Mersin Barosu, AKP’li vekiller tarafından TBMM’ye sunulan cinsel istismar düzenlenmesine tepki gösterdi. Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Ayılgan “Çocuk gelinler, toplumumuzun acı ve yüz karası bir gerçeğidir” dedi.
GİZEM EKİCİ
Mersin Baro Başkanı Ali Er, Mersin Barosu Kadın Hakları ve Çocuk Hakları Merkezleri üyesi avukatlarla birlikte günlerdir tartışılan cinsel istismar yasanın düzenlenmesine ilişkin yasa teklifini eleştirdi. Çocukların, korunması gereken en yüksek değerler olduğunu ifade eden Er, “Tüm yasal düzenlemelerle, çocukların yaşam, eğitim ve oyun, her türlü şiddete karşı korunma ve ekonomik hakkı güvence altına alınmalıdır” diye konuştu.
“TOPLUMDA KAYGIYA YOL AÇTI”
Er, çocukların haklarının konuşulduğu haftada TBMM’ye çocukların cinsel istismarı ile ilgili bir yasa teklifi verildiğini hatırlatarak şunları söyledi:“Biz bu önergenin, hukukun genel ilkelerine, Anayasaya, çocuk haklarının temel ilkelerine, uluslararası sözleşmelere ve kamu vicdanına açıkça aykırı olduğunu düşünüyoruz. Sunulan yasa teklifi, hukuk tekniği bakımından da ciddi sorunlar içermektedir. Yasalaşması halinde hem Türk Ceza Kanunu hem de Medeni Kanun yönünden başka sorunlara da neden olacaktır. Çocuk istismarı suçu ile ilgili bu önerge, toplumun bütün kesimlerinde tepkilere neden olmuş, toplumda kaygı ve üzüntü yaratmıştır. Önergenin neden olabileceği toplumsal sonuçlar düşünüldüğünde, kamu vicdanı derinden yaralanmaktadır. Çocukların cinsel dokunulmazlığı ve iradesi aleyhine sonuç doğurabilecek hiçbir düzenlemenin kamu vicdanında yeri bulunmamaktadır. Mersin Barosu olarak, söz konusu yasa teklifinin hukuka ve kamu vicdanına aykırı olduğunu kamuoyu ile paylaşıyor, toplumun tüm kesimlerinden gelen tepkiler ve görüşler dikkate alınarak geri çekilmesini talep ediyoruz.”
“YOKSULLUK, ÇOCUKLARI ETKİLEMEKTEDİR”
Daha sonra söz alan, Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Ruşen Ayşen Ayılgan ise “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki hakların korunması ve geliştirilmesi esastır. Çocuklarımız kandırılarak suça sürüklenmekte, dünyada yaşanan savaşlarda en çok çocuklar mağdur olmaktadır. Bodrum sahiline vurmuş minik Aylan’ın cansız bedenini ve bunun gibi bizleri acı içinde bırakan üzücü olayları unutmamız mümkün değildir. Türkiye’deki terör saldırılarında, Gazze’de, Suriye’de hayatını kaybeden çocuklar hepimizin yüreğini yakmaya devam etmektedir. Çocuk gelinler, toplumumuzun acı ve yüz karası bir gerçeğidir. Bunun hayalinin dahi kurulması mümkün olmamalıyken, bir gerçek olarak karşımıza çıkması yüreğimizi daha da sızlatmaktadır. Yoksulluk, çocukları etkilemektedir. Açlıktan ve yetersiz beslenmeden çocuk ölümleri devam etmektedir. Çocuk işçiliği olgusu devam etmekte, 5-14 yaş arası milyonlarca çocuk acımasızca çalıştırılmaktadır. Ne yazık ki, çocuklarımız istismar edilmekte, bebeklere dahi tecavüz edildiğine ilişkin haberler gündeme gelmekte, toplum olarak kaygı ve dehşet verici olaylar ile karşı karşıya kalmaktayız” şeklinde konuştu.