Haber Merkezi
İlk olarak Milletvekili Perihan Koca, Hayvan Hakları Yasası’nda geçtiğimiz yaz yapılan değişikliği meclis genel kuruluna taşıdı. Anayasa Mahkemesi’ne taşınan değişikliğin yakın bir zamanda görüşülmesi beklenirken görüşme öncesi Koca, AYM’ye yasayı iptal etme çağrısı yaptı.
Koca şöyle konuştu: “Sözüm ona popülasyon kontrolü için altı ay önce bu Meclisten AKP, MHP oylarıyla geçirilen hayvan katliamı yasası tüm Türkiye'yi kana buladı. Ankara'dan Afyon'a, Hakkâri'den İstanbul'a, ülkenin her yerinde toplu hayvan katliamları yapılıyor bugün. Saray talimatıyla Meclisten çıkarılan ölüm fermanına karşı, kanlı yasaya karşı "Yasayı iptal et." diyerek, ‘Barınaklar ölüm kampıdır’ diyerek halk katliam yasasına karşı aylardır mücadele ediyor ve bugün AYM'ye yasanın iptali için 100 bin imza teslim edildi ve tüm Türkiye'de 40 ilde eş zamanlı olarak bugün ‘AYM yasayı iptal et’ diyerek halk sokaklara çıkarak eylemde olacak. Biz de buradan bir kez daha AYM'nin yasayı iptal edilmesi talebini yükseltiyoruz. Katliam yasasının derhâl geri çekilmesini ve tüm canlıların yaşam hakkını güvence altına alacak bir yasa için harekete geçilmesini talep ediyoruz.
TEMEL CONTA İŞÇİLERİNİN GASP EDİLEN HAKLARI TBMM’YE TAŞINDI
Perihan Koca ayrıca, TBMM’de yaptığı konuşmamada, İzmir’in Ailağa ilçesinde faaliyet yürüten Temel Conta adlı firmada sendikalı olup yetki alan işçilerin yetkilerini tanımayan patronun tutumunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a sordu.
Işıkhan’ın cevaplaması istemiyle bir soru önergesi veren Koca bakana şu soruları yöneltti: “İşçilerin anayasal hakları olan örgütlenme haklarını tanımayarak suç işleyen Temel Conta firmasının patronları hakkında bakanlığınızın bir girişimi var mıdır? Bu konuda nasıl bir süreç işletilmektedir?
Bakanlığınızın vermiş olduğu yetki belgesi kabul etmeyen Firma ve işletmelere ne gibi yaptırımlar uygulanmaktadır?
Günlerdir çalışmayarak mağdur olan işçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için bakanlığınızın herhangi bir çalışması var mıdır?”
“BU TABLODA SADECE SON HALK TV OPERASYONLARIYLA SINIRLI DEĞİL”
Son olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin verdiği basın özgürlüğünü korunması ve geliştirilmesi için yasal ve fiili engellerin kaldırılması konulu araştırma önergesinde DEM Parti grubu adına konuşan Milletvekili Koca, “Basın özgürlüğüyle ilgili önemli bir önerge ama biliyoruz ki biraz sonra iktidar vekilleri tarafından hızla reddedilecek bir önerge. CHP önergeyi verirken şöyle demiş değerli hazirun: ‘Demokratik ve adil bir ülkenin gereği olarak sansürün ortadan kalkması, basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi.’
Yani aslında olması gerektiğini söylemiş tabii ama artık ‘Ülkede demokrasi yok, hukuk yok, adalet yok’ deme kısmını çoktan geçtiğimiz bir aşamayı yaşıyoruz ne yazık ki. Artık ‘Bu ülkede yargı siyasete alet ediliyor’ tespitlerini çoktan geçtiğimiz bir aşamayı yaşıyoruz.
“TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNE BİZZAT SARAY TARAFINDAN TOPYEKÛN BİR TERÖR SALDIRISININ BAŞLATILDIĞI BİR AŞAMADAYIZ”
Toplumun tüm kesimlerine bizzat saray tarafından topyekûn bir terör saldırısının başlatıldığı bir aşamadayız, topyekûn bir operasyon döneminin başlatıldığı bir aşamadayız. Tam bir barbarlık rejimiyle, tam bir terör rejimiyle, tam bir olağanüstü hâl rejimiyle karşı karşıyayız. Gazetecilere yönelik ardı ardına gelen baskılar, kumpas davaları, tutuklamalar da bu geniş çaplı saldırıların sadece bir yönünü oluşturuyor. Belli ki halkın tüm kesimlerini susturmak, sindirmek, baskı altında tutmak ve tam bir faşist rejimi kurmak için tüm tuşlara aynı anda bastığınız bir hazırlığınız var, başladığınız işi bitirmeye çalıştığınızı görüyoruz.
“HALKIN BİLGİ ALMA KANALLARINI TAMAMEN TIKAMAK İSTİYORSUNUZ”
Basın emekçilerine yönelik saldırılar da bunu gösteriyor çünkü genel Türkiye tablosuna baktığımız zaman kölelik koşullarına dayalı emek rejimi tam gaz gidiyor. Kadınlar kıyımdan geçiriliyor her gün, kadın cinayetleri gündelik yaşamın bir rutini hâline getiriliyor. Doğal alanlara yönelik korkunç bir yağma düzeni kalıcılaştırılmış durumda. On binlerce kişi siyasal gerekçelerle bugün cezaevlerinde. Kumpas davalarıyla, kayyumlarla, irade gaspıyla ülkeyi gerçekten bugün geldiğimiz aşamada açık bir cezaevi hâline getirmiş durumdasınız. Geriyeyse halkın bilgi alma kanallarını tamamen tıkamak, tamamen kapamak kalıyor size göre. Çünkü artık, halka yoksulluktan başka, sefaletten başka, kayyum gaspından başka, şiddetten, baskıdan sömürüden başka vadedecek hiçbir şeyi kalmayan bir siyasi iktidar var karşımızda ve biliyoruz ki otoriter rejimlerin tamamında istisnasız ilk işlerden bir tanesi özgür basını dağıtmaktır. Bunu yapabilmek için zaten operasyonel olarak bir başkanlık da kurmuş durumdasınız. İşte bugün, ülkede İletişim Daire Başkanlığı denen bir garabet var, hacimli bir bütçesi var bu Başkanlığın, sınırsız yetkileri var, devletin imkân ve olanakları var.
Görevi de tümüyle kurulmak istenen bu faşist rejimi tahkim etmek, bunun için de troller aracılığıyla provokasyonları körüklüyor, tetikçilik yapıyor.
“SON BİR AYDA 15 GAZETECİ TUTUKLANDI BU ÜLKEDE”
Bakın, bu tabloda sadece son Halk TV operasyonları ya da baskını yok. Eğer bunu söylersek sadece eksik söylemiş oluruz. Son bir ayda 15 gazeteci tutuklandı bu ülkede. Özellikle sosyalistlerin ve Kürt halkının haber ajanslarında çalışan basın emekçilerinin birer birer tutuklandığını görüyoruz. Mezopotamya Ajansı, JINNEWS, Medya Haber gibi basın organlarının web sitelerine sürekli bu anlamıyla erişim engelleri getiriliyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın verilerine göre şu ana kadar 39 gazeteci cezaevinde bulunuyor ve bunların çoğunluğu Kürt basını ve sosyalist basın oluşturuyor ama size bu da yetmiyor, gazetecileri daha büyük suçlar işlemek için tutukluyorsunuz çünkü faşist inşa bugün bunu gerektiriyor. Bu anlamıyla biz son olarak şunu söylüyoruz, buradan halkımıza sesleniyoruz: Özgür basına birlikte sahip çıkalım çünkü gazetecilik suç değildir” diye konuştu.