YUSUF CAN GÜDÜK
Yarıyıl tatilinde sokağa inen Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Mersin Temsilciliği, 2024-2025 eğitim-öğretim yılı 1. dönem raporunu kamuoyuyla paylaştı.
Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yapan Veli-Der üyelerine, emek ve demokrasi güçlerini temsilcileri de destek verdi.
“EĞİTİM HAKKINA YÖNELİK OLARAK ÜLKE TARİHİN EN BÜYÜK TAHRİBATI YAŞANIYOR”
Burada bir basın açıklaması yapan Veli-Der Mersin yöneticisi Meral Gümüş, çocukların laik, kamusal, bilimsel eğitim hakkına yönelik olarak ülke tarihin en büyük tahribatının yaşandığını söyledi. Son genel seçim sonrası eğitim alanına ilişkin kesintisiz yeni adımlar atıldığını aktaran Gümüş, “Atılan her adımda kaybeden eşit, parasız, nitelikli, kamusal, bilimsel eğitim, kaybeden çocuklarımız ve geleceğimiz oluyor.
ÜCRETSİZ OKUL YEMEĞİ, ÜCRETSİZ SU HEMEN ŞİMDİ!
Ücretsiz okul yemeği; salgın, artan yoksulluk ve depremle birlikte ülkemizin en temel ve en acil gündemlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Türkiye’de çocukların yüzde 45’i yoksulluk riski altındadır. TÜİK 2022 verilerinde üç çocuktan biri ciddi maddi yoksulluk, yetersiz beslenme sorunu yaşıyor.
Ülkemizde 0-4 yaş aralığındaki çocuk sayısı yaklaşık 6 milyondur. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Araştırması’na göre 5 yaş altı çocuklarda bodurluk yüzde 10’a ulaşmıştır.
Okul yemeğinin başarıyı arttırdığı, okul terkini azalttığı, kız çocuklarının okullaşma oranını yükselttiği, çocukları psikolojik olarak desteklediği bilimsel bir gerçektir.
Okul yemekleri programları ihtiyaç temelli bir gıda desteği müdahalesi değil temel yurttaşlık hakkıdır. Kamusal haktır. Dünya genelinde 106 ülkede ücretsiz okul yemeği programı uygulanmaktadır.
Okul yemeği ile birlikte temiz suya erişim de tüm çocukların kamusal hakkıdır. Okullarda okul su sistemleri kurulmalı, okulun uygun noktalarına kurulacak su sebilleri ile çocukların suya erişimi sağlanmalıdır.
Ücretsiz okul yemeği programı ve su tüm çocuklar için acilen hayata geçirilmelidir. Okul yemeği temiz içme suyu çocuklar için ücretsiz olmalıdır.
“MESEM SONLANDIRILMALIDIR”
MESEM (Mesleki eğitim merkezleri) uygulaması çocukları okuldan koparmanın, çocuk işçiliğini yaygınlaştırmanın, çocuk işçiliğini gizlemenin aracı haline getirildi. Haftada bir gün okulda, 4-5 gün işletmelerde, organize sanayi bölgelerinde çalıştırılan çocukların yaşadığı gerçek; okulla bağlarının kalmadığı, haftanın 6 hatta 7 günü esnek çalışma koşullarında uzun saatler çalıştırıldıkları, çocukların çalıştırılırken yaralandığı, iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybettiği yerler haline geldi.
MESEM eliyle çocuklar işletmeler için bedava iş gücü haline getirilmektedir. MESEM sonlandırılmalı, ücret olarak verilen rakamlar çocuklara burs, maddi eğitim desteği olarak verilmeli, çocukların okullara geri dönüşü sağlanmalıdır.
ÇEDES UYGULAMALARI KAMU OKULLARINDA DA ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA DA YAYGINLAŞTIRILIYOR
Çeşitli cemaat yapılanmaları ile yapılan ÇEDES adlı protokolle (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) manevi danışmanlık, eğitimin dinselleştirilmesi uygulamalarının yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.
Bu yerlerde eğitim pedogojik vasfı olmayan ehliyetsiz kişilerle verilmektedir.
ÇEDES ve benzer uygulamalar biz velilerin, öğretmenlerin itirazlarına rağmen tüm eğitim kurumlarında çocuklarımızın laik, bilimsel eğitim hakkı hedef alınarak sürdürülmektedir. Bu uygulama ancak biz duyarlı velilerin itirazları ile engellenebilir.
“SEÇMELİ ADI ALTINDA DİN DERSLERİ ZORUNLU YAPILARAK ÇOCUKLARIMIZIN DERS SEÇME HAKKI ELLERİNDEN ALINAMAZ”
Önümüzdeki günlerde 2025-2026 eğitim-öğretim yılı için ders seçim dönemi başlayacak. Her öğrencinin istediği dersi seçme özgürlüğü ellerinden alınmaktadır. Seçmeli ders süreci zorunlu din dersine ek olarak diğer dini içerikli derslerin de zorunlu hale getirildiği bir uygulamaya dönüştürülmektedir. Seçmeli adıyla zorunlu dini içerikli ders dayatmasına son verilmelidir.
“EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE AYRILMALIDIR”
Bütçe eşit, parasız, bilimsel, nitelikli eğitim hakkı açısından önemlidir. MEB 2025 bütçesinde eğitime ayrılan kamu kaynakları kamu harcamalarının %15-20’si oranında olmalıdır. Ancak 2025’te bu oran ülkemizde 9,9’dur. Eğitime yeterli bütçe ayrılmamıştır ve son derece yetersiz olan MEB bütçesi enflasyon karşısında hızla erimektedir.
Tasarruf gerekçesi ile okullarda temizlik, güvenlik gibi kamu hizmetlerine gerekli kadrolu, güvenceli atama yapılmamıştır. Bu hizmetler İşgücü Uyum Programı kapsamına alınarak güvencesiz, asgari ücretin altında çalıştırma olağan hale getirildi. Okullarımızda başta temizlik olmak üzere temel ihtiyaçlar karşılanmıyor.
Tasarruf gerekçesi ile kamusal eğitim hakkı için, okullarda temizlik gideri kısıtlanmamalı, güvenlik personeli ihtiyacı giderilmelidir.
“OKUL TERKİ ÖNLENMELİDİR”
Geçen eğitim-öğretim yılında örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısı 1 milyon 578 bin 941’e ulaştı. Okul dışına çıkışın temel nedeni ise artan yoksulluktur. Araştırmalar çocukların okul dışına çıkmasının temel nedenleri olarak ekonomik krizi, çocuk yaşta işçiliğin yaygınlaşmasını, kamusal eğitim yokluğundan ve protokollerden kaynaklı çocukların tarikat gibi köktendinci yapılara mecbur bırakılması, sosyal devletin sorumluluğu olan ancak karşılanmayan hizmetlerin çocuklar eliyle gerçekleştirilmesini gösteriyor. Okul terkini önlemede acil kamu önlemleri gerekiyor.
“OKUL ÖNCESİ HAKTIR. PARASIZ VE ZORUNLU OLMALIDIR”
2024’te okul öncesi eğitime ulaşan öğrencilerin oranı azaldı. %12 düşerek %73’e geriledi. Temel nedenlerinden biri Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılması idi. Bu yönetmelikle okul öncesinde katkı payı alma düzenlendi. Eğitimin paralılaştırılması, okul öncesi eğitimin parasız ve zorunlu olmamasından kaynaklı yoksulluğun artışı ile birlikte okul öncesi eğitime erişebilen çocukların oranı hızla azalıyor.
Okul öncesi eğitim tüm çocukların hakkıdır. Ücretsiz ve zorunlu olmalıdır.
“KALICI YAZ SAATİ UYGULAMASI SONLANDIRILMALIDIR”
Enerji tasarrufu gerekçesi ile hayata geçirilen kalıcı yaz saati uygulaması çocuklarımızın fiziksel ve akademik gelişiminde telafisi imkansız bir yıkıma yol açmıştır. Karanlıkta başlayan ve karanlıkta sonlanan eğitim çocuklarımızın güvenliğini de riske atmaktadır. Çocuklarımızın fiziksel, zihinsel gelişimi için, her günü karanlıkta güvenlik kaygısı ile yaşamamaları için kalıcı yaz saati uygulamasına son verilmelidir.
LAİK,KAMUSAL EĞİTİM HAKKI İÇİN ÇOCUKLARIMIZIN UMUTLARI, ÜLKEMİZİN GELECEĞİ İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE!
Laik, kamusal eğitim hakkını kaybettiğimiz her gün çocuklarımızın umutlarını, ülkemiz geleceğini kaybediyoruz. Tüm velileri, laik, kamusal eğitim hakkına sahip çıkmaya, herkesi çocuklarımız iyi eğitim hakkı için mücadele etmeye çağırıyoruz.
Laik, kamusal eğitim; çocuklarımızın geleceğini değiştirme umudunu artırma, ülke geleceğine sahip çıkma ve her yerde bir araya gelip dayanışmak ile mümkün olacak.
Çocuklarımız kimsenin projesi değil, ülkenin geleceğidir. Laik bilimsel eşit ve parasız eğitim istiyoruz” diye konuştu.