Haber Merkezi
Sigortacılık sektörünün zor bir dönemden geçtiğine dikkat çeken Kerim Kara, bu durumdan en çok etkilenenlerin ise acenteler olduğunu anlattı. Türkiye’de emniyete kayıtlı yaklaşık 26 milyon araç bulunduğunu dile getiren Kara, 6 milyon kişinin ise geçimini aktif olarak faaliyet gösteren acentelerden sağladığını söyledi. Acentelerin hizmet alanları arasında en önemli kalemi yoğun araç sayısı ve zorunlu olması nedeniyle trafik sigortalarının oluşturduğuna değinen Kara, ancak son dönemlerde getirilen yeni uygulamalar ile trafik sigortalarının tamamen acentelerin elinden alınması endişesi taşıdıklarını anlattı.
1 Ekim itibariyle tüm müşterilerin Trafik Sigorta Bilgi Merkezlerinden TC kimlik numaralarını ve plakalarını girerek trafik sigortası için tüm sigorta şirketlerinden fiyat teklifi alabilme hakkı kazandığını bildiren Kara şu bilgileri verdi: “Son zamanlarda artan trafik sigortaları üzerine hükümet böyle bir tedbir aldı. Ancak bu tedbirin halka çok da doğru anlatıldığını düşünmüyorum. Çünkü trafik sigortalarına indirim yapılacağı yönünde bilgiler aktarılıyor. Oysa ortada, halkın beklediği yönde sigorta primlerinde herhangi bir indirim yok. Yalnızca acenteler ortadan kaldırılarak acente komisyonları poliçelere indirim adı altında yansıtılacak. Bu da poliçede yaklaşık 50-60 liralık indirim olarak yansıyacak. Bu uygulama ile sigorta acenteleri mağdur edilirken halk da beklediği indirimi alamadığı için memnun kalmayacak.”
Sigorta şirketlerinin maliyeti artınca tasarrufa acentelere ödedikleri komisyonlardan başladıklarını anlatan Kerim Kara, geçmişte yüzde 15 olan komisyonların yüzde 3’lere kadar düşürüldüğünü şimdi yeni uygulama ile bunun da ortadan kaldırılması yönünde çalışıldığını bildirdi. Çözüm olarak hükümetin birçok sektörde olduğu gibi sigortacılık sektöründe de fiyat müdahalesine gitmesini beklediklerini dile getiren Kara, trafik sigortalarına standart primli poliçe uygulaması getirilmesi gerektiğini anlattı.
“SİGORTA ŞİRKETLERİNİN MALİYETİNİ YÜKSELTEN NEDENLERE BAKILMALI”
Trafik sigortalarının fiyatlarının neden yükseldiğinin de iyi analiz edilmesi gerektiğine dikkat çeken Kerim Kara, ardından çözümün daha rahat bulunabileceğini söyledi.
Son dönemlerde sigorta firmalarının maliyetlerinin beklenenin üzerinde artmasının trafik sigorta prim fiyatlarını doğrudan etkilediğini kaydeden Kara şöyle konuştu: “Son dönemlerde trafik kazalarında maddi hasarların yanında manevi ve bedensel hasarlar da çok fazla oldu. Bu durum şirketleri çok etkiledi. Kasko çok fazla yükselmemesine rağmen, trafik sigortaları bedensel hasarları da karşılaması nedeniyle ciddi bir maliyet oluştu. Ayrıca hukukta bu tür kazalarda tek tip bir uygulama yok. Farklı mahkemeler aynı kazaya farklı ödemeler çıkarabiliyor. Ayrıca kaza geçiren kişiler geçmişte 10 yıl önceki kazalarına kadar dava açabilirken bu 15 yıla çıkarıldı. Zaman aşımı süresinin uzaması da sigorta şirketlerinin maliyetini artırdı. Bu nedenle şirketler geçmişe dönük 15 yıl içinde nasıl bir bütçe ayırmaları gerektiğini hesaplayamadılar. Bu durum yeni bir sektör oluşturdu. Hasar Takip Merkezleri oluştu. Bir sigorta şirketine aynı olaydan dolayı bu merkezler aracılığıyla defalarca dava açılmaya başladı.
Ayrıca son dönemlerde özellikle genç avukatlar maddi hasarlı trafik kazalarında değer kaybı taleplerine başladı. Özellikle sıfır araçlarda tamir maliyetlerinin yanında sigorta şirketleri bir de değer kaybını tazmin edecek ödemeler yapmak durumunda kalınca bu da maliyetleri artırdı. Şirketlerin maliyetlerini artıran bir diğer kalem hazineye ayrılan muallak hasar fonu.
Bu sebeplerden dolayı sigorta şirketlerinin müdahale olmadan fiyat indirimine gitmesinin mümkün olmadığını dile getiren Kara, sorunun trafik sigortalarını acentelerin elinden alarak değil, sigorta şirketlerine standart primli poliçeler getirilmek yöntemiyle çözülmesini beklediklerini söyledi. Acentelerin lokomotifinin trafik sigortaları olduğunu kaydeden Kara, bu sigortaların acentelerin elinden alınmasının sektörü ciddi ölçüde sıkıntıya düşüreceğini bildirdi.
“DASK’TA TÜRKİYE’DE İLK 5’TEYİZ”
Trafik sigortalarının ardından zorunlu deprem sigortaları hakkında bilgi veren Kerim Kara, Mersin’de bu alanda önemli bir gelişim yaşandığını söyledi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bu artışta önemli rol oynadığına dikkat çeken Kara, MESKİ’de yapılan aboneliliklerde DASK poliçesi getirilmesinin zorunlu tutulduğunu anlattı. Mersin’in üçüncü derece deprem bölgesinde yer alması nedeniyle böyle bir zorunluluğun büyük önem taşıdığını dile getiren Kara, belediyenin sağladığı katkı ile DASK’ta Mersin’in Türkiye genelinde ilk 5 içine girdiğini anlattı.
“BES KONUSUNDA EĞİTİM VERECEĞİZ”
Komite olarak önümüzdeki süreçte yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi veren Kerim Kara, özellikle Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki yeni düzenlemelere ağırlık vereceklerini anlattı.
Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına göre kamu ve özel sektör çalışanlarından 45 yaş altı herkese Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) zorunlu hale getirileceğini hatırlatan Kara, ancak birçok işçi ve işverenin bu konuda bilgi sahibi olmadığını söyledi. Bu noktadan Hareketle MTSO İnsan Kaynakları Müdürlüğü işbirliğinde bir toplantı düzenleyeceklerini açıklayan Kara, üye işyerlerinin işyeri sahipleri ile insan kaynakları müdürlerine konuyla ilgili detaylı bilgi aktaracaklarını söyledi.