YUSUF CAN GÜDÜK
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınarak tutuklanmasının ardından başlayan protestolarda üniversite öğrencileri 'Akademik boykot' başlatırken Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Mersin Üniversitesi Temsilciliği, bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. “Öğrencilerin yanındayız!” sloganıyla ve “İnsan Toplum Doğa Yararına bir Üniversite!” talebiyle gerçekleştirilen eyleme yönelik yapılan basın açıklamasında da özgür ve toplum yararına üniversite çağrısı dile getirildi.
“DEMOKRATİK TÜRKİYE, ÖZGÜR VE ÖZERK ÜNİVERSİTE”
“Bugün üniversite öğrencilerinin ‘Demokratik Türkiye, Özgür ve Özerk Üniversite’ talebiyle başlattığı boykot eylemine destek vermek, üniversitelerimizin ve toplumumuzun geleceğine sahip çıkmak için hizmet üretmiyoruz” denilen açıklamada, “Eğitim Sen’li öğretim elemanları olarak, öğrencilerimizin başlattığı bu haklı ve onurlu mücadeleyi selamlıyor; üniversitelerin piyasacı, baskıcı, anti-demokratik kuşatmasına karşı sesimizi ve irademizi ortaya koyuyoruz.
Bizler biliyoruz ki üniversiteler yalnızca bilgi üretim merkezleri değil; aynı zamanda eleştirel düşüncenin, özgür tartışmanın ve toplumsal sorumluluğun mekânlarıdır. Bu nedenle Eğitim Sen olarak yıllardır şu şiarı savunuyoruz:
“İNSAN, TOPLUM, DOĞA YARARINA ÜNİVERSİTE!”
Bu şiar, bugün öğrencilerimizin direnişinde yeniden hayat bulmakta, ‘başka bir üniversite’ ve ‘başka bir gelecek’ arzusuyla buluşmaktadır.
Üniversiteler bugün yalnızca kayyım rektör atamalarıyla değil, aynı zamanda bilimsel özerkliğin yok sayılması, ifade özgürlüğünün baskılanması ve akademik karar süreçlerinden öğrencilerin, emekçilerin dışlanmasıyla kuşatılmış durumdadır. Öğrenciler ise artan barınma ve yaşam maliyetleriyle, KYK borçlarıyla ve sosyal güvencesizlikle yaşam mücadelesi verirken, şimdi de mezun olduktan sonra ellerindeki diplomanın geçerliliğinin tartışmaya açılması gibi kabul edilemez uygulamalarla karşı karşıya bırakılmaktadır.
“DİPLOMA İPTALLERİ GENÇLER ARASINDA DERİN BİR GELECEKSİZLİK DUYGUSU YARATMAKTA”
Son günlerde gündeme gelen diploma iptalleri, üniversite öğrencileri için yalnızca bugünü değil, geleceği de belirsizliğe sürüklemektedir. Yıllarca emek verilerek tamamlanan öğrenim süreci bir gecede geçersiz kılınmakta, bu da gençler arasında derin bir geleceksizlik duygusu yaratmaktadır.
Son bir haftadır hakları ve gelecekleri için mücadele eden öğrencilerin üniversitelerde ve kent meydanlarında haklı taleplerini dile getirmesine bile tahammül edilmemektedir.
Barışçıl protestolara yönelik yoğun polis şiddeti, kampüslerde kolluk güçlerinin varlığı ve artan gözaltılar, öğrencileri susturma girişiminin açık göstergesidir.
“ÜNİVERSİTELER ÖĞRENCİLERİNDİR, BİZLERİNDİR, HEPİMİZİNDİR!”
Ancak öğrenciler yalnız değildir. Çünkü bu üniversiteler öğrencilerindir, bizlerindir, hepimizindir!
Bugün öğrenciler yalnızca haklarına değil, iradelerine de sahip çıkıyor.
Onlar, üniversiteleri kendi iradeleriyle yönetmek, katılımı, eşitliği ve özgürlüğü savunmak istiyor.
Ancak siyasi iktidar, yalnızca üniversitelerde değil, ülkenin her alanında seçimle gelenleri hukuksuz kararlarla görevden alarak halkın iradesini yok saymaya devam ediyor.
Biliyoruz ki Üniversitelerde kayyım rektörler, belediyelerde kayyım atamaları, aynı otoriter zihniyetin ürünüdür, irade gaspıdır.
Bu nedenle öğrencilerin bugünkü mücadelesi yalnızca bir eğitim mücadelesi değil, tüm toplumu ilgilendiren bir demokrasi ve iradesine sahip çıkma mücadelesidir.
“ÖĞRENCİLERİMİZİN DÜŞÜNME, ELEŞTİRME, ÖRGÜTLENME VE YÖNETME HAKKI ENGELLENEMEZ”
Eğitim Sen’li öğretim elemanları olarak diyoruz ki: Öğrencilerimizin düşünme, eleştirme, örgütlenme ve yönetme hakkı engellenemez! Üniversitelerde ve ülkede halkın/seçmenin iradesine kayyım atanamaz! Kampüslerde şiddet değil, özgürlük hâkim olmalıdır! 25 Mart Salı günü/bugün gerçekleştirdiğimiz bir günlük hizmet üretmeme eylemiyle; Öğrencilerimizin eşit, parasız, bilimsel ve demokratik eğitim hakkına sahip çıkıyoruz. Üniversitelerin özgür, özerk, katılımcı ve kamu yararını önceleyen yapılar olması gerektiğini yineliyoruz. Geleceksizliğe, güvencesizliğe, polis şiddetine ve irade gasplarına karşı birlikte duruyoruz. "İnsan, toplum, doğa yararına üniversite" için mücadelemizi büyütüyoruz. Bu ülkenin üniversiteleri teslim alınamaz! Öğrenciler kazanırsa toplum kazanır! Üniversiteler özgürleşirse Türkiye de özgürleşir!” denildi.