Haber Merkezi

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, sendikal hakları Telus şirketi tarafından tanınmayan çağrı merkezi çalışanlarının sorunlarını TBMM gündemine taşıdı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yanıtlanması istemiyle bir soru önergesi veren Koca, “Telus International adlı şirkette içerik moderatörlüğü yapan çağrı merkezi çalışanları geçtiğimiz yıl Çağrı İş Sendikası çatısı altında örgütlenmeye başlamış ve 6 aylık çalışmanın sonucunda yeterli sayıya ulaşarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetkiyi almışlardır. Sendika tarafından yetkinin alınmasından bir süre sonra Kanada menşeli Telus şirketinin yönetimi mahkemeye başvurarak yetkiye itiraz etmiş, süreci akamete uğramıştır. Bu süreçte Telus yönetiminin işyerinde işçilere yönelik baskısını arttırdığı kimi çalışanları haksız yere işten çıkardığı ifade edilmiştir.

İLETİŞİM İŞİ YAPANLARIN SENDİKA YETKİSİ BÜRO İŞ KOLUNA GEÇTİ

Üstelik bu süreçte işçilerin ‘iletişim’ iş kolunda faaliyet göstermesine rağmen sendika yetkisi için 40 bin gibi bir sayı gerektiren büro iş koluna geçmiştir. 2024 yılının Eylül ayında çağrı merkezi patronlarının derneği olan, o zamanki ismi Çağrı Merkezleri Derneği, şimdi ise adı Müşteri Deneyimi Yönetimi ve Teknolojileri Derneği olan dernek, Danıştay’a tüm çağrı merkezlerinin işkolunu değiştirmek için başvuru yapmış, bu başvuru sonucunda Danıştay eylül ayında Telus’un da içinde bulunduğu tüm çağrı merkezlerinin işkolunu 7 nolu işkolundan torba işkolu olarak da bilinen 10 nolu işkoluna geçirmiştir. Çalışanlar yapmış oldukları açıklamalarda şirketin bu süreçte de sendikalı olan üç işçiyi sosyal medya paylaşımları ve küçülme gibi durumları gerekçe göstererek işten çıkardığını ve aynı gün 60 kişiyi işe aldığını belirtmişlerdir.

İŞÇİLERİN ANAYASAL HAKLARINI TANIMADI

İçerik moderatörlüğü sosyal medya platformlarını sakıncalı içeriklerden temizlemek amacıyla küfür, şiddet ve pornografi gibi birçok videoyu izlemekle yapılan bir iştir. Bu işi yapan işçilerin ifadelerine göre söz konusu iş saatlerce oturarak video izleyerek sakıncalı içerikleri ayıklamaya yönelik olduğu için hem yorucu hem de psikolojik olarak oldukça yıpratıcı bir iştir. Birçok işçinin işin bu niteliğinden dolayı ağır psikolojik etkiler yaşadıkları ifade edilmektedir. Tüm bu olumsuz iş koşullarına bir de şirket yönetiminin mobbing, baskı ve haksız yere işten çıkarma gibi tutumları eklenince Telus işçileri anayasal haklarını kullanarak sendikaya üye olmuşlardır. Ancak gelinen noktada Telus şirketi Türkiye’deki yasalardan faydalanıyoruz diyerek konuyu yargıya taşıyarak işçilerin anayasal haklarını tanımamış ve işçilerin elinden toplu sözleşme haklarını almıştır.

“BAKANLIĞINIZIN SÖZ KONUSU ŞİRKETE BİR YAPTIRIMI VAR MIDIR?”

Bu bağlamda; “Uluslararası alanda faaliyet yürüten Kanada menşeli şirket olan Telus şirketi işçilerin anayasal hakları olan sendikalaşma haklarını fiilen engellemesiyle ilgili bakanlığınızın söz konusu şirkete bir yaptırımı var mıdır?

Telus da dahil olmak üzere ülkede faaliyet yürüten birçok çağrı merkezinde mobbing, psikolojik yıpranma, ağır çalışma gibi çalışma koşulları oldukça yaygın şikayet konuları iken bakanlığınızın bu işkolundaki koşulların iyileştirilmesine yönelik ne gibi çalışmaları vardır?

Telus işçilerinin sendikal örgütlenme sürecinde tüm çağrı merkezi çalışanlarının işkolunun birden değiştirilmesi ile ilgili bakanlığınızın bir girişimi var mıdır? Bu konuda Danıştay’ın yetkili olmadığı bilindiği halde Danıştay’ın bu yönde bir karar almasına yönelik bakanlığınızın bir girişimi olacak mıdır?

Anayasal haklarını kullanarak sendikalı olan, hukuk dışı ve keyfi biçimde işten çıkarılan işçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi ve haklarının iadesi için bakanlığınızca herhangi bir girişimde bulunulacak mıdır?” dedi.