HEDİYE EROĞLU

Meteorolojinin yaptığı zirai don uyarısının 4 gün süreyle Türkiye'nin tarımda üretim üssü olan Çukurova bölgesini olumsuz etkiledi. En çok etkilenen illerin başında ise Türkiye'de meyve üretiminde birinci, örtü altı sebze üretiminde de ikinci sırada yer alan Mersin'de geldi. Kentte üreticiler bağ, bahçe ve seralarında ortamı sıcak tutmak için çeşitli yollara başvursa da 25 yıl sonra bu şekilde yaşanan don nedeniyle tarım ürünleri büyük oranda zarar gördü. Aşırı soğuklara karşı etkili olduğu düşünülen örtü altı üretimin yapıldığı seralarda dahi zarar yüzde 30'lara kadar ulaştı.

CHP HEYETİ SAHADA İNCELEME YAPTI

Mersin iktidara destek için sesini duyurmaya çalışırken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üst düzey yöneticileri felaketin etkilerini yerinde inceledi. Akdeniz ve Toroslar’da don felaketinden mağdur olan çiftçilerle buluşan; CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem ve önceki dönem Milletvekili Cengiz Gökçel ile beraberindeki heyet, talepleri ve sorunları dinledi.

Akdeniz ve Toroslar İlçelerinde Hamzabeyli, Bekirde, Kazanlı ve Yanpar (köy) mahallelerinde yaşanan zirai don nedeniyle tarım ürünleri zarar gören çiftçileri ziyaret ettikten sonra açıklamalarda bulunan Adem, önerilere kulak verdi.

“ÇİFTÇİ İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMAZ HALE GELDİ”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, bölgede sadece Mersin değil Antalya, Hatay ve Adana’nın bir çok yerinde bu afet olduğunu söyleyerek, “Büyük bir soğuk vurgunu don etkisi yarattı. Zaten borçlu olan çiftçi farklı bankalardan kullandığı kredilerle ayakta kalmaya çalışan çiftçimiz maalesef hem ürünlerinin getirisi, yüksek girdi maliyetlerinin altında kalmasından dolayı büyük sıkıntı içindeyken hem de burada yaşanan don afetinden dolayı işin içinden çıkamaz bir hale geldi. Yani bölge çiftsi sıkıntılı.

“BU DURUM SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR TARIM POLİTİKASI DEĞİLDİR”

Bilindiği gibi Türkiye’de çiftçi yaş ortalaması 58’e gelmiş durumda. Gençlerimiz para kazanamamaktan dolayı, yıllardır maliyetlerin altında ezilmesinden dolayı çiftlikten uzaklaşıp asgari ücret ile bir iş bulmak için kentlere göç ediyorlar. Bu durum sürdürülebilir bir tarım politikası değildir. Bu iş bu şartlarda sürdürülemez. İleride daha büyük sıkıntıların olacağı aşikardır. Bu nedenle bir an önce önlem alınması, çiftçilerimize mutlaka sahip çıkılması gerekiyor.

“ÇİFTÇİLERİMİZİN BANKALARA OLAN KREDİ BORÇLARININ FAİZLERİ SİLİNMELİ, BORÇ UZUN VADEYE YAYILMALI”

Çiftçilerimizin bankalara olan kredi borçlarının mutlaka faizleri silinerek, belki de 4 yıla kadar yayılarak ödeyebilecekleri hale getirilmesi gerekiyor. Bu olanaklar sağlanır ise çiftçi ayakta kalır ve üretmeye devam eder. Ancak şunu gördük; geçen günlerde ben yine Tarsus’taydım, karnabahar, brokoli, beyaz, kırmızı lahana fiyatları tarlada yüksekken ve tam çiftçi para kazanabilecekken, İran’dan, Mısır’dan bu ürünler ithal edilerek, çiftçiyi ürünü tarlada kalacak hale soktular. Yani en azından bunları görsünler. Yabancı ülkelerin çiftçilerini ayakta tutmak için her türlü kolaylığı sağlıyor, ithalatın önünü açıyor, bugün burada bu afete karşısında Türk çiftçisine de destek olmak zorundasınız.

“23 SENEDE AKP HÜKÜMETLERİ ÇİFTÇİYİ İÇİNDEN ÇIKILAMAZ BİR HALE GETİRMİŞTİR”

Eğer ithalat politikası izlemeye devam edersek bu sorunlar katlanarak artar. Saman ithal ettik ve hatta mercimek ihracatında birinci sıradayken bugün biz mercimek ithal eder duruma geldik. Bunlar yanlış politikaların sonucudur. 23 senede AKP hükümetleri çiftçiyi içinden çıkılamaz bir hale getirmiştir. Konu TBMM’ye de taşındı. Bizlerde daha çok ses yükselterek bu durumu anlatarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destek için artık biraz da kendi çiftçisine dönerek, Tarım ve Orman Bakanı olduğu hatırlayıp, üreticiye destek olması gerekiyor. Bu tarımı sürdürebilmek için ithalatçı pozisyona düşmemek için çiftçimize destek olup, üretimi arttırıp, girdi maliyetlerini düşürüp desteklemeyi arttırmak gerekiyor.

“ZİRAAT BANKASI’NI ÇİFTÇİ BANKASINA GETİRMEK ZORUNDALAR”

Ziraat Bankası’nı çiftçi bankasına getirmek zorundalar. Bugün Ziraat Bankası’nın ilk 200 müşterisi çiftçi ile alakası yok. Önce bunların yapılması gerekir. Ve tarım kredi Kooperatiflerinin gerçekten çiftçi dostu olan kooperatifçiliğe dönmesi gerekiyor. Orada tabela değişikliği veya GÜBRETAŞ’ın satın aldığı gemiyi, bir başka firmadan kiralayacak pozisyona gelmemesi gerekiyor” diye konuştu.

“ÇİFTÇİYE SAHİP ÇIKILMASI GEREKİR. ÇIKMIYORLARSA DA BİR AN ÖNCE SANDIĞI GETİRSİNLER”

Son olarak deprem de afet bölgesine alınmayan Mersin’in sesinin duyulmaması ile ilgili de konuşan Erhan Adem, şunları söyledi: “Arkadaşlar çalışmalar yapıyor, mutlaka bu bölgenin olduğu gibi afet bölgesi kapsamına alınması gerekiyor. Çünkü bu haliyle bu çiftçi bu borcun altından kalkamaz. Uzun yıllardır sürüp gelen zaten bir borç var, para kazanıyor, ben kendimde biliyorum, çiftçiyim, isyan var. Bu sorunlar katlanarak büyüyerek gider, sürdürülebilir değildir. Çiftçiye sahip çıkılması gerekir. Çıkmıyorlarsa da bir an önce sandığı getirip orada bu işi çözecek, bu sorunları çözecek CHP’li kadrolarla tanışmaları gerekiyor.”