HEDİYE EROĞLU

İstanbul Üniversitesi, aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da olduğu 28 kişinin diplomasını iptal ettiğini duyurdu. Kararın ardından Mersin’de ki siyasi isimlerden art arda tepkiler geldi.

“BU ÜLKEDE HUKUK KALMAMIŞTIR!”

İlk olarak en sert tepki CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’dan geldi. Dün akşam saatlerinde İmamoğlu'nun üniversite diplomasını iptal edilmesini de hatırlatan Başarır şu ifadelere yer verdi; “Gece diplomasını iptal ettirenler, sabahın ilk ışıklarıyla Ekrem İmamoğlu’nun evinin kapısına polis yığıp evini aratacak kadar pervasızlaştı! Bu ülkeyi nereye götürmek istiyorsunuz? Bu korku, bu baskı, bu hukuksuzluk iktidarın çaresizliğinin ilanıdır! Bu zulme 86 milyon olarak direneceğiz!”

“TAYYİP BEY YÖNETİME EL KOYMUŞTUR”

Öte yandan Halk TV yayınına bağlanan Başarır şunları söyledi; “Gökhan Bey Grup Başkanvekilimiz orada süreci takip ediyor. Biz Meclis’teyiz ve Ankara’da olacağız şu an için süreci tabi ki takip ediyoruz. Utanç verici bir durum. 100 noktaya operasyon yapıldı bu tamamen Tayyip Bey’in bu dakikadan sonra otokratik bir devlette yaşananların hepsini kurguladığı bir olaydır. Tayyip Bey yönetime el koymuştur. Hukuku, üniversiteleri her şeyi askıya almıştır. 86 milyon vatandaş bunu görmeli buna hep beraber tepki vermeliyiz. Artık meşru bir iktidar yoktur.”

“HALK İRADESİNE DARBEDİR!”

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, sosyal medyadan verdiği tepkide “Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının saray talimatıyla iptal edilmesi, sabahında İmamoğlu’nun şafak baskınıyla gözaltına alınıp, 100’ü aşkın İBB çalışanına kayyım operasyonu çekilmesi halk iradesine darbedir! ‘Turpun büyüğü heybede’ dedikleri darbe mekaniğinin devrede olduğunun açık ilanıydı. Heybedeki darbe ortalığa salındı. Bizzat saraydan yürütülen, İmamoğlu’nu aşan bir saldırı hamlesi içinde siyasi iktidar. Faşizmin kör karanlığına doğru yürüyüşü hızlandıran kritik bir anın içindeyiz. ‘Yok artık o kadarını da yapamazlar’ şaşkınlığına, ortada hukuk demokrasi varmışçasına “demokrasiye darbe vuruldu” eblehliğine böylesi olağanüstü bir dönemde yer yok! İktidar; sersemletme taktiğini ardışık şok hamleleriyle komuta ediyor. Sersemleyip ayakları titreyenler tarih sahnesinden ilelebet silinecekler. Vakit halkın tepkisini ortak mücadeleyle yan yana getirme ve seçim sathı mahallini aşan faşizme karşı omuz omuza kader birliğini örgütleme vakti!” dedi.

KOCAMAZ: “İKTİDARI BİR KEZ ELİNE GEÇİRENLER, ORADA KALABİLMEK İÇİN HER TÜRLÜ YOLU DENİYOR”

İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz da, yine sosyal medyadan yaptığı açıklamada, öncelikle Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yılını kutladı.

“O’nların verdiği mücadeleler sayesinde bugün, bu topraklarda hür ve bağımsız olarak yaşıyoruz” diyen Kocamaz, “O insanlar, hiç bir karşılık beklemeden, saf ve temiz duygularla fedayı can eyleyerek, şahadet şerbeti içerek cennete uçtular!

Ancak bugün O’nların bize bıraktığı bu Aziz Vatan toprakları üzerinde hayat sürenler, hiçte onlara yaraşır davranışlar sergilemiyorlar! Kimisi helaline haramına bakmadan mal mülk peşinde koşarken, kimileri de makam mevki peşinde! Bu hırs, bu kin, bu nefret neden? Hiç kimse, dünyaya üryan gelip, giderken de üryan gideceğini, dünyada iken her ne edindiyse, tümünün dünyada kalacağını bir an olsun düşünmüyor! İktidarı bir kez eline geçirenler, orada kalabilmek için her türlü yolu deniyor! Oysa o makamlar bilenler için çok riskli! Oturdukları koltuklar çok ağır vebali olan iğneli koltuklar! Hakkıyla hizmet edenlere ne mutlu!

“NE DEMEK? 30-35 YIL ÖNCE ALINAN DİPLOMANIN SAHTE OLDUĞU YÖNÜNDE KARARLAR ALMAK! YA DA ALDIRMAK!”

Şu anda İmamoğlu’na ve birçok belediye başkanına karşı takınılan tavırlar hoş değil!

Bende, rabbim nasip etti, halkımızın yoğun desteğiyle 25 yıl belediye başkanlığı yaptım.

O makamları çok vebali olan hizmet yeri, kendimi de kentte yaşayan insanların, hemşerilerimin hamalı olarak gördüm. Şu anda da Allah’ım nasip etti, milletvekili sıfatımla yine Milletime hizmet gayreti içerisindeyim! Ancak cumhurbaşkanı adayı olma gayretinde olan sayın İmamoğlu’na yapılan muameleler ülkemizin dünyadaki imajına çok büyük zarar veriyor! Ne demek? 30-35 yıl önce alınan diplomanın sahte olduğu yönünde kararlar almak! Ya da aldırmak! Aday adaylığı gündeme geldiğinden itibaren engel üzerine engeller çıkarmak! Mahkeme kapılarında süründürmek! Elinizde böyle belgeler vardı da, 2019’da neden Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmasının önüne geçmediniz de, garabet bir kararla bir zarftan çıkan tüm oyları geçerli sayarak, sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal ettirerek seçilmiş başkanın hakkını gasp etmeye kalktınız?

“BENİM EN ÖNCELİKLİ GÖREVİM DEMOKRASİ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE SAHİP ÇIKMAK”

Ben bunları yazıyorum diye de İmamoğlu’nu çok sevdiğimi, O’nu savunduğumu hiç kimse zannetmesin! Aksine İmamoğlu’nun her konuda ahkam kesmesinden ve her çorbaya nane olacak şekilde çok fazla konuşmasından, belli kesimlere şirin görünmek düşüncesiyle milli hassasiyetleri hiçe saymasından bende rahatsızım! Ancak benim en öncelikli görevim demokrasi ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmaktır! Yapılan bu hamleler AKP iktidarının sonunun geldiğine işaret! İktidar ve yandaşları aslında kaybettiklerinin farkında! İktidar, tüm uyarılara rağmen 23 yıldır inatla sürdürdükleri politikaların ve yaptıkları şaibeli işlerin, yolsuzlukların hesabını vermekten korkuyor! Erdoğan, mevcut Anayasa’ya göre aday olamayacağını biliyor, ama yine de yanına DEM’i alarak, Anayasa’yı değiştirip tekrar aday olmaya çalışıyor! Bu nasıl bir hırs, bu nasıl bir anlayış anlamak mümkün değil! Ama korkunun ecele faydası yok! Mahkeme kadıya mülk değil! Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı ki, Erdoğan’a kalsın! Her şeyin bir başı varsa, illa ki sonu da olacak! Doğduğuna inananlar, öleceğine de inanmak zorunda! Bizim derdimiz, ülkemiz bir kaos ve kargaşaya sürüklenmesin! Bizim derdimiz bu ülkede huzur bozulmasın! Bizim derdimiz, ülkemizde hukuk kuralları yerli yerine otursun! Bizim derdimiz, ülkemizde evrensel kurallar işlesin! Demokrasimize halel gelmesin!” diye konuştu.