YUSUFCAN GÜDÜK
CHP’nin “Ekonomik Sorunların Var Bir Çaresi” sloganı ile başlattığı ‘Ekonomi Turu’nun 11’inci durağı Mersin oldu. Bir dizi temasta bulunmak için Mersin’e gelen CHP Genel Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Yalçın Karatepe ve Prof. Dr. Volkan Demir ile Mersin Milletvekili Talat Dinçer’in de yer aldığı beraberindeki heyetle birlikte, bir dizi temasta bulundu.
BULUŞMALAR VERİMLİ GEÇİYOR
İl başkanlığında bir de basın açıklaması yapan Genel Başkan Yardımcısı Karatepe, yurdu il il dolayarak sorunları yerinde tespit edip, beklentileri doğrudan muhataplarından öğrenerek, kendi düşüncelerini ilgili taraflarla paylaştıklarını söyledi. “Ziyaretler oldukça verimli geçiyor” diyen Karatepe, kentteki ilk buluşmayı emek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ile yaptıklarını aktardı. “Tabi biz bu ziyaretlerde belediyelerimizi de ziyaret ederek yaptıkları faaliyetleri inceleyerek, bu hizmetlerin halktaki karşılığına da yakından tanıklık ediyoruz” diyen Prof. Dr. Yalçın Karatepe, belediye hizmetleri ile övündü.
İKTİDARA BELEDİYE GELİRLERİNİN KESİLMESİ TEPKİSİ
İktidarın belediye kaynaklarının azaltılmasına yönelik çaba içerisinde olduğunu söyleyerek SGK borçları nedeniyle İller Bankasından yapılan kesintileri eleştiren Karatepe, “Belediyeler kamu kuruluşlarıdır, vatandaşa hizmet vermek için vardır. Siz bu kurumları silkelemeye kalkarsanız vatandaşa verilen hizmetlerin azaltılması sonucu doğurursunuz. Halkın hizmet almasını istiyorsanız belediyenin önündeki engelleri kaldırmanız gerekir” dedi.
CHP’DEN SANDIKTAN ÇIKINCA; ADALET, HUZUR VE REFAHI GETİRME SÖZÜ
Bakan Işıkhan’ın verilerle örtülmeyen açıklamalarda bulunmasını da eleştiren Karatepe, “Vatandaşın zenginleşmesinden bahseden bir çalışma ve sosyal güvelik bakanımız var. Sayın bakan asgari ücretin 500 dolar olduğu, kişi başına düşen milli gelirin 15 bin dolar olduğu bir dönemde, asgari ücret ile çalışan bir kişinin mili başına düşen milli gelirin 3’te biri seviyesinde bir rakama çalışması kabul edilebilir mi? Yıllık bin 500 dolarla geçinmeye çalışan milyonlar var. Asgari ücret ile çalışanların yüzde 42’msi çocuklu aile olup, ortalama milli gelirin 10’da biri seviyesinde bir aile geliri ile yaşamasındaki refahı nasıl tespit ediyorsunuz ben bir iktisatçı olarak zorlanıyorum. Sizin işaret ettiğiniz milli gelir ile vatandaşın kazancını karşılaştığımızda, ülkedeki gelir dağılımının ne kadar bozuk olduğunu sizin açıklamış olduğunuz rakamlardan görebiliyoruz. Biz CHP olarak sosyal demokrat bir anlayışla halkçı bir bakış açısıyla Türkiye’de bozulan gelir dağılımını düzeltmek, yoksulluğu ortadan kaldırmak, çocukları aç kalmasını ortadan kaldırmak hukuk sistemindeki adaletsizleri yol etmek için yola çıktık. Biz inanıyoruz ki ilk sandık nümüze geldiğimizde o sandıktan biz çıkacağız ve görevimizin başınıza geçeceğiz. Görev başına geçmemiz ile de bu ülkeye adalet, huzur ve refahı getireceğiz” dedi.
“İKTİDAR HALKTAN KOPMUŞ, YAŞADIKLARINDAN HABERİ YOK”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Demir de, takım olarak Mersin’de 11’inci buluşmaya imza attıklarını söyleyerek, “Biz ziyaret ettiğimiz kesimleri, iş insanlarını, meslek örgütlerini, emek örgütlerini, sokaktaki emekliyi, ev hanımını dinliyoruz. Ve görüyoruz ki iktidar halktan epey kopmuş. İktidarın, emeklinin, asgari ücretlinin yaşadığından haberi yok. Dolayısıyla toplumdan kopmuş bir iktidar ile karşı karşıyayız.
“MERSİN’İ ANKARA’DAN YÖNETMEYECEĞİZ, BU YÜZDEN GÖRÜŞLERİNİ ALIYORUZ”
Biz CHP olarak bir Ekonomi Programı yazmaktayız. Yarın iktidar olduğumuzda ki yakın zamanda olacağımızı da söyleyeyim, yazdığımız bu ekonomi programı, uygulayacağımız hükümet programının temeli olacak. Yani merkezi bir bakış açısıyla Ankara’dan, Mersin’i yönetmek, taleplerini almak yerine sorunlarını yerinde tespit ediyoruz. Bu tespitlere karşı çözümlerimizi söylüyor ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunuyoruz” diye konuştu.
“İKTİDARIMIZDA; KAMU VE ÖZEL SEKTÖRÜN EKONOMİDEKİ PAYINI VE İŞLEVİNİ YENİDEN TANIMLAYACAĞIZ”
Bu buluşmalarda CHP’nin ekonomiye bakış açısının temel ilkelerini de paylaştıklarını aktaran Demir, “Biz Ekonomi Programımızda ve yarın ki hükümet programımızda, kamu ve özel sektörün ekonomideki payını ve işlevini yeniden tanımlayacağız. Çünkü artık değişen dünya düzenine göre bunların yeniden tanımlanması gerekiyor.
Ayrıca şeffaf ve hesap verebilir bir ekonomik sistem kuracağız. Ödenen her kuruşun hesabını verebilir, nerede kullanıldığını vatandaş anlatacağız.
Vatandaşın bütçe hakkını savunmaya devam edeceğiz. 12.8 trilyonluk 2025 bütçesinde biz vatandaşı göremedik. Bizim hazırladığımız bütçelerde toplumun her kesimi kendisini görecek. Bütçede yine kamu özel işbirliği, yap işlet devret projelerini, aktarılacak silinecek vergileri, sermayeye yapılacak transferleri gördük. Vatandaşın sorunlarına çözüm göremedik.
“VATANDAŞTAN ALINAN HAKSIZ DOLAYLI VERGİLERİN PAYINI AZALTACAĞIZ”
Bizim ekonomi programımızın temeli, vergide adalete dayanacak. Dolaylı vergilerin payı zaman içinde Avrupa Birliği ortalamasına hatta daha altına düşürülecek ki dolaylı vergiler vatandaştan alınan haksız vergilerdir. Bunlarla ilgili mücadele edeceğiz.
Biz iktidarın sürdürülebilir kriz yönetimi yerine, sürdürülebilir kalkınma modeli üreteceğiz. 23 yıldır kriz çıkar, kriz çöz ya da yapay krizlerle yoksulluğu yönet politikaları yerine yoksulluğu yok etmek için geleceğiz” şeklinde konuştu.
Sahada yaptıkları incelemelerde vatandaşın artık umudunu da, parasını da kaybettiğini gördüklerini belirten Prof. Dr. Volkan Demir, “CHP umudu tekrar yeşertmeye iktidara geliyor” dedi.
“ASGARİ ÜCRET EN AZ 30 BİN TL OLMALI”
Ayrıca ziyaretlerinde asgari ücretle ilgili dile getirdikleri ‘en az 30 bin TL olmalı’ yönündeki taleplerine ilişkin talebin de toplum nezdinde karşılığını görmeye çalıştıklarını vurgulayan Demir, “Gördük ki toplumun tüm kesimleri talebimizi olumlu buluyor. Biz asgari ücretin en az 30 bin TL olması gerektiğini savunuyoruz. Bu hesaplama ücretli kesimin maruz kaldığı enflasyon matematiğine dayanıyor. Küçük işletmeler zor duruma düşebilir, bunun farkındayız. Ama bununla ilgili de önerimiz var. Asgari ücret desteği küçük işletmelerden başlamak üzere 6 bin liradan başlayarak kademeli olarak düşürülmesini öneriyoruz.
Enflasyon tek haneye düşene kadar SGK ve işçi primi payını da düşürün. Bu önlemler alınırsa asgari ücret küçük esnafa, KOBİ’ye, sanayiciye yük olmaz ve asgari ücretlinin yüzü güler.
Biz mutlu bir ülke yaratma peşindeyiz. Dünyada mutluluk endeksinde sonlardayız, tıp mi demokrasi, hukukun üstünlüğü endeksinde sonda olduğumuz gibi. Refahta buluştuğumuz iyi bir ekonomik düzen yaratabilmemiz için daha fazla demokratikleşmemiz lazım, hukuk sistemini çok sağlam temeller üzerin oturtmamız lazım ve ülkedeki her vatandaşın adalete olan güvenini yeniden sağlamamız lazım. Bunları yapamazsak başarılı olma şansı yoktur” ifadelerini kullandı.
“MERSİN’DE LİMON AĞAÇLARI KESİLDİ, 6 AY SONRA FİYAT REKOR SEVİYEYE ULAŞTI”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, toplantının soru cevap bölümünde ise Mersin’de limon ağaçlarının kesildikten 6 ay sonra limonun fiyatının 100 liraya çıktığını anımsatarak, “Ne tüketiciler ne üreticiler memnun., Bu tarımda da hayvancılıkta da böyle. Mersin’de geçen sene limon ağaçları kesiliyordu. Ama 6 ay sonra limonin fiyatı İnsanların meyvesini satamadığı için ağacını kestiği bir ortamdan 6 ay sonra fiyatın 100 liraya çıktığını da gördük. Meyvesini satamadığı için ağaçların kesildiği bir zamandan 6 ay sonra fiyatın rekor seviyelere gitmesi kabul edilebilir değil. Biz tarım politikalarını bütünleşik bir bakış açısıyla oluşturuyoruz. İktidarın şuan ki tarım politikası; ‘verelim çiftçiye 3 kuruş ne hali varsa görsün’ şeklindedir. Böyle bir tarım politikası olamaz. Tarım ulusal bir güvenlik meselesidir. Vatandaşınızı en ekonomik maliyetle beslemek bir ülkenin birincil amacıdır. O yüzden tarıma gereken kaynağın aktarılması ve planlamanın yapılması gerekir.
MERSİN’DE GÜNDEM İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Örneğin biz ‘Mersin’de hava ne kadar güzel’ derken, Mersinliler iklim değişikliğinden bahsediyor. Ama iklim değişikliğinin tarımsal etkileri önemli. Uzun uzun konu olmakta. Bunu sadece Mersin’de değil ülkenin her yerinde bunu görüyoruz. O zaman iklimi dikkate almadan bir tarım politikası oluşturabilir mi, oluşturulamaz, oluşturulmamalı” dedi.
“LOJİSTİK STRATEJİNİZ OLMALI”
Ayrıca kent için nemli sektörlerden biri olan lojistiğe de değinen Karatepe, “Her şeyi Antalya, Mersin’de yetiştir, İstanbul’u beslemeye çalış… Lojistik stratejiniz olmalı. Ürünü kamyona koyup göndermekten fazlasını yapıyor olmanız lazım. Demiryolları üzerine, başka ulaşım yöntemlerini devreye almanız lazım” dedi.
“TARIMIN KOLLANMASI, KORUNMASI GEREKİYOR”
Ayrıca enerji maliyetlerini dikkate almadan da tarım, üretim politikası oluşturulamayacağını söyleyen Prof. Dr. Yalçın Karatepe, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün elektrik faturaları çok yükseldiği için arazilerini sulayamayan çiftçiler var. Yani taratılan hasar o kadar büyük ki, bunun bir kısmının telafisi edilmesi zaman alacak. Ama tarımın öneminin farkındayız bu sebeple tarımın kollanması, korunması gereken bir sektör olduğunu söylüyoruz. AB’nin bütçesi yüzde 50’si tarıma gidiyor. Biz 2006’da çıkan Tarım Kanunu’ndaki milli gelirin binde biri oranındaki desteği bile vermiyoruz. Ama bu sadece para vermekle ilgili bir şey değil, tarıma bakış açımızı değiştirmeliyiz”