Mersin’de kadınlar çocuk yaşta zorla evliliğe karşı buluştu


 

“Çocuk Yaşta Zorla Evliliklere Karşı Dayanışma Stratejileri” buluşmalarının Mersin ayağı Mimoza Kadın Derneği’nin organizasyonuyla gerçekleştirildi. Dernek Başkanı Çiğdem Göksoy, “Büyük hayallere adım adım küçük küçük yaklaşmayı planlarsak her şey mümkün” dedi.

Hediye Eroğlu

 

Kadınlarla Dayanışma Vakfı ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) işbirliğiyle düzenlenen, “Çocuk Yaşta Zorla Evliliklere Karşı Dayanışma Stratejileri” buluşmalarının Mersin ayağı Mimoza Kadın Derneği’nin organizasyonuyla gerçekleştirildi.

Çalıştay formunda düzenlenen etkinliğe yerel yönetim birimlerinin kadın daire yöneticileri ve sivil toplum kuruluş temsilcilerinin katılımı yoğun oldu.

 

NARİN VE SILA UNUTULMADI

Çalıştay hakkında bilgiler veren Mimoza Kadın Derneği Başkanı Çiğdem Göksoy, çocuk yaşta zorla evlendirme olgusunu irdelemek amacıyla bir araya geldiklerini söyleyerek, “Ama önce günlerdir ülkenin gündemindeki Narin ve Sıla’yı anmadan konuya giremedim. Biri, nedeni ‘bulun(a)mayan’ bir sebeple katledildi. Diğeri ise tecavüz ve fiziksel şiddet nedeniyle yaşam savaşı veriyor. Sıla, Narin ve çocuk yaşta evlendirilen bir kız çocuğunun ortak yanı sadece çocuk olmaları ve hak ihlaline maruz bırakılmaları değil. Asıl önemli ortak noktaları; Bu çocukların başına gelenin kök sebebinin aynı olması; yani ataerkil toplum ve eşitsiz aile yapısıdır” dedi.

 

“HER MAHALLEDE ÜCRETSİZ YA DA UYGUN ÜCRETLİ KREŞ OLSAYDI SILA’NIN ANNESİ ÇOCUĞUNU KOMŞUYA BIRAKIR MIYDI?”

Her üç çocuğunda başına gelenlerin, cinsiyetçi ideolojinin, çocukları ve kadınları erkekler için yaratılmış, onlara tabi varlıklar olarak göstermesi ve erkek cinselliğinin pohpohlanmasının sonucu olduğunu vurgulayan Göksoy, “TV’lerde günlerdir Narin ve Sıla konuşuluyor ama bunlardan bahsedilmiyor. Çocuklara karşı cinsel şiddetin nedenlerini, önleme ve korumanın yollarını uzmanları ile tartışmak şöyle dursun, failler değil çocukların anneleri konuşuldu en çok. Düşünün her mahallede ücretsiz ya da uygun ücretli kreş olsaydı Sıla’nın annesi çocuğunu komşuya bırakır mıydı sizce?” dedi.

 

“BU ÇOCUKLARIN BİR BABASI YOK MU?”

Başkan Göksoy, “Ya da iki çocuğun tüm sorumluluğu neden kadının üzerinde bu çocukların bir babası yok mu? diye neden sorulmuyor? Narin vakasının nasıl konuşulduğuna girmiyorum bile. Hepimiz tanık olduk. Şiddetin pornografisi yapıldı. 

İnfial yaratan her şiddet olayının ardından toplum, medyanın da çok önemli desteği ile idam, hadım, kısas gibi çağdışı cezalandırma yöntemlerini hatırlıyor. Oysaki kadına ve çocuğa karşı suçların yüksek olduğu ülkelerin bir kısmında örneğin Hindistan’da idam cezası uygulanıyor. Ama bu suçlar bitmiyor.

Örneğin, Pakistan’ın kimi bölgelerinde şeri hukukun kısas hükmü uygulanıyor. Bir erkek kadına karşı tecavüz suçu işlerse, mağdurun ailesindeki erkekler failin ailesindeki kadınlara tecavüz ediyor. Bu garip ve insanlık dışı, intikamcı cezalandırma yöntemi uygulanan Pakistan’da tecavüz suçu sona mı eriyor? Tabii ki hayır” diye konuştu.

 

“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ, ATAERKİL, KAPİTALİST TOPLUM DÜZENİYLE İLGİLİ”

Çocuk yaşta zorla evlendirmenin çok yönlü olumsuz sonuçları olan bir cinsel istismar biçimi olduğunu dile getiren Çiğdem Göksoy, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, kadınları olduğu gibi çocukları da ‘erkeğin malı’ olarak gören anlayış ile el ele, onları metalaştırarak bedenleri ve emekleri üzerinden iktidarını sürdüren ataerkil, kapitalist toplum düzeniyle ilgili olduğunu aktardı. Salt ağır ceza odaklı yaklaşmanın, konuyu evrensel insan, çocuk ve kadın hakları bağlamından ayırarak dile getirmek çözümden uzaklaştırdığını savunan Başkan Göksoy, “9 yaşında bir kız çocuğunu kendisinden minimum 15 yaş büyük bir erkekle zorla ya da çeşitli baskı araçları vasıtasıyla “ikna” ederek evlendirmek de ‘evlilik adı altında meşrulaştırılan’ bir tecavüz aslında. 15 yaş büyük erkekle evlendirme UNİCEF raporlarına göre bir dünya ortalaması. 9 yaş dini bir iddiaya dayanıyor. Biliyorsunuz Irak meclisinde kız çocuklarının evlenme yaşı olarak kabul edildi. Türkiye’de de bunu isteyenler var. Sayıları çıkardıkları gürültü kadar çok değil. Ama ne yazık ki iktidar araçlarını kullanabiliyorlar. 9 yaş Diyanet’in internet sitesinde zikredildi birkaç sene önce. ‘Kızların 9, erkeklerin 12 yaşında buluğ çağına geçtiği’ ve ‘Buluğ çağına gelenlerin evlenebileceği’ ifade edildi. Tepki yağınca bu ifadeler siteden kaldırıldı. Kimse çocuğunu 9-10-15 yaşlarında evlendirmemeli, bu İslam’a aykırıdır’ açıklaması yaptı. Gördüğünüz gibi Medeni Yasa’da belirtilen 18 yaş sınırı bu açıklamada da zikredilmedi. Medeni yasamıza göre 18 yaşını doldurmuş olmak şartı var. 17 yaşında aile izniyle, 16 yaşında ise çok çok elzem bir gerekçesi varsa mahkeme kararıyla evlenebilir diyor.

Diyanetin 9 yaş söylemi başka şekillerde devam etti aslında. 9 yaşından büyük kız çocukları için eski eşe iştirak nafakası ödemek haramdır denilerek yine evlenme yaşına dolaylı gönderme yapılmış oldu. Daha da ileri gidenler oldu. Çocuk yaşta evlilikleri Kuran'a dayandırarak ‘Evlilikle ilgili şeriatımız İslam'ın yaş haddi yoktur’ diyerek evlenme yaşını bebeklere kadar indiren Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız gibi sözüm ona ‘sivil toplum’ mensupları maalesef konuşmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu.

 

“ÇOCUK YAŞTA ZORLA EVLENDİRMELER HIZLA ARTIYOR” 

Ve evet çocuk yaşta zorla evlendirmeler hızla artıyor. Elde sağlıklı veri yok tabii ki. Ama zaman zaman hastanelerden duyduğumuz çocuk gebe oranları durumu anlatmaya yetiyor. Din, kültür, gelenek örtüsüyle meşrulaştırılmakla kalınmadı yasal olarak da önünü açacak yapısal adımlar atıldı.

Çocuk cinsel istismarını ve kız çocuklarını evlendirmeyi doğrudan ve dolaylı biçimlerde körükleyen, cesaretlendiren yapısal, yasal adımlardan ilki 12 yıllık kesintisiz temel eğitim sisteminden çıkılmasıydı. 4+4+4 düzenine geçilmesi kız çocuklarını dördüncü sınıfta, 10 yaşlarındayken eğitimden alarak evlendirmek isteyenlerin önünü açtı. Sonra AYM’nin resmi nikah olmaksızın dini nikah kıyılması yasağını iptal eden kararıyla imam nikahının, dolayısıyla çocuk yaşta evlendirmeye zemin yaratıldı. Medeni Yasa’yı defalarca ihlal eden açıklamaları ile bildiğimiz Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Müftülüklere Anayasa’nın laiklik ilkesi ayaklar altına alınarak tanınan resmi nikah kıyma yetkisinin yasalaşmasından sonra kaç kız çocuğunun resmi nikahla da evlendirildiğini sormaya kimse girişmiyor bile.

 

“BÜYÜK HAYALLERE ADIM ADIM KÜÇÜK KÜÇÜK YAKLAŞMAYI PLANLARSAK HER ŞEY MÜMKÜN”

Başkan Göksoy “Son zamanlarda sorunları sıralarken hep aklımıza gelen soru şu oluyor: Peki ne yapmalı? Nereye baksak dökülüyor, neye el atsak elimizde kalıyor. Özellikle yoksulluk çocuk yaşta evlendirmeleri çok artırıyor. Yoksulluğa karşı ne yapabiliriz ki? Gibi birçok soru beraberinde geliyor.  Evet zor. Ama halen yapacak çok şey var. Gücümüzü ve sözümüzü buluşturursak, çok da büyük ulaşılması zor hayaller kurmazsak, ya da büyük hayallere adım adım küçük küçük yaklaşmayı planlarsak her şey mümkün.” ifadelerini kullandı.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA