YUSUFCAN GÜDÜK
Mersin’de temaslarda bulunan KESK Eş Başkanı Ayfer Koçak, Atatürk Caddesi’nde Akdeniz Kadın Meclisi adına 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında açılan standı ziyaret ederek, açıklamalarda bulundu.
“İSTANBUL SÖZLEŞESİ CAYDIRICILIK NOTASINDA ÇOK ÖNEMLİYDİ”
Eş Başkanı Ayfer Koçak, stant açarak insanların şiddetle ilgili görüşlerinin alınmasının önemine değinerek, İstanbul Sözleşmesine dikkat çekti. “İstanbul Sözleşesi caydırıcılık notasında çok önemliydi” Koçak, “Kaldırılması ayrı bir dert ama nasıl kaldırılması çok daha büyük bir dert oldu bizlere. Çünkü tek bir adamın iki dudağı arasında kalmış olan hayatlarımız maalesef koruyamadığımız, savunamadığımız hayatlara dönüşüyor. Bu ülkede kadına yönelik şiddet her yerde bir şekilde kendini gösteriyor. En çok da siyasetçilerin bu ülkenin iktidarında olan yürütücülerinin dillerinde çok aşırı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Ve oradan kendilerine güç alanlar maalesef sokaklarda, evlerde, işyerlerinde kadına yönelik şiddet konusunda pervasızlaşmış durumdalar.
“EKONOMİK, HUKUKİ ŞİDDET SÜRÜYOR”
Geldiğimiz noktada kadına yönelik şiddet evet erkek şiddeti olarak yansıyor, hepimiz gördüğü bir gerçek bu. Ama bir tarafıyla da devlet şiddeti tarafıyla yansıyor. Sözleşmelerin iptali de yine hukuk şiddeti olarak yansıyor. Kadına yönelik şiddet uygulayanların ceza indirimlerinde erkeklik görüntülerini çok net görüyoruz.
Yine kadına yönelik şiddet ekonomik şiddet olarak yansıyor. Son olarak İzmir’de 5 çocuğun kapıyı kilitleyerek bırakmak zorunda kalan bir annenin yaşamış olduğu gerçeklik aslında ekonomik şiddetin de kadınları nasıl bir çıkmaza soktuğunu çok açık gösteriyor. Ama maalesef bu ülkede iktidarda olanlar hala kendini aileden sorumlu olduğunu zannedenler, hala oysal politikalarda sorumluymuş gibi davrandığını iddia edenler, bu işin ekonomik olmadığını iddia etmeye çalışıyorlar. O olayda ki acıyı bile görmez, hissetmez bir dille bunu karşılıyorlar.
“30 KASIM’DA DA ÖZELLİKLE KADINA, TOPLUMSAL CİNSİYETE DUYARLI BÜTÇE TALEBİNİ İÇEREN MİTİNGİMİZDE BULUŞACAĞIZ”
Oysa ki biz biliyoruz; sadece en alttaki değil arkadaşlar, ekonomik olarak en altta sömürü yaşayanlar değil, biz tüm kadınlar aslında bu şiddeti yansımasını kendi hayatlarımızda görüyoruz. Kreşin, çocuklarını güvenli bir yere bırakma meselesinin ne kadar elzem bir mesele olduğunu biz sadece İzmir’de görmedik. Pandemi döneminde bir hemşirenin çocuğunu kaybettiği gerçeğini unutmamak gerekiyor. Evet bu iktidar balık hafızalı yapmaya çalışıyor. Yani hızlı bir şekilde unutturmaya çalışıyor. Ama her gün yeni yeni gündemler kadın mücadelesini büyütmemiz gerektiği gerçeğini bize tekrar tekrar hatırlıyor. Yüzümüze vuruyor. Ama bu ülkede iyi olan bir şey daha var, kadınların amasız, fakatsız, yan yana gelebilme gücü ve amasız, fakatsız yan yana gelebilme gücünün İstanbul’dan Kars’a, Ankara’dan Mersin’e her yerde kadınları bir araya getiriyor. 25 Kasım’larda, 8 Mart’larda girilmez denilen tüm alanlara kadınlar giriyor ve o meydanların kadınların, emekçilerin, halkın meydanları olduğunu herkese gösteriyorlar. Bu 25 Kasım’da da öyle olacak, hep birlikte alanlarda buluşacağız. 25 Kasım’da tüm alanlarda, sokaklarda olacağız. 30 Kasım’da da özellikle kadına, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe talebini içeren mitingimizde buluşacağız” diye konuştu.