Mersin’de, 2015 yılında bindiği minibüste vahşice öldürülen Özgecan Aslan olayının bir benzeri daha yaşandı. Ancak, bu kez sevindirici olan henüz 15 yaşındaki kızın olaydan sağ kurtulması oldu.
Mersin’in Tarsus ilçesinde, 11 Şubat 2015 tarihinde evine dönmek için bindiği minibüste cinsel istismara uğrayan ve işkence görerek vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan cinayetinin bir benzeri, geçen Ekim ayında bu kez kent merkezinde yaşandı. Okul çıkışında evine gitmek için bindiği minibüste şoför ve yanındaki arkadaşı tarafından alıkonularak söz ve hareketlerle taciz edildiğini iddia eden N.B.Y. sürekli çığlık attığı için şoförün normal güzergahına döndüğünü söyledi. Minibüsten iner inmez plakanın fotoğrafını çeken kız, annesi ile karakola giderek şikayetçi oldu. 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan yargılanan 2 şahıs ilk duruşmaya gelmezken, davanın karar duruşmasının 26 Aralık Pazartesi günü yapılması bekleniyor. Zeytinli Bahçe Teknik Anadolu Lisesi 9’uncu sınıfta okuyan N.B.Y., yaşadığı korkunç olayı İHA muhabirine anlattı.
“ISSIZ, ARA SOKAKLARDA DOLAŞTIRDILAR”
Elife Y. (48) ve Suat Y.’nin (47) tek çocukları olan lise öğrencisi N.B.Y., Cuma günleri okuldan saat 18.40’ta çıktığı için minibüse binerek Özgür Çocuk Parkı’na geliyor ve her Cuma annesi tarafından burada karşılanıyordu. N.B.Y., olayın yaşandığı 7 Ekim 2016 Cuma günü saat 18.40’ta da son ders zilinin çalmasıyla birlikte okuldan çıkarak, evine gitmek üzere şehir içi yolcu taşıyan bir minibüse bindi. İddiaya göre, Zeytinli Bahçe Caddesi üzerindeki okulun önünden hareket eden ve içinde şoför M.G. (26) ile arkadaşı S.B.’den (30) başka kimse bulunmayan minibüs, yaklaşık 100 metre ilerledikten sonra ana güzergahından sağa saparak ara sokaklara girdi. Havanın yavaş yavaş kararmaya başladığı saatlerde, boşaltılan ve oldukça ıssız bir bölge haline gelen Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin bulunduğu ara sokaklarda dolaşmaya başlayan minibüsten inmek isteyen N.B.Y., daha sonra yaşadıklarını şöyle anlattı: “Okul çıkışı çok geç saatteydi ve direkt eve ulaşma çabasındaydım. İlk gelen minibüse bindim. Zaten yolcu alıyordu, o yüzden bir güven hissettim. Ama sonra benden başka yolcu kalmadı. Daha sonra ara sokağa girince Özgür Çocuk Parkı’na gitmek istediğimi söyledim, onlar gitmediğini söylediler. İnmek istediğimde, ‘İnmiyorsun, bizim istediğimiz yere gideceksin’ dediler. Ben bağırmaya başladım. Şoförün yanındaki kişi cinsel organıyla oynamaya başladı. Bunun üzerine ben daha çok bağırmaya başladığımda bir ara sokağa girdiler. Aralarında, ‘planımız işliyor’ gibi konuşmalar yaptılar. Ben bağırmaya devam ettim. O ara sokak çok ıssızdı. Ben atlamayı, kaçmayı düşündüm. Arabanın bütün camları, kapısı kapalıydı. Hiçbir şekilde de açma imkanım yoktu. Ben sadece eve gitmek istiyordum."
"NEFES ALMAYI BİLE UNUTMUŞTUM. BAĞIRMAM KURTULUŞUM OLDU"
Çığlıkları arasında iki şahsın kendisini yaklaşık 10 dakika boyunca ara sokaklarda minibüsle gezdirdiklerini belirten N.B.Y., şoför ve arkadaşının daha sonra minibüsü yeniden okulun önüne getirdiklerini söyledi. N.B.Y., "Burada korkudan araçtan inemedim. Çok sayıda öğrenci minibüse binince ben de inemedim. Özgür Çocuk Parkı’nda indiğimde zaten çok kötü bir haldeydim ve hiçbir şey hissetmiyordum. Aklıma gelen tek şey, bu olaydan nasıl kurtulabilirim demekti. Elimden geldiği kadar bağırdım. Bağırmam sanırım benim tek çözümüm, kaçışım, kurtuluşum oldu" dedi.
Minibüsten iner inmez cep telefonu ile hemen aracın plakasının fotoğrafını çektiğini anlatan N.B.Y., "Bunun arkasını bırakmayacaktım. Çünkü şimdi bana yeltenen, başaramayan, ileride birine yeltenip başarabilirdi ve asla böyle bir şey istemem. Hemen bunların önünü kesmek için plakalarını almam gerekiyordu. Plakadan her şeyin bulunabileceğinin farkındaydım" diye konuştu.
"HİÇBİR ANNENİN YÜREĞİ YANMASIN"
N.B.Y.’nin annesi Elife Y. ise kızının başına gelenleri anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Anne Elife Y., "Hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Asla hiçbir zaman için böyle bir şeyin tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Evlatlarımız için her şey. Hiçbir annenin yüreği yanmasın" şeklinde konuştu.
AV. TOKGÖZ: "OLAY, TİPİK BİR ÖZGECAN VAKASININ BENZERİ"
Ailenin şikayetinin ardından Şoför M.G. ile arkadaşı S.B. hakkında dava açılırken, ilk duruşma 21 Aralık 2016 tarihinde görüldü. İki şüpheli ilk duruşmaya gelmezken, ailenin avukatı Sema Tokgöz, lise öğrencisi N.B.Y.’nin yaşadığı olayın tipik bir Özgecan vakasının bir benzeri olduğunu söyledi. (İHA)