Haber Merkezi
Mersin Üniversitesi tarafından "Bu suça ortak olmayacağız" bildirgesine imza atan akademisyenlere yönelik başlatılan "cadı avı" kapsamında Yrd. Doç. Dr. Bediz Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Melahat Kutun'un da işine son verildi. Her iki akademisyene gönderilen tebligatta işlerine son verilmesine dair öne sürülen tek gerekçe ise haklarında açılan adli ve idari soruşturmalar oldu.
Birçok üniversitede akademisyenlere dönük bir yönelim olduğuna işaret eden Yrd. Doç. Dr. Bediz Yılmaz, Mersin Üniversitesi Rektörlüğü tarafından bunun daha sistematik bir şekilde yapıldığını söyledi. Sözleşmelerinin feshedilmesi için hiçbir gerekçe olmadığını ifade eden Yılmaz, "Ben ve diğer arkadaşım sözleşmemizin tüm gereklerini yerine getirdik. Farklı üniversitelerden olan jüri üyelerinden bizlerle ilgili olumlu rapor gelmesine, hatta kendi dekanlıklarımızdan olumlu rapor verilmesine rağmen rektörlük uzatmayı yapmadı" dedi.
'TÜM MUHALEFET SUSTURULMAK İSTENİYOR'
Tüm bu süreçlerin muhalefetin bastırılmasına yönelik bir hamle olduğunu değerlendiren Yılmaz, "Türkiye'de yaşanan şeyler içerisinde bizim yaşadıklarımız en hafifi. Bazı arkadaşlarımız daha ağır şeyler yaşıyor. Birçoğu bulunduğu yerde hedef haline getirildi. Ama yine de genel tabloya bakıldığında en ağır bedeli tabi ki biz ödemiyoruz ama bu yönelimle irili ufaklı tüm muhalefeti baskı altına almaya yönelik. Üniversite de bunun bir parçası, üniversite de hiçbir aykırı ses istenmiyor" diye konuştu.
"Bildirge ardından üniversitede istenmediğimiz her şekilde bize hissettiriliyordu" diyen Yılmaz, yapmak istedikleri çalışmaların önünün kesilmeye çalışıldığını, susturulmaya çalışıldıklarını hatırlattı.
'TALEBİMİZ DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKTÜ'
İmza atarken tek amaçlarının barışın gelmesi olduğunu kaydeden Yılmaz, "Halklar tüm haklarını kazansın, demokrasi işlensin diye bildiriye imza attık" dedi. Tüm bu yönelimlere rağmen imzaladıkları bildirinin arkasında olduğunu, taleplerinin tamamen demokratik, hak ve özgürlükler için olduğunu aktaran Yılmaz, "Yaptığımız yanlış bir şey yok, kimseyi hedefimize almak gibi bir şey yok. Demokrasi ve özgürlüklerin olmasını talep ettik" dedi.
'TEK ÜZÜNTÜM BARIŞIN HALA GELMEMİŞ OLMASI'
Tek üzüntüsünün Türkiye'ye hala barışın gelmemesi olduğunu söyleyen Yılmaz, "Biz bu bildiriye imza atarken, tek bir amacımız vardı. Barışın gelmesiydi. Barış gelmiş olsaydı, imzamızın bir karşılığı olacaktı. Tabi ki yine de doğru bildiğimizi söylemeye her zaman devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Tüm bunların hukuksuzluk olduğunu ifade eden Yılmaz, hukuki girişimleri de yapacaklarını söyledi.