HEDİYE EROĞLU
Mersin’de sağlık emekçileri iş bırakma eyleminin 5’inci gününde taleplerini sokaklardan haykırmaya devam etti. Sabah saatlerinde Akdeniz ilçesindeki Özgür Çocuk Parkı’nda buluşan Mersin Sağlık Örgütleri Platformu üyeleri, oturma eylemi, lokma dağıtımı ve halaylar eşliğinde protestolarda bulundular. Burada bir de kapanış bildirgesi okuyan sağlık emekçileri, seslerini duyulmasını istedi.
“İTİRAZIMIZ VAR”
Sağlık emekçileri adına açıklamayı okuyan Birlik ve Dayanışma Sendikası Merkez Yönetim Kurulu Hukuk ve Mevzuat Genel Sekreteri Uzm. Dr. Çağlar Özen, “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirilen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin değişikliğine karşı Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) iş bırakma eylemi yaptıklarını anımsattı.
Sağlık emek-meslek örgütlerinin, birinci basamak sağlık hizmetlerinde mevcut sorunları çözmek bir yana yeni sorunlara yol açacak olan yönetmeliğe karşı mücadele ettiğini aktaran Özen, “Bugün burada meslek onurumuzun çiğnenmesine ve halkımızın sağlık hakkının elinden alınmasına karşı itirazımızı bir kez daha yüksek sesle dile getirmek için bulunuyoruz.
“HATALARINDAN GERİ DÖNMEK, HATALARINA YEPYENİ HATALAR, EZİYETLERİNE YENİ EZİYETLER EKLEDİLER”
Bu yönetmeliğin geri çekilmesi için 5-7 Kasım 2024 tarihleri arasında ASM’lerde üç gün iş bırakmıştık. Ancak Sağlık Bakanı maalesef kendi çalışanlarına eziyet etmek ve hastalarımız için sorun yaratmak konusunda ısrar etti ve geri adım atmadı. Bunun üzerine 2-6 Aralık 2024 tarihleri arasında bu kez beş gün süre ile ikinci kez iş bıraktık.
Bu tarihten itibaren Sağlık Bakanlığı’nın hatasından geri dönmesini bekledik. Ancak değil hatalarından geri dönmek, hatalarına yepyeni hatalar, eziyetlerine yeni eziyetler eklediler.
Şu anda ASM’lerde tam bir kargaşa, mutsuzluk, umutsuzluk hakimdir. Bizler, iyi sağlık hizmeti veremiyoruz. Kendilerine yaşatılan değersizlik nedeniyle istifa etmek zorunda kalan aile sağlığı çalışanları ve istifa edecek olanlar, yakında birinci basamak hizmetlerin tamamen durma noktasına gelebileceğinin habercisidir.
“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJENİZ’ İFLAS ETMİŞTİR”
20 yıldır bizlerin tüm itirazlarına karşın uygulamaya çalıştığınız sağlığı para ile alınır satılır bir rant kapısına çevirdiğiniz ‘sağlıkta dönüşüm projeniz’ iflas etmiştir. Yama yönetmeliklerle bu düzeni devam ettiremezsiniz. Projenizi hemen durdurun. Sağlığın iyiye evrilmesi için neyin gerekli olduğunu bize sorun” diye konuştu.
HALK EYLEMLERE DESTEK VERDİ
Uyarıları dikkate almamaya devam ettiği için ASM’lerde 6-10 Ocak 2025 tarihleri arasında 5 gün süre ile bir kez daha iş bıraktıklarını aktaran Uzm. Dr. Çağlar Özen, “İl Sağlık Müdürlüğü, Mersin Şehir Hastanesi, Anamur Devlet Hastanesi önünde ve Tabip Odasında bir araya gelerek basın açıklamaları düzenledik. Birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında çalışan iş arkadaşlarımıza ve hastalarımıza Eziyet Yönetmeliğini neden kabul etmediğimizi anlatan broşürler dağıttık. İş bırakma, Mersin’de ASM’lerde yüksek katılımla gerçekleşti. Bu kez ayrıca 8 Ocak 2025 Çarşamba günü Toros Devlet Hastanesi ve Erdemli Devlet Hastanesinde hemen tüm polikliniklerde ve Mersin Şehir Hastanesinde yenidoğan hariç çocuk sağlığı ve hastalıkları polikliniklerinde, dahiliye, kardiyoloji ve ortopedi polikliniklerinde iş bıraktık. Bu bölümlerde hastalarımızın da muayene için gelmediğini tespit ettik ve bir hak olan sağlık için cebinden daha fazla para ödemek istemeyen, nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen halkımızın da desteğini bu sayede görmüş olduk.
“İLAÇ YOK, AŞI YOK, RANDEVU YOK”
Sağlıkta yaşanan sorunları artık halkımız da çok iyi biliyor. İlaç yok, aşı yok, randevu yok, büyük mücadelelerle randevu bulunursa bu kez 3-5 dakikada iyi bir hizmet alma ihtimali yok, hastanelerde yatak yok. İlaç bulunursa ilacı almak için fark adı altında vatandaşın ödeyemeyeceği büyük paralar isteniyor. Devlet hastanelerini kapatıp şehrin dışında açtıkları şehir hastaneleri ile hem hepimizin vergilerini oluk oluk şirketlere aktarıyorlar, hem de bu hastanelere gidebilmek mümkün değil. Gidilirse de sırf kirası yüksek olsun diye dev boyutlarda yapılan hastanelerin koridorlarında hasta olarak çareye ulaşmak mümkün değil. Ortada hepimizin vergilerinin çarçur edildiği bir rant sistemi var ama maalesef sağlık hizmeti yok.
“SADECE PARA VE RANT VAR”
Çünkü projelerinin merkezinde insan, emek, liyakat, halkımızın sağlık hakkı yok, sadece para ve rant var. Oysa bizler merkezinde insanın, emeğin, liyakatin, halkımızın sağlık hakkının olduğu bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu ve bunu kurmanın çok kolay olduğunu biliyoruz. Şiddetin olmadığı, güvenli çalışma ortamları istiyoruz. Her gün karşılaştığımız onlarca şiddet olayının sorumlusu, hem halkın kışkırtılması hem de kötü sağlık politikanız ve almadığınız önlemler yüzünden sizsiniz.
Bizler, herkesin eşit, nitelikli, ücretsiz, erişilebilir kamusal sağlık hizmeti almasını istiyoruz.
Bunun için, tıp eğitiminin en iyi düzeyde olmasını istiyoruz. Sistemlerine ucuz iş gücü üretmek için, dört duvardan ibaret tıp fakültelerinin açılmasını istemiyoruz.
Akademik kadroların hak edenlere verilmesini istiyoruz.
“İYİ HEKİMLİK YAPMAK, İYİ SAĞLIK HİZMETİ VERMEK İSTİYORUZ”
Hangi sağlık kurumunda çalışırsak çalışalım, iyi hekimlik yapmak, iyi sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Önceliği insanlarımızı hastalıklardan korumaya yani koruyucu sağlık hizmetlerine vermek istiyoruz. Hastalarımıza iyi sağlık hizmeti verebilmek için gereken süreyi ayırabilmek istiyoruz. Gereksiz tetkik ve reçete taleplerinden kurtulmak istiyoruz. Bebeklerimiz aşısız kalmasın, hastalarımız gereken ilaçlarını alabilsinler istiyoruz. Güçlü bir birinci basamak istiyoruz. ASM’lerin binalarının kamuya ait olmasını, çalışanlarının kamu personeli olmasını ve iş güvencesi istiyoruz. Acil servislerin sadece acil hastaların tedavi edildiği birimler olmasını istiyoruz. Kapatılan devlet hastanelerimizin yeniden açılmasını, şehir hastanelerinin şirketleriyle yapılan sözleşmelerin durdurulmasını istiyoruz. Teşvik, döner sermaye, hakediş gibi ödeme yolları değil, hak ettiğimiz ve emekliliğimize yansıyacak tek kalemde maaş istiyoruz. İyi sağlık hizmeti vermek isteğimize karşı uygulanan baskı ve mobbingi ve bunları uygulayan liyakatten uzak yöneticileri reddediyoruz. Katılımcı, demokratik bir yönetim anlayışını ve yöneticilerin mutlaka liyakat sahibi olmalarını istiyoruz. Kısaca, onurumuzla, bilimsel, çağdaş ve etik ilkelere dayanan hekimlik yapmak, sağlık hizmeti vermek istiyoruz.
TALEPLERİMİZİ HAYATA GEÇİRİN
6-10 Ocak’ta Aile Sağlığı Merkezlerinde ve 8 Ocak’ta tüm sağlık kuruluşlarında iş bırakma eylemi son gününde Sağlık Bakanı’na bir kez daha sesleniyoruz! Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz taleplerimizin hayata geçirilmesi yeterlidir. Tekrarlıyoruz; eylemlerimiz sadece sağlık emekçileri için değildir. Bizler meslek onurumuza sahip çıkarken, bilimsellikten uzak uygulamalara karşı dururken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz.
“TEMEL ÜCRETLERİN AÇLIK SINIRI İLE EŞİTLENMESİ SAĞLIKLI YAŞAMA HAKKININ YOK SAYILMASIDIR”
Bizler taleplerimizi üçüncü kezdir dile getirirken TÜİK verileri doğrultusunda belirlenen SGK ve Bağ-Kur emeklilerine uygulanacak ücret artış oranı %15,75; kamu emekçileri ve emeklileri için ücret artış oranı ise %11,54 olarak açıklanmıştır. Bu oranlar altı aylık enflasyonun da altında kalmıştır. TÜİK’in -gerçeklikten çok uzak olduğu herkesin malumu olan- verilerinden dahi çıkan sonuç çok nettir. Milyonlarca işçinin, kamu emekçisinin ve emeklinin ekonomik hakları gasp edilmektedir. Açlık ve yoksulluk bir halk sağlığı sorunudur! Temel ücretlerin açlık sınırı ile eşitlenmesi sağlıklı yaşama hakkının yok sayılmasıdır! Eylemimizin son gününde toplumun tüm kesimlerini aşağıdaki talepler için harekete geçmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz: Ekonomik krizin faturasını emekçilere çıkarıp sermayeye kaynak aktaran, böylece eşitsizliği ve yoksulluğu derinleştiren, toplumun sağlıklı yaşama hakkını gasp eden politikalara son verilmelidir.
Tüm emekçilere insanca yaşamaya yeten, emekliliğe yansıyan, tek kalemden oluşan ücret ve güvenceli yaşama koşulları sağlanmalıdır. Son sözümüz sevgili halkımıza olsun. Bütün mücadelemiz sizlere iyi sağlık hizmeti vermek içindir. Siz de bunu biliyorsunuz. Bu kötü sağlık sistemine karşı birlikte mücadele edeceğiz ve mutlaka ve hep birlikte durduracağız. Lütfen bu mücadelede bizimle birlikte olup sağlık hakkınıza sahip çıkın” diye konuştu.