HEDİYE EROĞLU
Mersin iş dünyasında ticaret ve sanayi odasının ayrılması ile ilgili tartışmalar büyüyor. Son olarak Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Hakan Sefa Çakır, 2024 yılında gerçekleştirdikleri faaliyetlerine ilişkin düzenlediği basın toplantısında konuya değinerek önemli açıklamalar yaptı.
Bir otelde düzenlenen toplantıda Çakır, “Biz Mersin’i bir aile gibi görüyoruz. Öncelikle aile ortamının çok huzurlu olması lazım. Mersin’deki kurumlar şirketlerde dahil ne kadar yakın, huzurlu ve mutlu olursak buradan güzel bir ticaret çıkabilir. Bu anlamda işbirlikleri sağladık ve projeler yaptık. Başta valilik olmak üzere belediyeler, üniversiteler, ihracatçı birlikleri. Odalar, borsalar ve derneklerin hemen hepsi ile beraber ilişki içerisindeyiz” dedi.
“HERKES ELEMAN DERDİNDE, MEZUN İSE İŞ BULAMIYOR”
Yönetim olarak göreve geldikleri andan itibaren herkesin personelle ilgili sıkıntısı olduğunu gördüklerini dile getiren Başkan Çakır, “Herkes ‘tekniker, personel bulamıyoruz’ dedi. Öğrencilerimizin de mezun oldukları zaman iş bulama sorunları vardı. İŞKUR’da kayıtlı 50 bin işsiz vardı. Hemen Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliğine gittik neler yapabileceğimize dair. Kollarımızı sıvadık ve mesleki eğitim ile ilgili Mersin Modeli Projesine başladık. Bu Türkiye projesi oldu. Dahi ismini verdiğimiz dijital ahilik projemizi hayata geçirdik. Ve şuanda 41 sektörümüzde ki komitelerimizle Mersin’deki tüm meslek okulları ile işbirliği içerisindeyiz.
Çocuklarımız mezun olduğu uzaman direk çalışacakları işleri hazır olacak ve işe girdiklerinde ne yapacaklarını bilecekler. İşverenler de tekrar öğretme döneminden geçirmeyerek, stajlar ile hazır bir şekilde eleman sahibi olacaklar.
Borsa ve Deniz Ticaret Odası ile de Mersin’in ürünlerini tanıtmak için Antalya’da Yörex Fuarına katıldık. İlçe odalarımız ellerindeki ürünleri burada sergimle imkanı buldu.
MERSİN’DE SAVUNMA SANAYİ YÜZLERİ GÜLDÜRÜYOR
Ayrıca Mersin – Tarsus Organize Sanayi Bölgesi ile 3 senedir savunma fuarına katılıyoruz. Çok başarılı bir katılım sağlıyoruz. Mersin savunma sanayinde en hızlı ilerleyen şehirlerden biri haline gelmiş durumda.
Yine Büyükşehir ile liman kentlerinin gelişimine yönelik bir proje yaptık.
Bunun yanı sıra Mersin bir dış ticaret kenti ve bunun için Akdeniz İhracatçı Birlikleri ve 4 üniversitemiz ile beraber dış ticaret öğrencileri yetiştirmeye başladık.
Yine geleceklerdeki meslekleri belirlemek üzerin ede başta kadınlarımız olmak üzere insanlarımızı nasıl eğitebileceğimize dair KOBOT eğitimini hayata geçirdik.
TARIM, TURİZM, LOJSİTİK VE SANAYİNİN SORUNLARI İÇİN BAKANLIKTAN YANIT BEKLENİYOR
Valilik, Çukurova Kalkınma Ajansı ve derneklerimiz ile birlikte Mersin’in öne çıkan turizm, tarım, sanayi ve lojistik sektörlerine yönelik bir arama çalıştayı yaptık. Sorunları ve çözüm önerilerini derleyip toparlayarak Ticaret Bakanlığına ‘sorun budur, çözüm de budur’ diye teslim ettik. Şuanda bu konuyla ilgili çalışmalar yapılıyor. Her sektör ile ilgili çözülebilecek konulara dair çalışmalar yapılıyor. Ticaret Bakanlığımızdan bununla ilgili bir geri dönüş bekliyoruz. Mersin’e gelip bir sunum yapacaklar” diye konuştu.
“İKLİM KRİZİ NEDENİYLE TURUNÇGİL GİTTİĞİNDE NE YAPACAĞIZ?”
Türkiye ve Akdeniz ülkelerinin en önemli sorunun ise iklim krizi olduğunu ve bu durumdan Mersin’in de en çok etkilenecek bölgeler arasında yer aldığını işaret eden Hakan Sefa Çakır, “Tarımdan inşaata, sanayiden turizme kadar pek çok sektörü etkileyecek bu krizle ilgili birçok projemiz var. Bu kriz nedeniyle bölgemizde ürün değişimi olacak. Geçimimizi sağladığımız turungçgil gittiği zaman yerine ne koyabileceğimize dair bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmalarımızı ASCAME çatısı altında Akdeniz ülkeleri ile de paylaşıyoruz. Ayrıca Akdeniz’i birlikte planlamak için de ASCAME’ye teklifte bulunduk ve ‘ürünlerde birbirimize rakip olmayalım, tamamlayıcı işler yapalım’ dedik. İtalya, İspanya bu önerilerimizi çok yerinde buldular. Dünyanın çok büyük görmememiz lazım, kıt kaynaklarımızı doğru bir şekilde kullanmamız lazım. Herkesin kazanacağı bir düzen oluşturmalıyız bunun için iklimi çok önemsiyoruz. Çünkü Mersin olarak Türkiye olarak bundan çok fazla etkileneceğiz” dedi.
“BELEDİYE BAŞKANLARININ VAATLERİNİN TAKİPÇİSİYİZ”
Ayrıca Mersin’in ihtiyaç duyduğu kentsel dönüşüm ile ilgili de çeşitli etkinliklere katılım sağladık, çalıştaylar yaptık, raporlar hazırlanmasını sağladıklarını aktaran MTSO Başkanı Çakır, bu kapsamda “Mersin başkanından ne istiyor” konulu organizasyona da dikkat çekti. “Tüm belediye başkanlarımızı davet ettik, herkes vaatlerini sundu” diyen Çakır, oda olarak bu vaatlerin takipçisi olduklarını söyledi.
“2075 MERSİN’İNİ NASIL PLANLAYABİLİRİZ’ ARAYIŞINDAYIZ”
“Mersin yıldızı parlayan bir şehir” diyerek kentin gelişimine de vurgu yapan Çakır, “Türkiye’nin İstanbul’dan sonra ikinci ve büyüyen bir şehri olma yolunda. ‘2075 Mersin’ini nasıl planlayabiliriz’ arayışındayız. Mersin’i öyle bir doğru bir büyütmemiz lazım ki tekrar aynı hatalar yapılmasın.
Daha önce gelen göçler, sahile yapılan binalar nedeniyle Mersin çok kötü bir hal aldı. Planlamalar yaparak altyapılar oluşturmak adına belediye ve müteahhitlerle bir araya gelme düşüncelerimiz var.
Kente sürekli yurtdışı temsilciliklerden yöneticiler, temsilciler geliyor bu demek oluyor ki şehir dikkat çekiyor.
Ayrıca oda olarak kültür ve sanat yaşamına da katkı sunmaya devam ediyoruz. Yine madde bağımlılığı ile ilgili 65 bin öğrenciye yönelik bir sosyal sorumluluk projesi düzenledik.
“AYRILALIM DİYORLAR AMA BİZİM DERDİMİZ YEŞİL DÖNÜŞÜM”
Sanayide yeşil dönüşüm peşindeyiz. Bunun için 2025’i sanayide dönüşüm yılı ilan ettik., Bazı arkadaşlarımız ‘ayrılalım’ filan fiyor ama bizim asıl derdimiz yeşil dönüşüm. Çünkü 2025’ten itibaren Avrupa aklınıza gelen tüm sektörlerden vergiler almaya başlayacak. Bu nedenle 2025 bizim için çok kritik. KOSGEB, Dünya Bankası üzerinden çok ciddi destekler var. Bizim şuanda topumuz, tüfeğimizle sahaya inerek, sanayicimize yeşil dönüşümü nasıl yaptırabiliriz. Desteklerden faydalanabiliriz diye çalışma yapmamız lazım.
Bu bizim için de bir fırsat olabilir. Türkiye’nin sanayisini dönüştürmek için bu bir avantaj haline gelebilir. İtalya’dan Çin’e kadar İsrail ile Rusya da dahil bu mesafede en güçlü sanayi biziz. Yeşil dönüşüm ile sanayiyi çok avantajlı hale getirebiliriz. Çıkardığımız karon ayak izlerini düşürebilirsek buradan artıya dönebilir, hem para kazanabiliriz. Çünkü katma değerli ürünleri daha karlı satabiliriz. Bizim işimizin gücümüzün tamamen yeşil dönüşüm olması lazım” şeklinde konuştu.
MERSİN’İN GÖZÜ SURİYE’DE
Mersin’in Suriye’nin inşasından pay alması noktasında da girişimleri olduğunu söyleyen Başkan Çakır, konuyla ilgili şunları söyledi: “Oda da küçük bir grup Suriyeli iş insanları ile toplandı yaptık. Nasıl yapalım ne yapalım bir yol haritası belirleyelim diye konuştuk. Çünkü en çok göç alan illerden biri Mersin. Suriyeliler gittiği zaman biz ne yapacağız? Dönenleri orada bir elçi gibi kullanabilir miyiz? Bu kadar insana baktık, tabi ki karşılıksız baktık ama artık yakınız ve bu yakınlığı avantaja dönüştürmemiz lazım. Yapmamız gerekenleri konuştuk.
Suriye’de ciddi bir yıkım ve öncelikle bir güvenlik sorunu var. Suriyeli firmalar çok rahat oraya gidip ticaret yapabiliyorlar. Biz de diyoruz ki Adana ile Hatay ile beraber hareket edelim gerekiyorsa Halep’te, Şam’da bir temsilciliğimiz olsun. Bizim Suriye’de bir organize sanayi bölgesi kurma durumumuz olabilir. Mülkiyeti Suriye’nin olabilir ama yatırımcıları Türk iş insanları olabilir.
Suriyeliler ile çok güzel tüccar ve tacirliği var, bu avantajları kullanarak herkesin kazanabileceği bir düzen kurabiliriz. Onlarla çok konuşuyoruz, ekonomi politikaları merkezimiz de bu konuda çalışma yapıor. Bu konuyla ilgili bir şey kaçmış değil”.
2025’de yeni nesil iş görüşmeleri yaptık. 17 ilden bin 300katılımcı ile 6 bini aşkın görüşme yaptık. Burada tüm firmaları bir araya getirdik. Her 6 dakikada bir iş görüşmesi yapıldı. Bu çok enteresan ve hızlı bir yöntem oldu. Herkes de çok memnun kaldı. Bunların devamını yapacağız. Belki Suriyeliler ile Mersin’deki iş insanlarını da bir araya getirme durumumuz var. Ortaklıkları bu şekilde sağlayacağız.
“ADANA- MERSİN ÇEKİŞMESİNİ ORTADAN KALDIRIYORUZ”
Ayrıca Mersin’i uluslararasılaştırma, marka yapma adına yürütülen çalışmalara da değinen Çakır, “Bu kapsamda büyükelçilikler, fahri konsolosluklar ile buluşuyoruz. Mersin’i, Davos gibi etkinliklerin yapılabileceği bir şehir haline getirmemiz lazım. Havalimanımız bitti, tren yolumuz bitmek üzere, limanımız var. Mersin’i ileri taşımamız lazım.
Adana ile görüşüyoruz bölgesel fuarlar yapalım istiyoruz. Ama bu fuarlar uluslar arası olmalı. TOBB ile de bu işi çok konuşuyoruz. Çok fuar olmasın panayıra dönüyor, az fuar olsun, uluslar arası nitelikte olsun. Bu konuda Adana ile diyalogumuz çok iyi. Artık Adana- Mersin çekişmesini ortadan kaldırıyoruz.
MERSİN’İN İHRACATI 10 MİLYAR DOLARI AŞTI
Çakır son olarak Mersin’de 2024 yılında enerji tüketiminde yüzde 21 oranında artış yaşandığına dikkat çekerek, “Organize Sanayi Bölgelerinde ise bu artış oranı yüzde 5 seviyesinde. Mersin’in ihracatı da 10 milyar doları aşmış durumda. Uluslar arası olduğumuz için de avantajlı şartlarda gidiyoruz” dedi.
“KAVGA EDECEK ZAMANIMIZ, BU KADAR LÜKSÜMÜZ YOK”
Soru cevap bölümünde de Sanayi Odası kurulma çalışmaları ile ilgili konuşan Başkan Çakır, “Herkes bizim üyemiz. Herkesle biradayız. Biz Adana’ya da gelin beraber olalım dedik. Hatta Adana’da Ticaret ve Sanayi Odası birleşsin, biz borsa ile de Deniz Ticaret Odası ile de birleşelim. Biz bu kadar zengin bir ülke değiliz. Her tarafta bir oda bulunsun, her tarafta bir başkan olsun, genel sekreter, arabalar, şoförler olsun… Biz 139 yıllık bir odayız. 1886’da kuruldu burası. Bizim küçük olsun benim olsun’ anlayışında olmamamız lazım. Demokratik bir yapıda yaşıyoruz herkes yasalar çerçevesinde her şeyi yapabilir. Biz ASCAME’ye ‘beraber hareket edelim’ diyoruz. 250 şehir bir araya gelelim nasıl planlama yapabiliriz, Afrika’ya nasıl giriş yapabiliriz, Mersin Limanı’ndan, Tire Limanı’na kadar nasıl ortak planlama yapabilir, ürün desenini nasıl belirleyebiliriz diye düşünürken 950 tane sanayimiz var, yok arkadaş sanayi odası kuralım diyoruz. Ben sanayiciyim. OSB’ler, ilçelerdeki sanayi alanları, teknoparklar tamamen Ticaret ve Sanayi Odasının gücü ve emeği ile kurulan yapılardır. Biz istiyoruz ki organize sanayi bölgeleri ile kenetlenmiş durumdayız, enteresan bir şekilde Tarsus OSB istemiyor, Mersin OSB istemiyor. TÜİOSB istemiyor, hiç kimse istemiyor diyorlar ki, ‘Rıfat bey istiyor.’
Önümüzdeki hafta TOBB Başkanız Rıfat Hisarcıklıoğlu Mersin’e gelerek meclis toplantımıza katılacak. Rıfat beyin de her zaman söylediği gibi; birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır. Biz Türk insanı olarak ayrılmayı biraz seviyoruz. Sanayi Odası’nın kurulmasının olumsuz yanlarında neler var? Ticaret Siteleri, sanayi odalarının olmaz, ticaret odalarını olur. Ticaret sitelerinde işlem yapacağınız zaman ticaret odalarına gelmeniz lazım. Sizin sözleşmenizde sanayi dışında bir madde var ise hem sanayi odasına hem de ticaret odasına kayıtlı olmanız lazım. Mut’taki sanayici bir işi olduğunda Mersin merkeze gelmek zorunda. İkiye bölüneceğiz. Bin kişi ile kurdunuz odayı diyelim, bunun geçimini nasıl sağlayacaksınız? Bizim 35 bin tane üyemiz var. MTSO’nun bir zararı olmaz, ayrıştığımız zaman herkes ayrı bir dil konuşur.
Net olarak söyleyeyim; TOBB kesinlikle istemiyor. Ama kanunen bunu söylemez. Türkiye olarak, insan olarak baktığımız zaman ayrışma gibi bir lüksümüz yok. Kurulu olan sanayi odaları zar zor geçiniyor. Bunu sürekli cebinizden karşılayamazsınız, bunun sürdürülebilir olması lazım. Yarın pişman olduğunuz zaman hemen kapatamıyorsunuz.
Bizim firmalarımızı yeşil dönüşüme hazırlanmamız lazım. Enerjimizi kaybetmememiz lazım. Firmalarımızı topumuzla tüfeğimizle yeşil dönüşüme hazırlamamız lazım. Biz bunu sağlarsak dünya çapında sanayimiz olur.
Biz Ticaret ve Sanayi Odasıyız. Şimdiye kadar burada Hamit Hayfavi dışındaki tüm başkanlar sanayiciydi.
Ne isteniyorsa gelmek isteyenler gelsin, seçimi kazansınlar, ne istiyorlarsa yapsınlar. Sanayi odası ile ilgili ne yapılacaksa yapılsın. Biz kiracılarımıza dükkanları boşaltmalarını söyledik çünkü bizim sanayicimizi daha fazla güçlendirmemiz lazım. Sanayicinin istediği neler varsa, eksiklerimiz olabilir, yapmadığımız şeyler vardır, bize söylensin biz gereğini yapalım. Ne gereği var yeni bir binanın, genel sekreterliğin, arabanın? Bu kadar zengin değiliz. Biz herkesi seviyoruz, hepsi üyemiz. Bizim MTSO’nun bir kaybı olmayacak. Mersin hep beraber. Tüm kurumlarımız ile Mersin kenetlenmiş durumda. Tekrar şuanda sanayi odası ile ilgili bir şeyler söyleniyor. 3-5 senede bir akıllara geliyor, ‘yapalım’ deniliyor ama bize zaman kaybettiriliyor. ‘Sen büyüksen, ben büyüğüm, ben en fazla adam çalıştırıyorum’ diye bizim kavga edecek zamanımız, durumumuz yok. Ülkemize, şehrimize bunu zararı olacağını düşünüyoruz” dedi.