyoruz” denildi.