HEDİYE EROĞLU
Dünya Gıda ve Dünya Etik Günü kapsamında Mersin’de, uzmanların katılımı ile panel düzenlendi.
Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Mersin Şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Mersin Şubesi ve Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET) ile Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen panele katılım yoğun oldu.
“HER 11 KİŞİDEN BİRİ AÇLIKLA KARŞI KARŞIYA”
Kongre Merkezinde gerçekleşen panelin açılışında konuşan GMO Mersin Şube Başkanı Yusuf Değirmenci, katılımcılara katkılarından dolayı teşekkür ederek, bu yıl Dünya Gıda Günü’nün temasının ‘Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkı” olarak belirlendiğini anımsattı. Değirmenci, “Yaşamı sağlıklı sürdürebilmek için gereken gıda maddelerini tüketebilme hakkı olarak tanımlanabilecek gıda hakkı; 1948 tarihli Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinden beri en temel insan haklarından biridir. Ayrıca bildiğiniz gibi bugün Dünya Etik Günü. Biz de bu panelde bu iki konuyu işlemek istedik.
FAO’nun ‘Dünya Gıda Güvenliği’ raporuna göre; 2023 yılında yaklaşık 733 milyon insan yani dünya genelinde her 11 kişiden biri ve Afrika’da her 5 kişiden biri açlıkla karşı karşıya. Ve dünya 2030 yılına kadar sıfır açlık hedefinden daha çok uzaktadır.
ADİL PAYLAŞIM VURGUSU
Raporda ayrıca, gıda güvensizliği ve yetersiz beslenmenin, gıda enflasyonu, çatışmalar, iklim değişikliği ve ekonomik gerilemeler gibi faktörlerin bir araya gelmesi nedeniyle daha da kötüleştiği belirtilmektedir.
Bu yıl 70’inci kuruluş yılını kutlayan Türk Mühendis ve Mimarlık Odaları Birliği, bilim ve tekniğin gücünü halktan yana kullanmaya devam etme kararlılığındadır. Bizler TMMOB’ye bağlı odalar olarak aynı anlayışla, açlığın, yokluğun ve yoksulluğun son bulduğu hakça ve adil paylaşımın olduğu bir ülke ve dünya özlemiyle bilimden, üretimden, insandan, emekten, doğadan kamu yararı ve toplum çıkarından yana tutumdan sürdüreceğiz “dedi.
“ÜRETİMDE ÇOK BÜYÜK SIKINTILAR YAŞANIYOR”
Daha sonra söz alan ZMO Mersin Şube Başkanı Prof. Dr. Okan Özkaya da, üretimde çok büyük sıkıntılar yaşandığını söyleyerek, “Ben aynı zamanda bir üreticiyim. Ayağımın tozuyla zeytin hasadından geldim. Bir gıda üretilirken hasattan, üretimden, sofraya kadar geçen süreçlerde çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Bu anlamda bu etkinliklerin önemi çok büyük” dedi.
“SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIMIN ÖNEMİNİ HEP BERABER GÖRÜLÜP ANLADIK”
Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen gıda güvenliği ve yetersiz beslenme nedeniyle sürdürülebilir tarımın öneminin hep beraber görülüp anlaşıldığını vurgulayan Prof. Dr. Okan Özkaya, “1945 yılından buyana kutlanan bugünde insan için beslenme, açlık ve sürdürülebilir tarım çok önemli noktaya gelmiş durumda. Hepimiz son tüketici olarak bahse konu bu işlere destek vermek durumundayız” diye konuştu.
“ETİK GERİ PLANDA BIRAKILIYOR”
Etiğin ise gerek siyasette, gerek toplumsal hayatta ve gerekse de mevcut durumda şuan tüm çevrelerin en çok ihtiyacı olan bir kavram olduğunu dile getiren Özkaya, “Etik, dünya genelinde biraz daha geri planda tutulduğunu görüyoruz, umarım ilerleyen dönemlerde bunları aşmış oluruz. Daha iyi dünya için adil, sürdürülebilir gıda sistemlerini inşa edileceğimiz bir yolculuğa çıkıyoruz. Hepinizin katkılarıyla bu önemli adımı atacağız. Bugün farkındalığı arttırmak ve bu yolda ufak da bir istihdamla katkı sunmak amacıyla buradayız” diye konuştu.
“KRİZLER TARIM VE GIDANIN DEĞERİNİN YENİDEN FARKINA VARMAMIZ İÇİN UYARI”
Daha sonra söz alan Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ ise Türkiye ve dünyanın bir çokluk krizler dönemine doğru gittiğine dikkat çekerek, “Covid 19 ile başladık küresel salgınla ve zaten daha önceden başlayan bir iklim krizi vardı ama bunun etkileri olan kuraklık, sıcaklık, hortum orman yangınları, hepsi arka arkaya gelmeye başladı. Ve bilgi çağı, çokluk çağı diye coşkuyla karşıladığımız 21’inci yüzyılda savaşlar ortaya çıktı. Hala daha da yayılma olasılığı yüksek gözüküyor.
İnsanlık büyük bir korku, tehdit altına girdi çoklu krizler zamanında. Ama bu çoklu krizler bize tarım ve gıdanın değerinin yeniden farkına varmamız, yeniden hatırlamamız için büyük bir uyarıdır.
“MEVCUT KÜRESEL TARIM VE GIDA SİSTEMİ, NE YAZIK Kİ EŞİTSİZLİKLERİ DERİNLEŞTİRİYOR”
Ayrıca yaşanan krizler etik değerlere dayalı bir tarım ve gıda sisteminin önemini gerçekten gösterdi. Mevcut küresel tarım ve gıda sistemi, ne yazık ki eşitsizlikleri derinleştiriyor. Doğayı tahrip ediyor. Ondan sonra emeğe, sömürüsüne dayanıyor. Böyle bir sistem aynı zamanda toplulukların gıda egemenliğini erozyona uğratmayası, gıdayı kontrol etmeye yönelik güçlüyü daha güçlü yapmaya çalışan bir sistem olarak geçiyor.
Biz tarım ve gıda derneği olarak ana ekseninde bilim ve teknolojinin birlikte yer aldığı, teknolojiyle birlikte etiğin de yer aldığı adil, paylaşımcı, dayanışmacı, emeğe saygılı, insan haklarına dayalı ve tabii ki doğaya dost, tarım özü doğadan koparılmamış tarım ve gıda düzeni yaratılmasında hepimizin payına düşeni yapmasını önceki yani bir anlayışa sahibiz. Evet bu şekilde çalışmaya devam devam edeceğiz” dedi.
“ETİĞİ GÜÇLENDİRMEK ZORUNDAYIZ”
Dünya Etik Günü’nün bu seneki temasının, “Etiği güçlendirelim” olduğunu aktaran Prof. Dr. Taluğ, insanlığın krizler çağından çıkmak için daha adil, paylaşımcı bir tarım gıda sistemi yaratmak için etiği güçlendirmek zorunda olduğunu belirtti.
Dünya Gıda Günü’nün ana temasının da “Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkı” olduğunu bildiren Cemal Taluğ, “Gıda, yaşam ve gelecek için son derece değerlidir. İstiklal Marşı'mız nasıl başlar? ‘Korkma. Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak. Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak’. Yani ocağın yaşamın en temel garantisi olduğu bu kadar güzel anlatılabilir. Yaşam ve gıdanın ilişkisi muhteşem ama gelecek ile ilişkisine bakmak lazım.
Gıda insanın hayatında vazgeçilmez üç temel unsurdan biridir gıda. Hava almalı, su içmeli ve karnımızı doyurmalıyız. Kendine yeterli gıdası olmayan hiçbir toplumun geleceği güvence altında değildir. Gıda yaşamdır, güvenliktir, gelecektir” diye konuştu.