Alman Federal Ekonomi İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı tarafından hazırlanan, ‘Türk Alman İşbirliğinde Mesleki Beceri Geliştirme Projesi’ kapsamında Türkiye’de yaşayan başta Suriyeliler olmak üzere göçle gelen dezavantajlı grupların topluma kazandırılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.
Haber Merkezi
Proje kapsamında Alman Federal Ekonomi İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı’nı temsilen inşaat ve metal sektörleri temsilcileri ile Mersin’e gelen SEQUA gGmbH temsilcileri Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde konunun paydaşlarıyla bir araya geldi.
MTSO Başkanı Şerafettin Aşut’un başkanlık ettiği toplantıya SEQUA gGmbH temsilcileri yanında Mersin Büyükşehir Belediyesi, MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı, Makine Mühendisleri Odası ile inşaat sektörü temsilcileri katıldı.
Proje, Suriyeli mültecilerin ve özel politika gerektiren Türk vatandaşlarının yaşam perspektiflerini, mesleki becerilerini, kurslar aracılığıyla geliştirmeyi, mesleki ve girişimsel beceriler kazandırmayı amaçlıyor.
Aralarında Mersin’in de bulunduğu Ankara, İstanbul, Şanlıurfa, Hatay ve Kilis’in de dahil olduğu 6 ili içine alan projede mesleki eğitimin yanı sıra Türkçe eğitimi ve entegrasyona yönelik çalışmalar da planlanıyor. 6 ilde uygulanacak projenin toplam bütçesi ilk etap için 15 milyon Euro olacak.
“SEKTÖRLER İLLERİN İHTİYAÇLARINA GÖRE BELİRLENEBİLİR”
Görüşmede konuyla ilgili bilgi veren SEQUA gGmbH Temsilcisi Aynur Kuytu, çok sayıda projede küçük konsorsiyumlarla çalıştıklarını anlattı. İnşaat ve makinenin bu konsorsiyumlardan biri olduğuna değinen Kuytu, kentlerin ihtiyaçlarını belirlemek istediklerini, bu ihtiyaçlar doğrultusunda farklı meslekler üzerinde de konsorsiyumlar oluşturulabileceğini iletti. Gastronomi ya da limanlar gibi birbirinden farklı alanlarda da projeler hayata geçirilmesinin planlandığını açıklayan Kuytu, “Örneğin Hamburg Limanı Türkiye’de bir liman ile çalışmak istiyor. Bu, Mersin Limanı olabilir. Limanlarda çalışacak personele yönelik eğitimler verilebilir” dedi. 6 il için 15 milyon Euro bütçe bulunduğunu ve ihtiyaç olması halinde bu rakamın artırılabileceğini anlatan Kuytu, “Şu anda buradaki inşaat ve makine sektörlerinden oluşan küçük konsorsiyumun bütçesi 600 bin Euro ve 125 kişiye eğitim planlanıyor” dedi.
“VİZYONEL PROJELERİ KONUŞMALIYIZ”
Yapılacak çalışmalarda şehirlere vizyon koyabilecek farklı projelerin oluşturulması gerektiğine değinen MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, insanların girişimcilik ruhunun nasıl tetiklenebileceğine bakılması gerektiğini söyledi. Göçle gelen kişilerin dezavantajlı gruplar olduğunu ve azınlık psikolojisiyle başarıya odaklandıklarını anlatan Aşut, bu özelliğin iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle göçle gelen gençler üzerinde yoğunlaşmanın önemine dikkat çeken Aşut, şunları söyledi: “Klasik üretim alanları kapsamında ihtiyaç duyduğumuz ara eleman dışında, endüstri 4.0 ve diğer teknolojiye yönelik konuları da göz ardı etmemeliyiz. Almanya, bu konuda öncü olan ülke ve şu anda da çok iyi bir pozisyonda. Bu konuda ciddi destekler sağlanabilir. Çünkü yeni yetişen nesil farklı düşünüyor. Suriye’den gelen yeni nesil içerisinde de böyle çocuklar var. İşgücüne dayalı mesleklere ağırlık verirken bu çocukları da göz ardı etmemeliyiz. Eğer ki bir sosyal diyalog ortamı yaratılmak isteniyorsa bizim vatandaşımız olan gençleri ve Suriye'den gelen gençleri "Maker Spaces" denilen atölyelerde bir araya getirerek fark yaratabileceğimize ve başarıya ulaşabileceğimize inanıyorum. Almanya’nın bu konuda know-how aktarımında bulunması yolunda adım atılması ve böyle bir konsorsiyum planlamasına da gidilmesi gerektiği görüşündeyim.”
“ÖNCELİKLE CAN SUYU VERİLMELİ”
Göçle gelen kişilerin entegrasyonu ve geçimlerinin sağlanmasının büyük önem taşıdığına dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Sağlam ise bu kişileri hemen iş yaşamına dahil edip, can suyu niteliği taşıyacak, para kazanmalarını sağlayabilecek kolay meslek gruplarına yönelik eğitimlerin önemine işaret etti. Tekstil gibi emek yoğun sektörlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Sağlam, “Mersin, tekstil konusunda önemli bir kümelenmeye sahip. Aynı bölgede 50’ye yakın fabrika 50 milyon bayan dış giyimi üretip tamamını Batı Avrupa’ya ihraç ediyor ve 10 bine yakın insan istihdam ediliyor” dedi. Bu eğitimlerde fabrikalarla işbirlikleri kurulabileceğine de değinen Sağlam, bu sayede hem çalışmanın zaman açısından rahatlayacağını hem de daha çok kişiye dokunmanın mümkün olabileceğini söyledi.