Hediye Eroğlu
Türkiye’de 2013 yılından bu yana uygulamada olan dostane yollarla uyuşmazlıkların çözümü olarak bilinen “arabuluculuk” sistemi, yüzde 95 başarı oranına ulaştı. Hukuki uyuşmazlıkların çözümünde bu yıl rekor başvuru alınan arabuluculuk Mersin’de ise çıtasını bir adım daha yukarı çıkarttı.
ARABULUCULUK, ‘DOSTANE ÇÖZÜM YÖNTEMİ’
“Arabuluculuk biz de yeni ama dünyada geçmişi olan bir sistem” diyen Mersin Arabulucular Derneği Başkanı Nuriye Bilgin, “Arabuluculuk hukuksal uyuşmazlıklar için bir çözüm yöntemidir. Biz bu sisteme ‘dostane çözüm yöntemi’ diyoruz.
Taraflar arabuluculuğa geldiğinde, tasarrufları kendi iradelerine ait olmaktadır. Yani taraflar karşılıklı oturup, çözüm üretmektedirler. Buradan çıkan antlaşma da mahkeme kararı niteliğine sahip olmakta ve taraflar menfaatlerine en uygun çözüme birlikte karar vermiş olmaktadırlar. Böylece tarafların herhangi birisinde memnuniyetsizlik yaşanmamaktadır” dedi.
“HOŞGÖRÜ KENTİ OLDUĞUMUZU BİR KEZ DAHA TESCİLLEDİK”
Mersin’in arabuluculuk ile ilgili Türkiye genelindeki 6 pilot kentten biri olduğunu anımsatan Başkan Bilgin, bunun kent için ayrı bir gurur kaynağı olduğunu söyledi. “Hoşgörü kenti olduğumuz arabuluculuğa verdiğimiz önem ile bir kez daha tescillenmiştir” diyen Bilgin, “Türkiye kapsamında arabuluculuğun gelişmesinde Mersin halkının katkıları büyüktür. Türkiye’nin ilk Arabuluculuk Merkezi ocak ayında Mersin’de açılmıştır.
UZLAŞMAYA GELDİ, İŞ TEKLİFİ ALDI
Hatta Mersin bu alandaki başarı çıtasını bir adım daha yukarı taşımıştır. Arabuluculuk müzakerelerinin olumlu sonuçlarından biri de, müzakereye katılan tarafların birbirlerine yeni iş teklifleri ve akabinde yeni iş anlaşmaları yapmalarıdır. Arabuluculuk sürecinin olumlu neticelenmesinin yanında arabuluculuğa gelen taraf, diğer taraf vekili ile arabuluculuk müzakere odasından yeni bir iş teklifi üzerinde konuşmak üzere birlikte ayrılabiliyor. Bu anlamda geçtiğimiz günlerde arabuluculuğu tercih eden vekilin yeni bir iş teklifi almasını sağladık” dedi.
UZLAŞMA, TOPLUMSAL BARIŞA KATKI SAĞLIYOR
Türkiye’de yargının büyük bir yük altında olduğunu, açılan çok sayıda davanın arabuluculuk ile çözüme kavuşturulabilecek nitelikte olduğunu da vurgulayan Bilgin, “Ülkemizde 50 TL alacak için dava açılıyor. Yargı ne yapsın? Bu nedenlerle maddi manevi kayıplar yaşanabiliyor. Arabuluculuk sisteminin yaygınlaşması hem milli servetimizin korunması, hem kazanç hem de zamanın verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Hak kayıpları yaşanmasının da önüne geçen bu sistem toplumsal barış ve huzur ada katkı sağlamaktadır. Arabuluculuk zaten bizim kültürümüzde var olan bir olgudur. Geriye dönüp bakarsak bugün Avrupa’dan almış gibi göründüğümüz bu sistem aslında bizden Avrupa’ya giden bir uzlaşma anlayışıdır. Toplumun da bu konuda bilinçlenmesi lazım. Örneğin Yeşilçam’a da ilham vermiş önemli bir yapıt vardır; Davalı, Davacı Filmi… İşte bu film ne demek istediğimizi tam olarak anlatmaktadır. Tabiî ki yurttaşlar hakkın arayacak. Ancak sonucun daha hızlı, ekonomik ve iki tarafı da memnun eden bir şekilde olması için arabuluculuğu tercih etmemiz en sağlıklısı olacaktır” diye konuştu.
AVUKATLARIN ARABULUCULUĞA İLGİSİ ARTIYOR
Arabuluculuğun yeni bir meslek dalı olduğunu ve yargının vizyonunu değiştirdiğin ide işaret eden Nuriye Bilgin, “Bugün dünyada 190 ülkede uygulanan arabuluculuğun ülkemizdeki gelişimi hızla sürmektedir. Doğal olarak avukatların da bu alana ilgisi artmaktadır. Özellikle sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları ile de bir araya geliyor ve kentin önde gelen kurum/kuruluşlarının da sisteme katkı sunmasını sağlıyoruz. Bu da gelişimi hızlandırıyor” dedi.