HEDİYE EROĞLU

Devrimci İşçi Sendikalarının (DİSK), “Gelirde adalet, vergide adalet” talebiyle Eylül ayı başında başladığı eylemlerinin son adresi Mersin oldu.

DİSK Çukurova Bölge Temsilciliğince Mersin’de Özgecan Aslan Meydanı’nda düzenlenen mitingde vergi ve gelir adaleti çağrısıyla alanları dolduran işçiler, iktidara “Artık Yeter! Geçinemiyoruz” diye seslendi. Mitinge sivil toplum örgütleri, emek ve demokrasi güçleri ile belediye başkanları ve siyasetçiler de destek verdi.

İlk olarak kürsüye çıkan DİSK Genel İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, başkanları kürsüye davet ederek, destek verenlere teşekkür etti.

“ÇOCUKLARINI KORUYAMAYAN BİR ÜLKE GELECEĞİ DE KORUYAMAZ”

Büyük işçi buluşmasına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı. Çerkezoğlu, öncelikle çocuk ve kadın cinayet ve istismarlarına tepki göstererek, “Bugün 10 yıldır adını söylediğimizde içimizi titreten Özgecan Aslan Barış Meydanındayız. Günlerdir Diyarbakır’dan Tekirdağ’a kahredici acıları bu ülkede vicdanı olan herkesin yüreğinin en derinlerinde hissettiği bir dönemde buradayız.

Biliyoruz ki çocuklarını koruyamayan bir ülke geleceği de koruyamaz. Kadına yönelik şiddetin, cinayetlerinin arttığı, çocuklarımızın her türlü kötülükle karşı karşıya kaldığı bir dönemde diyoruz ki, çocuklarını koruyamayan bir ülken geleceği olmaz. Bu tabloyu yaratan şey her şeyin piyasaya terk edildiği tüm değerlerin çözüldüğü, her şeyin parayla çözüldüğü, hırsızların, arsızların, dolandırıcıların muteber sayıldığı düzenin sonucudur. Cezasızlığın hüküm sürdüğü, adalete olan güvenin sarsıldığı, güçlünün işlediği suçun yanına kar kaldığı bir ülkenin geleceği olmaz. Her gün neredeyse bir kadına yönelik şiddet olgusuyla karşılaştığımız bir dönemde İstanbul Sözleşmesinden bir gece yarısı çıkılan bir ülkeni geleceği olmaz. Yeri okul sıraları olması gereken bir ülkenin çocuklarını çalışmak zorunda kaldığı ve çalışırken hayatını kaybettiği bir ülkenin geleceği hiç olmaz. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete kadar bütün sistemin bozulduğu bir ülkenin geleceği olmaz. O nedenle buradan Özgecan Arslan meydanından bir kez daha hep birlikte söz veriyoruz. Çocuklarımızın yaşamının ve geleceğinin güvende olduğu kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin son bulduğu toplumsal hayatın bütününde eşitliğin, adalet barışın ve kardeşliğin olduğu bir ülke için mücadele etmek hepimizin boynunun borcudur” dedi.

“ADALET İSTİYORUZ”

Daha sonra vergide, ülkede adalet çağrısı yapan Çerkezoğlu, “Yoksuldan alıp zengine veren bu düzenden hesap sormak için bir aradayız. Herkesi asgari ücrete, asgari emekli aylığına, asgari bir yaşama mahkum etmeye çalışanlardan hesap sormak için bir aradayız. Sendikal haklarımızı kullanmanın önüne engeller çıkaranlardan kıdem tazminatı başta olmak üzere kazanılmış haklarımıza el uzatanlardan hesap sormak için bir aradayız” diye konuştu.

“BU TÜRKİYE'NİN İLK ADIMLARI, TOHUMLARI 44 YIL ÖNCE ON İKİ EYLÜL’DE ATILDI”

12 Eylül askeri darbesinin 44’üncü yılını da değinen Arzu Çerkezoğlu, “Biliyoruz ki bugün bize yaşatılan bu Türkiye'nin ilk adımları, tohumları 44 yıl önce 12 Eylül askeri darbesiyle atıldı. 12 Eylül askeri darbesinin sınıfsal karakterini unutmayalım. 12 Eylül işçi sınıfına karşı bir sermaye darbesidir ve yaşadığımız bu sürecin ilk adımları o gün atılmıştır. Ve yine adını doğru koyalım. Bugün yaşadığımız bu ağır tablo, bu işsizlik, bu yoksulluk, bu hayat pahalılığı bir tesadüf değildir” şeklinde konuştu.

“ADALET VE KALKINMA PARTİSİ İKTİDARLARININ TERCİHLERİNİN SONUCUNU YAŞIYORUZ”

Ülkeyi yöneten iktidarın ekonomi kurmaylarının sık sık değişen Maliye Bakanlarının beceriksizliği ve iş bilmezliğini eleştiren Çerkezoğlu, “22 yıldır bu ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının tercihlerinin sonucunu yaşıyoruz. Bugün yaşadığımız kara tablo 22 yıldır ülkeyi yöneten AKP'nin sınıfsal ve siyasal tercihlerinin sonucudur.

Oysa bunun tam tersi mümkündür. Hep söylediğimiz gibi hepimiz çalışıyoruz. Hepimiz üretiyoruz. Hepimizin Konuşarak ürettiği toplam değer bu ülkenin seksen beş milyon insanını, işçileri, emekçileri, işsizleri, emeklileri, kadınları, gençleri, çocuklarımızı insanca yaşatmaya yeter de artar bile. Yeter ki tercihler Eğsin. Yeter ki gelir de vergi de ülkede adalet sağlansın” dedi.

“ÖLMEK VAR, DÖNMEK YOK. TAZMİNATI VERMEK YOK”

Hükümetin orta vadeli programını da eleştiren Çerkezoğlu, “Programda ne var; geçici iş ilişkisi, kullan at işçiliği var. Sosyal güvenliğe ayrılan bütçe kısıtlanması var. Bu ne demek? Bu milyonlarca emekliyi asgari ücretin bile yarısındaki bir ücrete mahkum etmek demek. Emeklilikteki bütün adaletsizliklerin devam etmesi demek. Şimdi başka bir şey yaşıyoruz. Diyorlar ki 2024 yılı sonuna kadar emekli olun. Yoksa 2025’te emekli olursanız yüzde 30, otuz beş daha düşük ücret alacaksınız. Türkiye'de sosyal güvenlik sistemi adaletsizdir. Türkiye'de sosyal güvenlik sistemi hiçbir biçimde işlemiyor. Tepeden tırnağa yenilenmesi lazım. Bir de orta vadeli programda bir tuzak var, bir tuzak. Emekli maaşları o kadar düştü ki ikinci emekli aile aldatmacasıyla tamamlayıcı emeklilik sistemini getireceklermiş. Biz bu tuzağı daha önce de gördük. Tamamlayıcı emeklilik sistemi adı altında Türkiye işçi sınıfının doksan yıllık kazanımı olan kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. 50 yıldır bu ülkede kıdem tazminatını budamaya, yok etmeye yönelik çeşitli girişimlerde bulundular. Her seferinde ama her seferinde her girişimleri Türkiye işçi sınıfının ve DİSK'in o dirençli duvarlarına çarpıp, geri döndü.

Bugün buradan Mersin'den sesleniyoruz. Asla aklınızdan geçirmeyin. Asla teslim olmayacağız. Kıdem tazminatımıza sonuna kadar sahip çıkacağız. Ölmek var, dönmek yok, tazminatı vermek yok. Ölmek var, dönmek yok. Tazminatı vermek yok. Ölmek var, ölmek yok. İnadıma kıdem tazminatı başta olmak üzere sendikal haklarımız başta olmak üzere kazanılmış haklarımıza uzanan tüm elleri dün olduğu gibi bugün de geri püskürteceğiz” şeklinde konuştu.