Haber Merkezi
Mersin’de bu yıl ‘Gelenekten Geleceğe: Gıda Mirasının Korunması’ temasıyla 6.’sı düzenlenen; ‘Geleneksel Gıdalar Sempozyumu’nun ilk günü, birbirinden dolu içeriklerin yer aldığı panellerle tamamlandı.
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası iş birliğinde gerçekleştirilen sempozyumda, geleneksel gıdalarla gıda güvenliği, yasal düzenlemeler, gıda işleme ve üretim teknolojileri, pazar potansiyeli ve ekonomik yönü gibi konuların ele alındığı ve gün boyu süren panelin ilk gününde ‘Kooperatiflerin Geleneksel Gıdaların Sürdürülebilirliğinde Rolü’ konulu söyleşi ile kapanış yapıldı.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü’nün moderatörlüğünü yaptığı panelde; Mersin’den Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, Bereketli Eller Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Sarı, Defne Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Nesrin Deli, Gıda Mühendisleri Odası Bolu İl Temsilcisi Cem Kösemeci ile TARGET Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ak yer aldı.
Panelde; özellikle ülkemizde önemli geçim kaynaklarından biri olan tarım ve hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı yerlerde başta ürünün değerlenmesi, üretimin sürdürülebilir olması, pazarlanması ve kayba uğramadan ekonomik bir kazanca dönüştürülmesi sürecinde kooperatiflerin önemi, kooperatiflere düşen görevler, girişim ve uygulamaları hakkında bilgiler verildi. Aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınmanın önemli ayaklarından biri olan kooperatiflerin, özellikle tarımsal üretimin sürdürülebilir kılınmasını sağlamakta ve yereldeki kaynakların yöre ve bölge ekonomisine kazandırılmasında ciddi bir rol üstlendiği vurgulandı. Oturum, soru cevap bölümü ile son buldu.
“KOOPERATİFLER SAYESİNDE, ‘BEN YERİNE BİZ’ DEMEYİ ÖĞRENECEĞİZ”
Bereketli Eller Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Sarı; Türkiye’de kooperatiflerin doğru mantıkla kurulmadığını, bu yüzden ömrünün de uzun olmadığını kaydetti. Ülkenin kalkınmasında kooperatiflerin önemli bir basamak olduğunu anlatan Sarı, “Kooperatiflerle birlikte, ‘ben yerine biz’ demeyi öğreneceğiz. Kooperatife üye olunmadığında, batmaya mahkum kalınıyor çünkü sürdürülebilirlik olmuyor. Kooperatifin sözlük anlamı; aynı işi üreten insanların bir araya toplanıp, aynı menfaati birlikte görmesidir. Benim bütün başarım kendi başarım değil, biz dediğim için gerçekleşiyor. Ben bu zamana kadar bütün çalışmalarımda herkesi kooperatif çatısı altında toplamak için çaba sarf ediyorum” diye konuştu.
“ÜRETİCİLERE VERİLEN EĞİTİMLER SAYESİNDE, ÇİFTÇİ DE KOOPERATİF DE KORUNMUŞ OLUR”
Defne Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Nesrin Deli ise, güvenli gıdanın üretilebilmesi için eğitimlerin oldukça önemli olduğunu söyleyerek, “Eğitimlerle birlikte yerelde üretim yapan çiftçi, üretim yapan kadınlar, kooperatifler korunur ve bizler ürettiğimiz ürünlerin gerçekten sağlıklı olduğunu bu sayede ispatlayabiliriz. Kooperatif kurulacağı zaman, kooperatifte gıda mühendisi olması şartı getirilmeli. Çünkü bizler üretim yaparken, aslında ne çok eksiğimiz olduğunu fark ettik. O yüzden gıda mühendisinin olması bu süreçte çok önemli” dedi. Geçtiğimiz sene yaşanan 6 Şubat depreminde, kadın kooperatifi bünyesinde sahada dayanışma içerisinde çok ciddi çalışmalar yaptıklarını kaydeden Deli, “Türkiye’de geçtiğimiz sene çok büyük bir deprem yaşandı. Bundan önce birçoğumuzun afet sürecinde neler yapılabileceğinden haberimiz yoktu ve bu çok büyük bir eksiklikti. Ben bütün kadın kooperatiflerine eğitimler verdim. Çünkü sahada gördüm. Bizler o gün 1500 çiftçi ile çalıştık. O günden bugüne kadar, o şehri kadınlar kaldırdı. O yüzden kadın kooperatiflerinin çok büyük önemi var” ifadelerini kullandı.
“BİR ÜLKENİN KALKINMASI ÜRETİMDEN GEÇER”
Gıda Mühendisleri Odası Bolu İl Temsilcisi Cem Kösemeci, Türkiye’de kooperatiflerin en büyük ortak sorununun pazar olduğunu, kooperatiflerin mevzuata uygun gıda güvenliğini önceleyen ürünler üretmesi gerektiğini vurguladı. Yöresel ve coğrafi işaret tescilli ürünlerin yanı sıra, pazarda niş ürünler yer alması gerektiğini de belirten Kösemeci, bu ürünlerin pazarda fark yaratacağına dikkat çekti. Bir ülkenin kalkınması için kooperatiflerin var olması gerektiğine inandığını söyleyen Kösemeci, “Bir ülkenin ve geleceğinin kalkınmasının; üretimden, coğrafi işaretlerden, gençlerden, kadınlardan ve eğitimlerden geçtiğine inanan birisiyim. Kooperatiflerde geleneksel gıdalarda, özellikle kimyasal kaynaklı tehlikelerin önlenmesinde çok büyük teknik desteğe ihtiyaç var. Üreticilerimize ve kooperatiflerimize teknik destek verilmesi adına bir platform oluşturulması gerekiyor. Bunları meslek odaları özelinde yapmaya çalışıyoruz; ama bunu onlarca kooperatif projesi özelinde gerçekleştirmek yerine, kamu ayağında her kooperatifimizin ulaşabileceği bir uzman havuzunun ulaşabileceği bir platform seçenek olabilir” dedi.
“BU ÜLKENİN DAHA FAZLA KOOPERATİFLEŞMEYE İHTİYACI VAR”
TARGET Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ak, Türkiye’nin Avrupa’da en fazla kooperatif sayısına sahip 3 ülkeden birisi olduğunu, fakat gelir elde etme noktasında çok gerilerde kaldığını söyledi. Kooperatifçilikte malzemenin üretimi, pazarlanması, paketlenmesi, finansmanı, katma değerli hale gelmesinin her birinin ayrı bir iş olduğunu sözlerine ekleyen Ak, “Kooperatifçilik olgusunun yaygınlaşması için, kamu ile birlikte toplumun rolleri var. Bu ülkenin kooperatifleşmeye ihtiyacı var. Nedeni çok basit. Şu anda hepimiz ne yazık ki yoklukta, yoksullukta eşitlenmeye başladık. Acımasız sistem karşısında bizim ayakta kalmamız, rekabet etme şansımız neredeyse yok. O zaman belki 10, 20, 50 kişi birlikte o kahrı çeker, o hedefi taşıyan insanlar bir araya gelecek, bunun adına biz kooperatif çatısı diyeceğiz. Şu yaşadığımız olumsuz dönemi böyle atlatacağız ve gelecekte de Avrupa’nın başarısı gibi, biz de belki kendi ülkemizin başarısından bahsedeceğiz” ifadelerine yer verdi.